Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
Forum İstatistikleri |
» Toplam Üyeler: 60
» Son Üye: Eren
» Toplam Konular: 2,852
» Toplam Yorumlar: 3,307
Detaylı İstatistikler
|
Son Yorumlar |
Ekrem İmamoğlu aslında ki...
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: eniyisi
06-09-2022, 05:03 AM
» Yorumlar: 1
» Okunma: 478
|
Ahmet Aslan, Mehmet Akbaş...
Forum: İndir
Son Yorum: CanCana
10-04-2019, 09:03 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 358
|
Kutsal Evcimen & Tolga Sa...
Forum: Videolar
Son Yorum: CanCana
10-04-2019, 08:57 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 353
|
Bozkır’dan Yıldızlar Geçi...
Forum: İndir
Son Yorum: CanCana
06-23-2019, 11:12 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 419
|
Aleviler Kılıçdaroğlu'na ...
Forum: Beyin Fırtınası
Son Yorum: CanCana
06-23-2019, 11:08 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 435
|
Aslında Seçim Sonuçlarını...
Forum: Beyin Fırtınası
Son Yorum: CanCana
06-23-2019, 07:48 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 438
|
Kılıçdaroğlu doğru insanı...
Forum: Beyin Fırtınası
Son Yorum: CanCana
06-23-2019, 07:40 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 436
|
Ekrem İmamoğlu İstanbul s...
Forum: Manşet Haber
Son Yorum: CanCana
06-23-2019, 07:36 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 435
|
Trabzon'a Pontus diyen ve...
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: CanCana
06-08-2019, 12:47 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 431
|
Yasin Keleş & Neşet Ertaş...
Forum: İndir
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:28 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 448
|
Kabe benim ben insanım - ...
Forum: Video Klip
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:21 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 485
|
Bolu Belediye Başkanı Tan...
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:18 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 459
|
Karadenizli Gençlerin Her...
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:16 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 457
|
Recep Tayyip Erdoğan'ın t...
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:13 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 460
|
Ekrem İmamoğlu'na şarkı
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:12 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 454
|
Ben anlatıyorum sende anl...
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:10 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 374
|
Bir şey bulamıyorlar Ekre...
Forum: Manşet Haber
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 06:59 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 395
|
Binali Yıldırım tekrar ed...
Forum: Manşet Haber
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 06:57 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 372
|
Erdal Erzincan'dan Ekrem ...
Forum: Video Klip
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 09:57 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 412
|
Gazeteci Ali Tarakçı: Cum...
Forum: Manşet Haber
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 09:56 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 666
|
Star yazarı: Başı ağrıdığ...
Forum: Manşet Haber
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 09:55 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 430
|
Dersim Katliamı ile ilgil...
Forum: Alevilik Tarihi
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:25 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 430
|
AA’ya karşı: İmamoğlu açı...
Forum: Manşet Haber
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:22 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 377
|
‘Alevilik başından sonuna...
Forum: Alevi Haber
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:21 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 394
|
ABF İnanç Kurulu: Alevi İ...
Forum: Alevi Haber
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:20 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 357
|
Sivas Katliamı’nın firari...
Forum: Alevi Haber
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:20 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 388
|
Ege - Mustafa Kemal'in As...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:11 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 376
|
Aşık Veysel - Bana da Ban...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:10 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 463
|
Ali Sizer - Çira (2019) F...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:09 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 372
|
Fazıl Say & Plays Say - T...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:08 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 322
|
Çeşitli Sanatçılar - Yol ...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:00 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 353
|
#İZLE! Zer Filmi İndir
Forum: Alevi Sinema
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 12:44 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 351
|
23 Haziran'da İstanbul Bü...
Forum: Beyin Fırtınası
Son Yorum: CanCana
05-11-2019, 11:56 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 360
|
Vatandaşa cart curt yok
Forum: Beyin Fırtınası
Son Yorum: CanCana
05-11-2019, 11:53 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 336
|
Bahçeli AHaber mi izliyor...
