Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
Forum İstatistikleri |
» Toplam Üyeler: 60
» Son Üye: Eren
» Toplam Konular: 2,852
» Toplam Yorumlar: 3,307
Detaylı İstatistikler
|
Son Yorumlar |
Ekrem İmamoğlu aslında ki...
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: eniyisi
06-09-2022, 05:03 AM
» Yorumlar: 1
» Okunma: 478
|
Ahmet Aslan, Mehmet Akbaş...
Forum: İndir
Son Yorum: CanCana
10-04-2019, 09:03 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 358
|
Kutsal Evcimen & Tolga Sa...
Forum: Videolar
Son Yorum: CanCana
10-04-2019, 08:57 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 353
|
Bozkır’dan Yıldızlar Geçi...
Forum: İndir
Son Yorum: CanCana
06-23-2019, 11:12 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 419
|
Aleviler Kılıçdaroğlu'na ...
Forum: Beyin Fırtınası
Son Yorum: CanCana
06-23-2019, 11:08 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 435
|
Aslında Seçim Sonuçlarını...
Forum: Beyin Fırtınası
Son Yorum: CanCana
06-23-2019, 07:48 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 438
|
Kılıçdaroğlu doğru insanı...
Forum: Beyin Fırtınası
Son Yorum: CanCana
06-23-2019, 07:40 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 436
|
Ekrem İmamoğlu İstanbul s...
Forum: Manşet Haber
Son Yorum: CanCana
06-23-2019, 07:36 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 435
|
Trabzon'a Pontus diyen ve...
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: CanCana
06-08-2019, 12:47 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 431
|
Yasin Keleş & Neşet Ertaş...
Forum: İndir
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:28 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 448
|
Kabe benim ben insanım - ...
Forum: Video Klip
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:21 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 485
|
Bolu Belediye Başkanı Tan...
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:18 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 459
|
Karadenizli Gençlerin Her...
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:16 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 457
|
Recep Tayyip Erdoğan'ın t...
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:13 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 460
|
Ekrem İmamoğlu'na şarkı
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:12 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 454
|
Ben anlatıyorum sende anl...
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:10 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 374
|
Bir şey bulamıyorlar Ekre...
Forum: Manşet Haber
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 06:59 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 395
|
Binali Yıldırım tekrar ed...
Forum: Manşet Haber
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 06:57 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 372
|
Erdal Erzincan'dan Ekrem ...
Forum: Video Klip
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 09:57 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 412
|
Gazeteci Ali Tarakçı: Cum...
Forum: Manşet Haber
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 09:56 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 666
|
Star yazarı: Başı ağrıdığ...
Forum: Manşet Haber
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 09:55 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 430
|
Dersim Katliamı ile ilgil...
Forum: Alevilik Tarihi
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:25 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 430
|
AA’ya karşı: İmamoğlu açı...
Forum: Manşet Haber
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:22 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 377
|
‘Alevilik başından sonuna...
Forum: Alevi Haber
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:21 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 394
|
ABF İnanç Kurulu: Alevi İ...
Forum: Alevi Haber
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:20 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 357
|
Sivas Katliamı’nın firari...
Forum: Alevi Haber
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:20 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 388
|
Ege - Mustafa Kemal'in As...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:11 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 376
|
Aşık Veysel - Bana da Ban...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:10 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 463
|
Ali Sizer - Çira (2019) F...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:09 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 372
|
Fazıl Say & Plays Say - T...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:08 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 322
|
Çeşitli Sanatçılar - Yol ...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:00 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 353
|
#İZLE! Zer Filmi İndir
Forum: Alevi Sinema
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 12:44 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 351
|
23 Haziran'da İstanbul Bü...
Forum: Beyin Fırtınası
Son Yorum: CanCana
05-11-2019, 11:56 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 360
|
Vatandaşa cart curt yok
Forum: Beyin Fırtınası
Son Yorum: CanCana
05-11-2019, 11:53 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 336
|
Bahçeli AHaber mi izliyor...
