Hoşgeldin, Ziyaretçi |
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.
|
Forum İstatistikleri |
» Toplam Üyeler: 60
» Son Üye: Eren
» Toplam Konular: 2,852
» Toplam Yorumlar: 3,307
Detaylı İstatistikler
|
Son Yorumlar |
Ekrem İmamoğlu aslında ki...
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: eniyisi
06-09-2022, 05:03 AM
» Yorumlar: 1
» Okunma: 478
|
Ahmet Aslan, Mehmet Akbaş...
Forum: İndir
Son Yorum: CanCana
10-04-2019, 09:03 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 358
|
Kutsal Evcimen & Tolga Sa...
Forum: Videolar
Son Yorum: CanCana
10-04-2019, 08:57 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 353
|
Bozkır’dan Yıldızlar Geçi...
Forum: İndir
Son Yorum: CanCana
06-23-2019, 11:12 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 419
|
Aleviler Kılıçdaroğlu'na ...
Forum: Beyin Fırtınası
Son Yorum: CanCana
06-23-2019, 11:08 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 435
|
Aslında Seçim Sonuçlarını...
Forum: Beyin Fırtınası
Son Yorum: CanCana
06-23-2019, 07:48 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 438
|
Kılıçdaroğlu doğru insanı...
Forum: Beyin Fırtınası
Son Yorum: CanCana
06-23-2019, 07:40 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 436
|
Ekrem İmamoğlu İstanbul s...
Forum: Manşet Haber
Son Yorum: CanCana
06-23-2019, 07:36 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 435
|
Trabzon'a Pontus diyen ve...
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: CanCana
06-08-2019, 12:47 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 431
|
Yasin Keleş & Neşet Ertaş...
Forum: İndir
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:28 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 448
|
Kabe benim ben insanım - ...
Forum: Video Klip
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:21 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 485
|
Bolu Belediye Başkanı Tan...
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:18 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 459
|
Karadenizli Gençlerin Her...
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:16 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 457
|
Recep Tayyip Erdoğan'ın t...
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:13 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 460
|
Ekrem İmamoğlu'na şarkı
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:12 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 454
|
Ben anlatıyorum sende anl...
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:10 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 374
|
Bir şey bulamıyorlar Ekre...
Forum: Manşet Haber
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 06:59 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 395
|
Binali Yıldırım tekrar ed...
Forum: Manşet Haber
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 06:57 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 372
|
Erdal Erzincan'dan Ekrem ...
Forum: Video Klip
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 09:57 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 412
|
Gazeteci Ali Tarakçı: Cum...
Forum: Manşet Haber
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 09:56 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 666
|
Star yazarı: Başı ağrıdığ...
Forum: Manşet Haber
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 09:55 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 430
|
Dersim Katliamı ile ilgil...
Forum: Alevilik Tarihi
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:25 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 430
|
AA’ya karşı: İmamoğlu açı...
Forum: Manşet Haber
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:22 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 377
|
‘Alevilik başından sonuna...
Forum: Alevi Haber
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:21 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 394
|
ABF İnanç Kurulu: Alevi İ...
Forum: Alevi Haber
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:20 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 357
|
Sivas Katliamı’nın firari...
Forum: Alevi Haber
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:20 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 388
|
Ege - Mustafa Kemal'in As...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:11 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 376
|
Aşık Veysel - Bana da Ban...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:10 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 463
|
Ali Sizer - Çira (2019) F...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:09 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 372
|
Fazıl Say & Plays Say - T...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:08 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 322
|
Çeşitli Sanatçılar - Yol ...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:00 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 353
|
#İZLE! Zer Filmi İndir
Forum: Alevi Sinema
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 12:44 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 351
|
23 Haziran'da İstanbul Bü...
Forum: Beyin Fırtınası
Son Yorum: CanCana
05-11-2019, 11:56 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 360
|
Vatandaşa cart curt yok
Forum: Beyin Fırtınası
Son Yorum: CanCana
05-11-2019, 11:53 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 336
|
Bahçeli AHaber mi izliyor...
Forum: Beyin Fırtınası
Son Yorum: CanCana
05-11-2019, 11:50 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 368
|
Ozan Ali Cemdalı – Sivas’...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-10-2019, 10:54 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 362
|
Sevcan Orhan – İçimden Ge...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-10-2019, 10:53 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 312
|
Dodan – Oğul (2019) Singl...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-10-2019, 10:52 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 296
|
Muharrem Aslan – İklimsiz...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-10-2019, 10:51 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 265
|
Ali Rıza Yüksel – Şu Beni...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-10-2019, 10:51 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 249
|
|
|
Naciye Çokbilir, topladığı eserleri ‘Barak ve Çepni Türküleri’ albümünde buluşturdu |
Yazar: Pervane - 08-21-2018, 12:55 PM - Forum: Alevi Müziği
- Yorum Yok
|
![](http://aleviyolu.10tl.net/users/aleviyolu/avatars/avatar_1.png?dateline=1534192996) |
Barak kültürü ile çocukluğundan beri türkülerle, deyişlerle büyüyen ve kısıtlı imkanlarla radyodan dinlediği türküleri hafızasına kaydeden Naciye Çokbilir, bölgeden topladığı eserleri ‘Barak ve Çepni Türküleri’ adlı albümünde buluşturdu.