Forum: Beyin Fırtınası
Son Yorum: CanCana
05-11-2019, 11:50 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 368
|
Ozan Ali Cemdalı – Sivas’...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-10-2019, 10:54 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 362
|
Sevcan Orhan – İçimden Ge...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-10-2019, 10:53 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 312
|
Dodan – Oğul (2019) Singl...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-10-2019, 10:52 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 296
|
Muharrem Aslan – İklimsiz...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-10-2019, 10:51 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 265
|
Ali Rıza Yüksel – Şu Beni...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-10-2019, 10:51 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 249
|
|
|
Kategori azaltması |
Yazar: Pervane - 12-19-2018, 01:11 PM - Forum: Duyuru
- Yorum Yok
|
 |
Aleviyolu sitesinin bütünlüğünü kaybetmemesi adına
"Kamu iş ilanları" ve "Kamu Personel Seçme Sınavı" kategorileri kaldırılacaktır.
Kategori içeriklerini "Çöp Kutusu" "Eski Konular" kategorisinde bulabileceksiniz
|
|
|
“Vahabizm, İngiliz Ümmetidir Ve Siyonizm’e Hizmet Ediyor” |
Yazar: Pervane - 12-19-2018, 01:02 PM - Forum: Manşet Haber
- Yorum Yok
|
 |
Dünya Ehl-i Beyt sevenleri kongresi merkezi konseyi oturumu vahdet yollarını araştırmak için Tahran’da yapıldı. Çeşitli dinlerin önde gelen şahsiyetlerinin katıldığı oturum iki gün sürdü.
Türkiye Caferileri Lideri Selahattin Özgündüz, Tahran’da dünya Ehl-i Beyt Sevenleri Kongresi’ne katılarak şunları söyledi; “İslam âleminin vahdeti Şia ve Sünni gençlerinin sömürgecilik komplosundan bilgili ve haberdar olmasını vurguladı.
Vahabizm, İngiliz ümmetidir. Amerikan ve İsrail’in siyasetlerini icra ediyor. Bugün bütün Müslümanların serveti Amerika’da toplanıp trilyonlarca dolar Vahhabi Arabistan’a silah satarak, Dünya Müslümanlarını yok etmek için kullanılıyor. Amerika’nın boyunduruğu altında yaşamayan ülkeler hür ve bağımsız olarak kendi takdirini belirliyorlar. Fakat Amerika bunların üzerine bomba ve fitne yağdırıyor.
Bu arada Arabistan da kendi dindaşlarını katlederek İslam âlemine çok büyük bir acı veriyor. Amerika asırlardır İslam âleminden el çekmiyor. Bu yüzden bütün İslam ümmeti, Amerika’nın tuzağına düşmemek için uyanmalıdır. Bugün Amerika, Pakistan’da, Afganistan’da Ehl-i Sünnet ile savaşıyor. Ehl-i Sünnet ve Şia âlimleri Vahhabiye yönelmemek için Müslümanları uyandırmalıdır. Suudiler, Pakistan’da medreseler açtı, fakat Amerika Taliban’ı oraya götürdü. Afganistan’da da aynı siyasetini yürüttü.
Özgündüz, Amerika, İslam âleminin yüzünü karalamasına işaret ederek şöyle devam etti; Amerika, Pakistan’a ve Orta Asya’daki bazı İslam ülkelerine ve Kafkasya’ya Vahhabi misyonerler göndererek Şia ve Sünni gençlerini tuzağa düşürmek istiyor.
Öyleyse bizler onların Hanefi ve Şafi kalmalarına çaba sarf etmeliyiz. Müslümanın şartı tek kelimedir. Oda şehadet kelimesidir. Şiiler ve Sünniler birbirinden ayrı değildir, Şii, inananlar ve Müslümanlar için bir statü anlamına gelir ve bir tarikat olarak görülmez.