Forum: Beyin Fırtınası
Son Yorum: CanCana
05-11-2019, 11:50 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 368
|
Ozan Ali Cemdalı – Sivas’...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-10-2019, 10:54 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 362
|
Sevcan Orhan – İçimden Ge...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-10-2019, 10:53 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 312
|
Dodan – Oğul (2019) Singl...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-10-2019, 10:52 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 296
|
Muharrem Aslan – İklimsiz...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-10-2019, 10:51 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 265
|
Ali Rıza Yüksel – Şu Beni...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-10-2019, 10:51 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 249
|
|
|
Nar Zamanı Belgesel: 12 Eylül darbesinin yarattığı acıları ve travmalar |
Yazar: Pervane - 08-18-2018, 02:38 PM - Forum: Alevi Sinema
- Yorum Yok
|
![](http://aleviyolu.10tl.net/users/aleviyolu/avatars/avatar_1.png?dateline=1534192996) |
![cevahir-cokbilir.jpg](https://www.pirha.net/wp-content/uploads/2018/08/cevahir-cokbilir.jpg)
Yönetmen Çokbilir: 12 Eylül’ün acılarını nenemin sandığında sakladığı nar ile anlattım
Nar Zamanı, 12 Eylül 1980 askeri darbesinin toplum üzerinde yarattığı acıları ve travmaları, eşi ve oğlu askerler tarafından götürülen Hatice’nin köy evindeki tek gözlü odasında beklemesi üzerine anlatan belgesel bir film.
Yönetmen Cevahir Çokbilir, anneannesinin dayısı için sandığında sakladığı nardan esinlenen ve annesinin anlatımlarıyla 12 Eylül’ün toplum üzerinde yarattığı tahribatı belgesel filme dönüştürme kararı almış. Nar Zamanı adlı belgesel filmi izleyiciler ile buluşturan Çokbilir, “12 Eylül’de anneannem dayım için sandığında nar saklarmış. Annem ve teyzeme vermezmiş. Yaklaşık 8-10 sayfa anılarını yazmıştı. Ben de bunu senaryolaştırdım ve Nar Zamanı çıktı” diye konuştu. Cevahir Çokbilir ile şimdiye kadar çektiği filmlerden, bunun toplumda nasıl karşılık bulduğundan ve ‘Nar Zamanı’ hakkında konuştuk.
Sinemaya nasıl yöneldiniz, sizi buna iten maneviyat neydi?
Ortaokul yıllarında amcam Almanya’dan bir kamera getirmişti. Onunla oynaya oynaya ufak çekimler yaptık. Güzel sanatlar lisesi sınavında çok heyecanlandım ve bir nokta aşağıdan başladım. Dolayısıyla kazanamayınca üniversitede sinema okumak istedim. Üniversiteye gittiğimde kısa çalışmalar yaptım. ‘Tını’ ve ‘Çalış Babam Çalış’ bunlara örnekti. Okul bittikten sonra ilk belgesel filmim ‘Maşuk’u çektim. Çorum’da aşıklık geleneğinin taşıyıcı Aşık Hasan Amca idi. ‘Nar Zamanı’ ve son olarak ‘Kar Zamanı’nı yaptık.
Özelde Nar Zamanı’nın özgün bir yönü vardır. 12 Eylül askeri darbesinin insanlar üzerindeki etkisini küçük bir köyün tek gözlü odasında yaşayan aile üzerinden değelendiriyorsunuz. Oğlu Mustafa ve eşi Süleyman’nın yolunu bekleyen Hatice’nin bekleyişi var. Nar Zamanı’nın öyküsü nasıl gelişti, neyi anlatmayı amaçladınız?
Üniversiteyi kazandığım yıllarda 12 Eylül ile ilgili belgesel film yapmak istedim. Ara tatillerde Antalya’ya ailemin yanına geldiğimde 12 Eylül ile ilgili hikayeleri dinledim. Anneme bu filmden bahsettim. Dayımın bir hikayesi vardı. Anneannem dayım için sandığında nar saklarmış. Annem ve teyzeme vermezmiş. Anneme ‘notlarını al, üzerinde çalış ve aklına gelenleri yaz’ dedim. Yaklaşık 8-10 sayfa anılarını yazmıştı. Ben de bunu senaryolaştırdım ve ‘Nar Zamanı’ çıktı.
Sizin de bildiğiniz gibi çekimlerde zorluklar yaşanıyor. Zaman ve mekan olgusu filmleri zorlayabiliyor. Siz ne gibi sıkıntılar yaşadınız?
Şöyle bir sıkıntı yaşadık. Senaryoya göre eski bir yol ve yolun kenarında nar ağacı vardı. Askerler Hatice’nin oğlu Mustafa’yı götürüyorlardı. Kameranın devam hareketi ile birlikte ağacın altında uyuyan Hatice ve nar toplayan çocuklarını görüyorduk. Bu planı kesmeden yapıyorduk. Aslında tek defada sinemanın anlatım gücünü, sinematografik dilini daha etkin kılmak istiyorduk. Öyle bir yer bulamadık. Filmin açılış sahnesinde askerlerin Mustafa’yı götürdüğü yolu bulduktan sonra kafamda şöyle bir şey oluştu. Nar ağaçlarından birini söküp yol kenarına mı diksek? O sahneyi kesmek zorunda kalmıştık. Mekan bulmakta biraz zorlandık. Dönem filmi olduğu için döneme uygun yerler lazım. Mekanı bulmakla kalmıyor, mekanın ruhunu oraya taşımak lazım. İstediğimiz yapıda bir ev bulunca çekimi orada yaptık. Bir filmi ortaya çıkaran şey aslında hazırlıktır. Bir filmin yapı taşıdır.
12 Eylül sürecinde toplum büyük bir baskı, bunalım yaşadı. İzleri devam ediyor. Onlarca insan kaybedildi, işkencelerden geçirildi. Küçük de olsa bunlara bir ses oldunuz. Onlarca anlatım oldu ve üzerine yazıldı çizildi. Sizin bu anlatım üzerinden bu filmi çekmeniz ciddi anlamda bir tepki geliştirdi. Toplumun acısını, sevinçlerini işlediniz. Buna dair düşünceleriniz nelerdir?
Aslında 12 Eylül’ü anlatan belgesel filmlerin yanında kurmaca sinema filmleri de var. Fakat toplumu etkileme potansiyelinin yanında bu filmler çok az ve nitelik açısından yeterli kalmadı. 12 Eylül’ün izleri hala devam ediyor. Toplumun hemen hemen tamamı bundan doğrudan ve dolaylı etkilendi. Sinema sektörüne genel olarak baktığımızda bir filmin seyirciye ulaşması gerçekten çok zor. Özel gösterim ve festivalleri saymaksak internet üzerinden ulaşabiliyorlar. Nar Zamanı 3 yıldır ve yirmi bin izlenmesi var. Çok çok az ve milyonlara ulaşması lazım ki toplum böyle filmlerinden haberdar olsun. Bunun dışında Cannes film festivalinde ödül alan bir arkadaşımızın Sessiz (Bedeng) ve Yorgan filmi var. Tezimi de bu konu üzerine yapmıştım. İnsanların gerçekten bu filmlerden haberi yok. İnsanlara bu filmleri ulaştırmamız gerekiyor.
Son dönem ülkede çekilen filmleri takip etmişşinizdir. Değim yerindeyse ağlanacak halimize gülüyoruz. Toplumun sevinçlerini, acılarını, kültürünü ve değerlerini işlemeyen filmler yaratılıyor. Buna tercüman olunamamıyor. Siz bu filmleri nasıl değerlendiriyorsunuz ?
1960-70 ve kısmen 80’ler topluma ve toplumsal olaylara çok ilgili, toplumun da sinemaya ilgisinin o denli yoğun olduğu zamandı. 12 Eylül darbesi ile toplum daha bireycileşti, bencilleşti. Bir arada olma, birlikte hareket etme, dayanışma ve ortaklaşma üzerine olan kültür yerine işe giden, eve gelen ve biraz televizyon izleyen toplum yaratıldı. Biraz mekanize ve motorize oldu. Şu an yapılan filmler bunun yansıması. İnsanların çalıştıktan sonra deşarj olmaya ihtiyaçları var eğlenmeleri gerek. Sinema da bir eğlence aracına dönüştü. Sinema içerisinde eğlenceyi de barındıran bir alan ama sadece ona dönüştü.
İlerik zamanda bir projeniz ve buna dair yoğunlaşmanız, çalışmanız var mı ?