İslam âlimleri barış ve uzlaşma içerisinde incitici, radikal ve keskin olmayan bir dili kullanıp, Şeytanın Müslümanların arasında çirkin sözlerle düşmanlık sokmasına izin vermemeliyiz. Tekfiri gruplarının İslam dünyası ile hiçbir ilgisi yoktur insanlığın kurtuluşuna giden yol İslam'dır.” dedi.
|
|
|
‘Okulda cuma namazına gitmediğim için dışlandım’ |
Yazar: Pervane - 12-19-2018, 12:34 PM - Forum: İhbar Hattı
- Yorum Yok
|
 |
Yeni eğitim sistemine ve zorunlu din derslerine tepki gösteren üniversite öğrencisi Alican Demirci, “Ben şu anki eğitim sistemini gerçekten beğenmiyorum. Çünkü teknoloji adına hiçbir şey yapmıyoruz, sadece din adına koşturuyoruz. İnsanlar uzaya giderken biz geriye gidiyoruz” dedi.
Üniversite öğrencisi Alican Demirci, Alevi çocukların oldukça zorluk çektiği zorunlu din dersine ve mevcut gerici eğitim sistemine ilişkin konuştu.
“GİYDİĞİMİZ ELBİSEYİ BİLE KISITLAYACAKLAR”
Mevcut eğitim sistemini beğenmediğini belirten Demirci, “Teknoloji adına hiçbir şey yapmıyoruz, sadece din adına koşturuyoruz. İnsanlar uzaya giderken biz geriye düşüyoruz. Bugün giydiğimiz elbiseyi bile kısıtlayacaklar ve diyecekler takke ile gezeceksin. Eskiye, Osmanlı’ya neredeyse dönülecek. Her şeye kısıtlamalar geliyor ilerleyemiyoruz. İnsanlar çok geri düşünüyorlar. Sabit fikirliler. Bir gözlük takmışlar ve o gözlüğün gördüğü derecede görüyorlar. Hiç etraflarına bakmıyorlar” diye konuştu.
“ZORUNLU DİN DERSİNİ DAYATTILAR”
Alevi çocuklarının okullarda dışlandığını ve zorlandığını kaydeden Demirci, zorla dayatılan zorunlu din derslerine tepki göstererek şunları ifade etti:
“Zorunlu din dersi var. Ben zorunlu din dersi almak istemedim ama dayattılar. Bizim okul yeni yapılırken bizi İmam Hatip lisesine gönderdiler ve orada zorunlu olarak dersler aldık. Okulumuz açılınca nefes aldık. Bunun dışında artık lisede bir ayrışım var. İnsanları ayırıyorlar birbirlerinden. Yani oturup ‘kardeşim nasılsın’ diyemiyorsun. ‘Kardeşim sen Alevisin biraz uzak otur benden diyorlar’. Ben ne yaptım sana. Gelip hiç bana sordun mu, nasılsın kardeşim sizin kültür böyle, bizim kültür de böyle. Sen bilir misin bunları? Ya da ‘Ben bir şeyler öğrenmek istiyorum’ diyerek gelip bana danışabilir. Ben ona bildiğim kadarı ile anlatabilirim. İnsanlar o kadar yozlaşmışlar ki hiçbir soruyu böyle sormuyorlar. Diyorlar bu Alevi, buna bir şey sormaya gerek yok zaten, biliyoruz.”
“KAPILARIN İŞARETLENMESİYLE DALGA GEÇTİLER”
Alevilerin kapılarına çarpı işareti konulmasına değinerek bunun dalga konusu yapıldığını belirten Alican Demirci, şöyle devam etti:
“Bir kültür ile dalga geçilecek bir şey yok. Biz Aleviler olarak televizyona çıkıp bir türban hakkında dalga geçmiş olsak bizi linç etmeye kalkarlar. Sonra Aleviler böyle, Aleviler şöyle olur. Ama onlar bizim hakkımızda dalga geçebiliyorlar. Biz bir şey diyor muyuz? Diyemiyoruz. Ama aslında dememiz lazım. Neden diyemiyoruz ki? Onlar diyorsa biz de deriz. Ama kötü dille değil, insan gibi konuşarak. İşte sizin kültür böyle, bizim kültür böyle diyerek. Aslında siz biz de yok. Hepimiz biriz. Ancak dinsel sorunlar, devletin yaptığı baskılar, insanları bu hale getiriyor. Özellikle yaşadığımız şu ekonomik sıkıntı durumlarında intihar edenleri, kendini öldürenleri, kesenleri haberlerde de görüyoruz.”
“ARTIK HERKES İMAM HATİP OKUYOR”
Demirci, Alevi inancına mensup bir genç olarak okulda zorunlu din derslerine ilişkin yaşadığı zorlukları ise şöyle aktardı:
“İmam hatipte bir seneye yakın okudum. Lise 1’de geldim sonra kendi okulum yapılınca lise 2’de oraya geçtim. Ondan sonra rahatladım. Ama yine dışlamalar vardı. Arkadaşlarım tarafından bana karşı dışlamalar, dalga geçmeler, sıkıştırmalar oluyordu. Ama yine de muhatap olmuyordum. Arkadaşlara sakin kafa ile oturup durumu anlatıyordum. Bir araştıralım bir bakalım aslında siz biz yok hepimiz biriz araştırıp ona göre konuşalım. Siz de çocuk değilsiniz. Konuşalım anlaşalım gibi olayları bayağı bir yaşadım. Kız arkadaşım hiç olmadı bayağı bir kapalıydılar. Başı açık öğrenciler imam hatip okullarına giremiyordu. Ama artık herkes imam hatip okuyor. Ancak imam hatip okuyan ne oluyor onu da bilmiyorum. İmam hatiplerin olmaması gerektiğini düşünüyorum. Bir insan imam hatip okuyup nereye gelebilir. Onu da düşünüyorum. İmam hatip okusanız ne yapabilirsiniz, nerede para kazanabilirsiniz. Gidip Kur’an mı vereceksiniz anlaşmalı. Herkes kendi inancını kendine yaşamalı.”
“OKULDA CUMA NAMAZINA GİTMEDİĞİM İÇİN DIŞLANDIM”
Cuma namazlarına gitmediği için dışlandığını belirten Demirci, “Arkadaşlarım beni ‘Sen Alevisin cumaya gitmezsin’ diye dışlıyorlardı ve cumaya gitmek için zorluyorlardı. ‘Kaç haftadır cumaya gitmiyorsun kafirsin falan’ diyorlardı bana. Her şeyin Allah ile bizim aramızda olduğu için ben takmadım onları. Bu şekilde beni dışladılar. Çok kavga ettim” diye konuştu.
Alican Demirci, şunları ekledi:
“Zorunlu Arapça dersi vardı. Bilmiyordum ve hayatımda ilk defa görüyordum bu dersi. İlk sınavım kötü idi ikinci sınav da böyle. Kopye çekerek toplamaya çalıştım. Hoca Kur’-an’ı kerim getirtiyordu. Hatta ilköğretimde din hocamız bize herkes burada sınıfın önünde şematik olarak namaz kılacak demişti. Öğretmenin masasını çektik arkadaş takke takıp şöyle abdest alınır, kıble bu taraf diyerek namaz kılmıştı. Ben kılmadım. Zaman bana gelmemişti. Gelseydi kılar mıydım? Herhalde kılmazdım. İstemediğim bir şeyi kılmak zorunda değilim madem dinde zorlama yoksa. Zorunlu din dersi olmasın.”