Hissetmekle ilgili bir kısmını söyleyeyim. Nar zamanında bir ağıt kısmı vardı. Filme bir ağıt sahnesi çok yakışır diye düşündüm. Ağıt kısmında anneme doğaçlama sözler hazırladık. O deniyor ve biz çekiyoruz. Bu sırada anneannem de çekimde ve annemi seyrediyor. Öyle söylemeyeceğini söylüyor ve düzeltiyor. O sahneyi çekerken ekipte bir duygulanma ve gözyaşı olmuştu. Şimdi Nar Zamanı’nın devamı olan Kar Zamanı var. Amerika Los Angeles İndependent film festivalinde 5 ödül aldık. Polonya You Pan Sinematografide en iyi Avrupa filmi ödülünü aldık. Kar Zamanı Nar Zamanı’nın öncülüğü ve devamı olmuş oluyor. Kar Zamanı’nın yolculuğu yeni başladığı için önümüzdeki projelere odaklanmaya daha çok zaman var diye düşünüyorum.
Bol Ödüllü Kısa Film Nar Zamanı / Pomegranate Time Short Film Award Winning Film
<iframe width="651" height="366" src="https://www.youtube.com/embed/s_zQMN_x7y4" frameborder="0" allow="autoplay; encrypted-media" allowfullscreen></iframe>
Hatice, 12 Eylül 1980 Askeri Darbesi'nden beri görmediği oğlu Mustafa'ya sandığında nar saklar ve Mustafa'yı bekler...
Yazan ve Yöneten: Cevahir Çokbilir
|
|
|
Alevi toplumu Armutlu’daki saldırıya karşı örgütlü duruş sergilemeliydi |
Yazar: Pervane - 08-18-2018, 02:24 PM - Forum: İhbar Hattı
- Yorum Yok
|
![](http://aleviyolu.10tl.net/users/aleviyolu/avatars/avatar_1.png?dateline=1534192996) |
Son dönemde artan Alevilere yönelik baskılarla ilgili değerlendirmelerde bulunan sosyolog Veli Saçılık, Armutlu cemevinde yaşanan olayların Alevi halkını küçük düşürme amaçlı olduğunu ve buna verilecek en iyi tepkinin de örgütlü bir duruş olduğunu kaydetti.
Kanun Hükmünde Kararname ile işinden ihraç edilen sosyolog Veli Saçılık, Alevilere yönelik baskılara dikkat çekti. Armutlu Cemevinde yaşananları hatırlatan Saçılık, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın seçim dönemi “Cemevlerine hukuki statü tanıyacağız” vaatleriyle ilgili kendine sorulan sorulara; “Azrail’den can beklenmez, AKP’den seçim sonrasında böyle bir hamle beklemiyorum. Zaten cemevleri yasaldır, sadece mahkeme kararlarını ve mevcut insan haklarını uygulamaları yeter” cevabını verdiğini söyledi.
“ALEVİ HALKI KÜÇÜK DÜŞÜRÜLMEK İSTENİYOR”
Saçılık, seçim dönemi bu vaatler verilirken seçimin hemen ardından Armutlu Cemevi’nde duvarlara yazı yazılması, cemevine idrar bırakılması, cemevinde insanların yerlere yatırılmasını gibi olayların yaşanmasıyla Alevi halkını küçük düşürülmek istendiğini belirtti. Bu yaşananlara birkaç Alevi örgütü dışında Alevi toplumunun tepki vermemesini de eleştiren Saçılık, “Türkiye’de Aleviler var. Ama ne yazık ki Alevi toplumu oluşmamış durumda” dedi.
“SOKAKLAR TAMAMEN ESİR”
Bunun gibi saldırılara Alevi toplumunun verebileceği en iyi cevabın örgütlü duruş ve dayanışma olduğunu ifade eden Saçılık, cemevine yapılan bu hakaretin mevcut televizyonlar tarafından verilmediğini ve bunun için de Anadolu’nun birçok Alevi köyünde bu olayın duyulmadığını kaydetti. Tüm bu saldırılara karşı örgütlenmek gerektiğine dikkat çeken Saçılık, “AKP önce sendikalarımıza girdi bizi tutukladı, yerlere yatırdı, şimdi cemevlerimizde bunu yapıyor. Şu anda sokaklar tamamen esir. Ankara’da CHP’nin önü dışında eylem yapılamıyor. Oda CHP’yi protesto ediyorsanız yapabiliyorsunuz. Yani şu anda ülke sıkıyönetimle yönetiliyor. Güya OHAL kalkmış durumda. Ama daha da ağırlaştırılarak ortaya yeni yöntemler konularak ilerletiliyor” şeklinde ifade etti.