<iframe width="630" height="379" src="https://www.youtube.com/embed/kOw16bhgsq4" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen></iframe>
|
|
|
Fatma Ülgür: Alevilik sevgi ve hoşgörünün yoludur; inancımıza sahip çıkalım |
Yazar: Pervane - 12-19-2018, 12:18 PM - Forum: Alevi Haber
- Yorum Yok
|
 |
Adıyaman Merkeze bağlı Kızılcahöyük köyünde, ilerleyen yaşına rağmen Alevilik ritüellerine göre yaşayan Fatma Ülgür, “Alevilik sevginin ve hoş görünün yoludur. Kendi yolumuza inancımıza sahip çıkmak için her kes üzerine düşen görevi yapmalıdır” dedi.
Alevilik yol erkanının yoğun olarak yaşandığı bir çok ziyaret ve dergahın bulunduğu Adıyaman Merkeze bağlı Kızılcahöyük köyünde, ilerleyen yaşına rağmen Alevilik ritüellerine göre yaşayan 8 çocuk annesi Fatma Ülgür konuştu.
“ZOR KOŞULLARDA YAŞADIK”
Fatma Ülgür, “Ailem Koçer’di hayvancılıkla uğraşıyorduk. Birçok bölge, köy gezdik. O dönem zor koşullarda yaşıyorduk. Evlendikten sonra bu köye geldim. İyi ki de gelmişim” diyor.
Ülgür, “Ben bu köye geldiğimde o dönemde köyde Alevilik yol erkanı yoğun bir şekilde yaşanırdı. Kureyşan Ocağı Piri Kamber Dede köyümüze gelir yol erkan yürütürdü. Köye geldiğinde genelde bizim eve gelirdi. Kurban kesip yemekler hazırlardık, kendisine senelik çıralıklarımızı verirdik” diye konuşuyor.
Ülgür, Kamber Dedenin evlerine geldiği dönemlerden kalan anılarını anlatırken o günü yaşıyor. Alevilik yoluna ve pirine olan bağlılığından dolayı gözlerinin içi parlıyor.
“ALEVİLİK SEVGİNİN VE HOŞGÖRÜNÜN YOLUDUR”
“Kamber Dedenin köye geldiği dönemlerde köyde yaşayan, Alevilik yol erkanının yaşatılmasında, sürdürülmesinde ve çocuklarımıza aktarılmasında büyük emekler veren köyün ileri gelenleri vardı” diyen Fatma Ülgür şöyle devam ediyor:
“Dede köye gelemediği dönemlerde köyün en geniş odasının birinde toplanır, köyümüzün yola hizmet eden canları ile birlikte cemler yapardık. Onları rüyamda görüyorum, sürekli o günleri yaşıyorum. Eskiden köyde müsahiplik vardı kurbanlar kesilirdi. Bugün de müsahipliğin sadece adı var. Onun şartları yerine getirilmiyor. Bugün de yine bu köyde cemler yapılıyor. Şimdiki gençler de Alevilik yol erkanını bir şekilde sürdürüyor. Alevilik sevginin ve hoş görünün yoludur. Kendi yolumuza inancımıza sahip çıkmak için herkes üzerine düşen görevi yapmalıdır.”
<iframe width="630" height="379" src="https://www.youtube.com/embed/KfW-ylFyqc0" frameborder="0" allow="accelerometer; autoplay; encrypted-media; gyroscope; picture-in-picture" allowfullscreen></iframe>
|
|
|
'Beni Sen Öldür', Maraş/78 - Aziz Tunç |
Yazar: Pervane - 12-19-2018, 12:12 PM - Forum: Alevi Kitap
- Yorum Yok
|
 |
Ümmühan Duman’ın kadın ve anne olmasının hassasiyetiyle katillerin eline düşmemek için eşine “beni sen öldür” demesinin yürek kanatıcılığı bilinmeden katliama dair söylenecekler yetersiz olacaktır
Maraş Kıyımı’nda saldırganlar kapıya dayandığında bir anne, “Çocuklarıma yapacakları kötülüklere dayanamam.
Onlara bu fırsatı verme, beni sen öldür” diye yalvarmış eşine.
Araştırmacı, yazar Aziz Tunç, Maraş Kıyımı(Tarihsel Arka Planı ve Anatomisi) yapıtından sonra, Beni Sen Öldür, Maraş/78 çalışmasıyla karşımıza çıktı. Aziz Tunç gibi biri çıkıp bu olayı araştırmasa, Maraş’ta yaşanan kıyımı gerçek boyutlarıyla öğrenemezdik. Bu iki yapıtta, Maraş Kıyımı tüm yönleriyle tarihin sayfalarına geçmiş bulunmaktadır.
Aziz Tunç, Maraş Kıyımı’nda acı çeken insanların acılarını, kendilerinden, adları, resimleriyle birinci el kaynaklardan dinleyerek, bu topraklarda yaşayanları, insanlıkla yüz yüze getiriyor.
Aziz Tunç’un Maraş Kıyımı’yla ilgili çalışmalarından önce bu konuda çok şey yazıldı. Tunç’un çalışmaları, bu konuda daha önce yazılanların ne denli yanıltıcı, çarpıtılmış olduğunu ortaya koymaktadır.
Aziz Tunç Maraş Kıyımı’nı tarihin karanlık sayfalarından kopararak insanlığın gündemine taşıyan özgün, emek ürünü bir çalışma yapmıştır.
“Çalışma kapsamında 11 il, 12 ilçe ve çok sayıda köy gezilmiş, katliamın acısını en derin haliyle yaşamış olan 340 insanla görüşme, bunlardan 64 insanla kameralı çekim yapılmıştır.”
Tunç yoğun emek ürünü olan çalışmasıyla, anlatımı güç olan acıları yaşayan insanları, adları, resimleri, olayın yaşandığı yerler, olayın nasıl yaşandığı gibi durumları belirterek açık, seçik önümüze koymaktadır.
Maraş Katliamı’nı bin, bilemediniz iki bin kişi yapmıştır. Yurttaşlarını iki bin acımasız saldırganın elinden kurtaramayan ya da kurtarmak istemeyen bir ordu, polis, bu ülkeyi düşman saldırısından nasıl koruyacaktır?
Hiç kimse geldiği soyu, inandığı dini seçerek bu dünyaya gözlerini açmamıştır. Anne, babamız, içinde bulunduğumuz toplum, bu toplumun değer yargıları büyük ölçüde kendi seçimimiz değildir.
Bir insan, nasıl olur da kendisi gibi bir insan olan, 16 yaşındaki gencecik bir insanın ağzına kurşun sıkabilir? Gencecik bir kızın memelerini kesebilir? Dedesi yaşında insanların ağzına silah dayayabilir? 128 yaşında yaşlı bir insanın öldürülmesi, ölenlerin cenazelerinin camiye alınmaması, yaralıların hastanelere sokulmaması, ölüme terk edilmesi, hangi insanlık değerleriyle örtüşebilir?
Bir annenin gözleri önünde yavrusunu öldürmenin acısını taşıyabilecek yürekler, insana özgü değerlerin kıyısından, köşesinden geçemeyecek ölçüde kirlenmişlerdir. Nefret, kin, öfke kusulan ortamları hazırlayanların içine düştükleri acınası durumu, yaşamlarını, geçimlerini bu olumsuz değerlere bağlayarak insanlıktan uzaklaşanların dışında hiçbir insan onaylayamaz.
Kendisine sıkılan mermilerin nedeni niçin sıkıldığını bilmeyen çocukların acımasızca öldürülmelerinin hiçbir haklı gerekçesi olamaz.