“YAVUZ SULTAN SELİM’DEN BU YANA EN PROVOKATİF HAREKET”
Cemevine yapılan bu saldırının bir Alevi olarak kendisine çok ağır geldiğini söyleyen Saçılık, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Cemevine yapılan bu saldırı bana çok ağır geldi. Çok tepki vermek istedim ama tepki verecek kanal ve yolları bulamadım. Bu kanalları ve yolları bulma zamanı gelmiştir. Bize yapılan büyük bir hakarettir. Yavuz Sultan Selim’den bu yana en provokatif hareketlerden biridir. Evet biz bu provokasyona gelmeyelim ama bu provokasyona demokrat anlamda bir cevap verelim. Cevap verdiğimiz zaman daha örgütlü ve daha yan yana gelmiş diri olmuş, iri olmuş bir toplum olacağız.”
<iframe width="630" height="379" src="https://www.youtube.com/embed/deK3reTrcB4" frameborder="0" allow="autoplay; encrypted-media" allowfullscreen></iframe>
|
|
|
#İNDİR! "Alevilik Nedir?" kitabı indir - Ali Yaman |
Yazar: Pervane - 08-18-2018, 02:23 PM - Forum: İndir
- Yorum Yok
|
![](http://aleviyolu.10tl.net/users/aleviyolu/avatars/avatar_1.png?dateline=1534192996) |
Aleviliğin inanç ve ibadet esaslarını görmeden önce, bu esasların günümüze hangi şekillerde ulaştığına değinmek gerekir.Alevilik günümüze sözlü ve yazılı olmak üzere iki kaynaktan ulaşmıştır. Sözlü gelenek nesilden nesile aktarılan bilgi ve uygulamalar ve Dedelerin günümüze ulaştırdığı bilgiler şeklinde günümüze ulaşmıştır. Sünni kitlelerin aksine eğitim kurumlarından yoksun kalan Aleviler inanç, gelenek ve kültürlerini daha çok bu yolla günümüze ulaştırmışlardır. Çevreyi temsil eden ve göçebe/ yarı göçebe kitlelerin oluşturduğu bu gruplar, resmi din anlayışına karşı bir dinsel anlayışı, yani heterodoksiyi temsil ediyorlar, toplumsal yapıları itibariyle, sünnî çevrelerin aksine, eğitim ve kültür kurumlarından yoksun bulunuyorlardı. Bektaşî dergâhlarında ise belli bir organizasyon bulunmaktaydı. Bu dergâhlarda bulunan bektaşî dervişleri ve onların nüfuzundaki kitleler, Ocakzade dedelerin faaliyette bulundukları kitlelerle kıyaslanmayacak ölçüde kurumlaşmış idiler. Bu durumu arşiv belgelerinden rahatlıkla görebiliyoruz. Ocakzade dedelerin faaliyette bulunduğu yerlerde yaşayan kitleler Bektaşî dergâhlarından daha farklı bir organizasyona tabi bulunmaktaydılar. Bu kitleler arasında, bilgiler, yazılı olmayan yani sözlü geleneğe dayalı bir şekilde nesilden nesile aktarılıyordu. Merkezi iktidarların bu kitleler üzerindeki baskısı ve zaman zaman gerçekleşen sürgünlerin yarattığı olumsuzluklar bu kitlelerin yaşamlarının her alanına yansımış, örneğin cem ayinleri büyük bir temkinle ve gizlilik içerisinde yapılır olmuştur.