Sorun bu canavarları üreten toplumsal yapı, gelenek, göreneklerin kurtulması, ortadan kaldırılması yerine, belli çıkar çevrelerince beslenmelerinden kaynaklanmaktadır kanısındayız.
Bu acımasızlık, insanların doğalarının ürünü olmasa gerektir. Aile yapısı, içinde büyümekte oldukları toplumun yapısı, yüklenen değer yargıları, insanları bu canavarlıklara iten temel etkenler olsa gerektir. Bir dine inananların, başka bir dine inananlara, bir ırktan olanların başka bir ırktan olanlara nefretle, kinle saldırmaları, kendilerine benimsetilen değerlerin ürünü olduğu düşüncesindeyiz.
Benzeri birçok olayda olduğu gibi, Maraş Kıyımı’nda da, insanlara acımasızca saldırıların çoğunluğunun, savundukları din, geldikleri soyun üstünlüğü, yüklendikleri değer yargılarıyla ilgili konularında bir tek önemli yapıt okumadıkları, bu konuları yeterince düşünmedikleri kanısındayız.
Maraş, Sivas, Çorum kıyımları gibi dönüm noktaları, Türkiye’nin gerçek tarihini yazabilmek için önemli köşe taşlarıdır.
Maraş Kıyımı’nda ölüm kusan saldırganlar kapıya dayandığında Ümmühan Duman, “Bunlar bizi sağ bırakmayacaklar, bize ölümden beter kötülükler yapacaklar. Çocuklarıma yapacakları kötülüklere dayanamam. Onlara bu fırsatı verme, beni sen öldür” diye yalvarmış eşine. Bir insanın bu ruhsal yıkıma uğratılmasını açıklayacak sözcükler bulmak güçtür.
Bir kadın yıllarca bir yastığa baş koyduğu, çocuklarının babası olan eşine nasıl “Beni sen öldür” diyebilir? Maraş Kıyımı sırasında, bu duygular içinde çırpınan Ümmühan Doğan, kocasına, “Onların (saldırganların)eline bırakma, beni sen öldür” demiştir.
“Beni Sen Öldür, Maraş/78”, sözlü tarih, sivil tarih yazımına güzel bir örnektir.
Acılar yüreklere sinince kolayca silinememektedir. Çok titiz bir araştırmaya karşın, Maraş Kıyımı’nın yine de aydınlatılamayan yanların olduğu anlaşılmaktadır.
Maraş Kıyımı, mezhep, ırk savaşı gibi çağımızın algılarına göre oldukça çağdışı içerikli bir kıyımdır. Türk, Kürt Alevi insanların yaşadığı yerlerde, toplumsal duyarlılığı yüksek kutsallar üzerinden yürütülmüş bir sonuçtur. Olayın en yoğun olarak yaşandığı yer olan Yörükselim Mahallesi’dir. Burası Osmanlı döneminde bir Ermeni yerleşim birimidir. Adından da anlaşılacağı gibi, Yörüklerin, Kürt Alevilerin yerleştiği bir yöredir.
Tarihimizde yaşanan bu acı olaylarla yüzleşemezsek, geleceğimizi sağlıklı temellere oturtamayız. Bu yapıtlar geçmişin acı olaylarını gün yüzüne çıkarırken, bir yandan da geleceğimize ışık tutmaktadır.
Maraş Kıyımı’nın suçu üzerlerine atılan kesimden birileri çıkarak, Aziz Tunç’un bu özgün çalışması karşısına, “Bu olay bizim üzerimize yıkıldı, ancak bunu biz yapmadık. Bizden birileri bilmeyerek ya da yanlış yönlendirmeler sonunda bu olaya katılmışsa, olayın yaşanmasında maşa olarak kullanılmışsa, bu insanlar da, şu acıları çektiler” diyerek, kıyıma katılanların yaşadıklarını belgeleyerek, gerçek suçluların ortaya çıkmasına yardımcı olacak çalışmalar yapmak durumundadırlar.
|
|
|
|