Alevi Yol ve Erkânının günümüze ulaşmasının ikinci kaynağı ise yazılı kaynaklardır. Ancak bu kitlelerin sosyal yaşamlarının doğal bir sonucu olarak, sahip oldukları yazılı eserler de oldukça sınırlıdır. Alevî köylerinde yaptığımız araştırmalarda, daha çok dede evlerinde nefeslerin ve deyişlerin yer aldığı kitaplar (Cönkler), Menakıb-ı İmam Cafer-i Sadık, Hutbe-i Düvaz-deh İmam/Menakıb-ı Seyyid Safi, “Küçük Buyruk” olarak da bilinen “Dergah-ı Ali’de Seyyid Abdülbaki Efendi’nin Erenlere Muhib olan Temiz İnançlı Müminlere Gönderdiği Mektup” başlıklı bir kitapçık,Makalat-ı Hacı Bektaş-ı Veli ve Vilayet-name adlı el yazması (Osmanlıca) eserlerin varolduğunu biliyoruz. Oysa sünnî kesimler yüzyıllara yayılan zaman sürecinde medreseler ve şeyh-mürid ilişkisi çerçevesinde birçok eğitim kurumlarına sahip olmuş, bu şekilde yüzlerce eser kaleme alınmıştır. Bektaşi dergâhları eğitim faaliyetleri ve araçları bakımından da, ocakzade dedelere bağlı Alevilerle kıyaslanmayacak ölçüde kurumsallaşmış idiler.Dergahlarda yüzlerce cilt eser bulunurken Alevi köylerinde sadece Dede evlerinde elyazması kitaplar bulunurdu.
Linkleri görebilmek için Üye Olun veya Giriş Yapın.
(Çalışmayan linkleri bildirin tekrar yükleyelim)
|
|
|
Doğan Demir’den CHP’li başkana tepki: 5 tane kültür merkezine cemevi yazdıramadı |
Yazar: Pervane - 08-18-2018, 01:00 PM - Forum: Alevi Haber
- Yorum Yok
|
![](http://aleviyolu.10tl.net/users/aleviyolu/avatars/avatar_1.png?dateline=1534192996) |
![altinova_cemevi_temel_atma.jpg](https://www.pirha.net/wp-content/uploads/2018/08/altinova_cemevi_temel_atma.jpg)
Antalya Kepez Orta Mahalle’de Altınova Kültür Merkezi ve Cemevi’nin temel atma töreni gerçekleşti. Törende konuşan AKD Başkanı Demir, CHP İzmir Büyükşehir Başkanı Kocaoğlu’na eleştiride bulunarak, “İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı 5 tane kültür merkezine, cemevi yazdıramadı. Sadece kültür merkezi yazıyor. 200 yılla yargılanıyorsun, 20 yıl da Aleviler için yargılan” dedi.
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin yapımını üstlendiği Kepez Orta Mahalle’de yapılan Altınova Kültür Merkezi ve Cemevi projesinin temeli atıldı. Törene Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü, Alevi Kültür Dernekleri Başkanı Doğan Demir, Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Saymanı Ali Aktaş, Alevi Kültür Dernekleri yöneticileri ile çok sayıda yurttaş katıldı.
Temel atma töreninde konuşan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, 3 yıl önce cemevi sözü verdiklerini, ancak imarla ilgili sıkıntılar nedeniyle geç kaldıklarını söyledi. Her kesimin ihtiyaçlarına cevap verecek hizmetler gerçekleştirmenin asli görevi olduğunu belirten Türel, Alevilerin cemevi ihtiyacının görmezden gelinemeyeceğini söyledi.
DEMİR’DEN KOCAOĞLU’NA: 20 YIL DA ALEVİLER İÇİN YARGILAN
Türel’den sonra Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir de kısa bir konuşma yaptı. Demir, Antalya’da daha fazla cemevine ihtiyaç olduğunu söyledi.
Demir, “Cem ve kültür merkezleri adı altında cemevleri yapıyoruz. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı 5 tane kültür merkezine, hatta bir tanesi bizim tapulu arazimizde olan bu merkezlerin üstüne cemevi yazdıramadı. Sadece kültür merkezi yazıyor. 200 yılla yargılanıyorsun, 20 yıl da Aleviler için yargılan. 10 yıldır bu Aleviler sana oy veriyor. cemevi, cami, kilise, havra yazmaya korkmamak lazım. Türkiye’nin olağanüstü dönemden geçtiğini biliyoruz. Bizim toplumumuz, ülkesine karşı hiçbir zaman düşman olmamıştır. Ekonomik savaşı bertaraf etmek zorundayız. Ama acı olan şu: Biz solcular 70 ve 80’li yıllarda ‘Kahrolsun Amerikan emperyalizmi’ diye bağırdığımızda bize ‘Hain’ diyenler bugün ‘Kahrolsun Amerikan emperyalizmi’ diyor” diye konuştu.
“BU CEMEVİ BÜTÜN ALEVİLERİN YERİDİR”
Cemevinin hangi kuruma verileceğine yönelik Antalya’da tartışma yaşandığını söyleyen Demir, şöyle devam etti:
“Protokol kimin adına yapılacak kavga var. Burası bütün Alevilerin olacak. Alevi bir yurttaş önce düzgün olacak, edep, yol bilecek sonra ibadetini yerine getirecek. Burada günlerdir yaşanan sıkıntıyı asla ciddiye almayın. Cemevi kime verilecek kavgasına şube başkanları izin vermesin. Bazı arkadaşlar bize ‘işbirlikçi’ diyor ama biz ülkemizin işbirlikçisiyiz. Bütün partilere eşit mesafedeyiz. İktidara oy verir vermez siz bilirsiniz, ben de vermedim. Ama insanları kutuplaştırmaya hakkı yok. Yeri geldiğinde bütün partilerle konuşuruz. Bize iftira atanlara, bizi ötekileştirenlere karşıyız.”
4500 METREKARE
Konuşmaların ardından Güzelşah Dede’nin gülbenk ile cemevinin temeli atıldı. Altınova cemevi, 4 bin 500 metrekarelik toplam inşaat alanı ve donatılarıyla ihtiyaca cevap verecek. Projede 2 konferans salonu, ibadethane, kütüphane, kurban kesim merkezi, sergi alanı, kurs alanları ve kafeterya olacak.
|
|
|
Zakir Aksünger: Cemler daraltılmamalı, yerel zenginlikler korunmalı |
Yazar: Pervane - 08-18-2018, 12:59 PM - Forum: Alevi Haber
- Yorum Yok
|
![](http://aleviyolu.10tl.net/users/aleviyolu/avatars/avatar_1.png?dateline=1534192996) |
![IMG_0008-768x512.jpg](https://www.pirha.net/wp-content/uploads/2018/08/IMG_0008-768x512.jpg)
Uzun yıllardır Antalya’da Alevi toplumuna hizmet ederek bağlama eğitimi veren ve zakirlik yapan Fahrettin Aksünger cemler ile birlikte zakirliğin de daraltıldığını belirtti. Aksüngen, “Cemleri o kadar daralttık ki üç nefes ve bir semah ile bitiriyoruz.Eğer Alevi kurumlarının Alevilik diye bir dertleri varsa zakirleri her koşulda sahip çıkmak zorundalar” dedi.
Bağlama eğitim veren ve zakirlik Fahrettin Aksünger, bütün yörelerin semahının kendi özgünlüğünde görülmesi gerektiğini söyledi ve cemin büyük bölümünün yürütüldüğü zakirlik hizmetinin doğru yürütülmesi için çağrıda bulundu.
“ALEVİLİK DEVLET ELİ İLE ASİMİLE EDİLİYOR”
Varolan süreçte Alevi toplumunun devlet eli ile asimile edilmeye çalışıldığını belirten Aksünger şöyle konuştu:
“87 yılından bu yana Antalya’dayım ve Alevi toplumuna dair yapılan ilk etkinliklerin içinde yer alabilme şansını yakaladım. İlk semah ekibi, saz kursu, cem çalışması, konser ve panellerde emeğimiz oldu. Çağdaş, demokratik ve laik biri insanlığın yaratılmasında Hacı Bektaş-ı Veli’nin ”İlimden gidilmeyen yonun sonu karanlıktır”ilkesinin doğruluğuna uyarak onlarca öğrenci yetiştirdim. Şu anda da Elmalı Tekke Abdal Musa Dergahı’nda gençler yetiştiriyorum. İçlerinde Alevi ana-babadan olmayan ama Alevi gibi yaşayan canlar var. İki noktada çok ciddi asimilasyon var. İlki devletin binlerce yıllık tarihsel süreç içerisindeki Anadolu Aleviliğinin kendi özgünlüğüne dair asimilasyonu, diğeri ise kaba olacak ama kiraladığı dedeler üzerinden gençler camilere ve medreseler çekilmeye başlanması var.”
<iframe width="630" height="379" src="https://www.youtube.com/embed/2S2VOigSrDg" frameborder="0" allow="autoplay; encrypted-media" allowfullscreen></iframe>
“ZAKİRİN NEFESLERDEKİ DERİNLİĞİ, EDEBİYATI VE TASAVVUFU BİLMESİ LAZIM”
Cemin büyük bölümünün zakirin okuduğu nefesler üzerinden gittiğine değinen Aksünger nefeslerdeki derinliğe ulaşmadan zakir olunamayacağının altını çizdi.
Aksünger sözlerine şöyle devam etti:
“86 yılında köyden yeni gelmiştim ve Halkevlerine gidiyordum. Bir biçimde orada işin inanç boyutu çok aksaktı. Burada dernek kurulduğunda semahın daha doğru bir Alevi örgütlülüğü içerisinde olması gerektiğine inandık. O zaman daha fazla bir duygusallığımız vardı. Çok imkanımız yoktu, dar alanlarda semah dönerdik. Belki aç karna eve giderdik ama huzurluyduk. Bugün ise ortamlarımız, teknolojik iletişim çok gelişti ama biz o duyguyu yitirdik. 12 hizmetten biri olan zakirlik hizmetinde 2 nefes söyleyerek zakir olunmuyor. Öyle olursa Şah Hatayi’yi, Pir Sultan’ı, Ulu Ozanlar’ı nereye koyacağız? Onların bu değerlerini çok aşağıya çekmiş olduğumuzu düşünüyoruz. Bu yolun yaşaması gerektiğini inanarak elimden geldiğince her yere koşmaya ve zakirler, öğrenciler yetiştirmeye çalıştırdım. Ama onların psikolojisi benim kadar sağlam değil. Kurumlarımızın tavrından dolayı zakirlik yapacak dost bulunamıyor. Eğer Alevi kurumlarının Alevilik diye bir dertleri varsa zakirleri her koşulda sahip çıkmak zorundalar. Gördüğüm kadarı ile Alevi dedelerinin şöyle bir tavrı var, kendilerini sorgulamıyorlar. Zakir direk posta oturturmamalı, bilimsel değer ile eğitilmelidir. O ulu ozanların nefeslerindeki derinliği, edebiyatı, tasavvufu bilmesi lazım. Yolun yaşaması gerekiyorsa cemin büyük bölümü zakirlerin okuduğu nefes üzerinden gidiyor.”
“BİR BÖLGEYE AİT SEMAH TEKLEŞTİRİLMEMELİ”
“Yerel kültürlere ait semah zenginlikleri görmek zorundayız” diyen Aksünger sözlerine şöyle devam etti:
“Birçok dede ile aynı cemde bulundum, cem yürüyüşünü aldım ve zakirlik yaparak nefesler söyledik. Alevi gülbenglerinin, 12 hizmetin güncellenmesine dair çalışmalarım var. Cem başlamadan önce cemi tarif edecek nefesler okunmalı. Cemin içeriğini bilmeyen veya farklı yörelerden olanlar çerağ uyandırıldığında çerağa dair bir gülbeng veya nefes okunacak ise olmadı diyor. Anadolu Aleviliğinde birçok yörede Nurhak, Hubyar, Kısas, Erzincan, Kırklar, Tahtacı gibi adlandırılmış semahlar var. Tek başımıza bir Tahtacı semahı değil bütün Anadolu semahlarını bilmemiz lazım. 40 deyiş ve duaz biliyorum ama kendimi yetersiz hissediyorum. Bu zenginlikleri görmek zorundayız. Yerel kültürlere ulaşmamız lazım. İşte bu semahların hepsini döndüğümüzde o tadı alırız. Cemleri o kadar daralttık ki üç nefes ve bir semah ile bitiriyoruz. Güncelde insanların beklentileri ve değer yargıları çok farklı. Dedeler çağın dilini yakalamak, çağın dili ile konuşmak zorundalar.”
|
|
|
|