Çocukluğundan bu yana Barak türküleri, ağıtları içinde büyüyen Naciye Çokbilir radyo hasreti ile büyümüş. Hep bir radyosu olma hayali ile avunmuş. İlk radyosuna kavuşan Çokbilir çevrenin tüm kısıtlamalarına rağmen çalışırken dinlediği türküleri yazarak kayıt altına almış. Kayıt altına aldığı ve bölgeden topladığı türküleri albümünde buluşturan Çokbilir, “En çok eziyeti çeken, baskıyı tarlada, evde yaşayan kadınlar ve bu türküleri yakanlar da kadınlar neden çok az söylüyor diye düşünüyorum” diye konuştu.
“BARAK TÜRKÜLERİ SÖYLEMEYEN KADIN YOKTUR”
“Barak hep kafamdaydı” diye konuşan Çokbilir şöyle konuştu:
“Benim kökenim zaten Barak. Nene tarafım Çepni, dede tarafım Barak. Biz 1600’lü yıllarda zaten Baraklar Horasan’dan Anadolu’ya gelmişler. 1500-1600-1700. Zaman zaman, hepsi pat diye gelmemiş, dönem dönem. Biz 84 bin haneyle birlikte gelmişiz Baraklara. Önce Yozgat, Sivas dolaylarına yerleşilmiş sonra Culap denilen bir yer var Suriye bölgesinde, Suriye sınırında. Rakka Culap bölgesi, oraya yerleşilmiş sonra Barak bölgesi denilen bölge var. Gaziantep’in kuzeyi, Hatay ile Suriye ve Fırat sınırları. Gaziantep’in bazı ilçeleri zaten Barak kökenli. Barak sülalesi diyeyim. Oradan 1800’lü yıllarda Yavuzeli’nin Kuzuyatağı Köyü’ne taşınmışız. Dedemin bir sorunu olmuş dönemin yönetimiyle. Dedeme Davulcu Cumo derlermiş. Davulunu çağıla gömmüş, taş yığınına. Çağıla gömüp Kuzuyatağı köyüne gitmiş. Ben orada doğmuşum. Doğduktan sonra Küçükhalilbaş Köyü’ne taşındık. 1968-69’larda. Ama o arada Barak’ı sürekli dinliyorduk çocukluğumuzda. Kafama yerleşmiş dedelerim, nenelerim, babam, amcam söylüyordu. Mahallede duyuyordum. Sokaklarda yürürken duyuyorduk. Müzik ortamında büyüdük. Barak hep kafamdaydı. Uzun havalarda çok severim. Bozlaklardan çok severdim. Barak kadınları zaten söylemiyor desek yeridir. Mutfakta ve tarladadır sadece. ”
“ASİYDİM, RADYODA ÇIKAN TÜRKÜLERİ KAĞIDA YAZIP EZBERLEDİM”
“O arada radyo programları çıkardı, kalem kağıt alıp yazardım, ezberlerdim ve kaç zaman sonra tekrardan çıkacağını bilmezdim” diye vurgulayan Çokbilir şunları kaydetti:
“Belki de genlerimde var. Dedim ya dedeme Davulcu Cumo derler. Babam çalarmış, dayılarım da çalardı, abilerim çalar. Çocukluğumda zaten türkü duyduğumda veya şarkı duyduğumda tüylerim diken diken olurdu. Köyde elektrik yoktu. Aldığımız pillerle radyo dinlerdik. Köyden Yavuzeli’ne giderdik, pili alırdık ve bir hafta sürmez pil biterdi. Bana kızardı abilerim. Dinleyip pili bitiriyorsun diye. Sazı çalar tıngırdatır köşeye asardım. Radyoyu da köyde, pamuğa, çapaya giderdik öyle dinlerdim. Ceketimi kapatırdım pil erimesin güneşin sıcağından diye. Amcamın çocukları tarlaya çalışmaya giderken omuzlarında radyo ile çalışmaya giderlerdi. Arkalarında gözüm, kulağım kalırdı. O arada radyo programları çıkardı. Kalem kağıt alıp yazardım ve ezberlerdim. Kaç zaman sonra tekrardan çıkacağını bilmezdim. Zaten bizim köyde en asi deli kız dağ keçisi derlerdi bana. İlk başı çekerdim her anlamda. Giyim anlamında, müzik anlamında, davranış anlamında. Çevre köyler de tutucu insanlardı. Mümkün mü kızlar türkü söylesin. Belki yokluktan, imkansızlıktan mı acaba bu kadar meraklı oldum bilmiyorum.”
“KENDİ YÖREMİN TÜRKÜLERİNİ TOPLADIM VE ALBÜM OLUŞTU”
Barak bölgesine giderek ozanların türkülerini toplayan ve albüm yapma kararı alan Çokbilir şunları vurguladı:
“Biz Barak bölgesine gittik, birkaç türkü aldık oranın ozanlarından. Albüm yaptım Barak türküler diye, orada velvelet diye bir türkü vardı. Amcam çocukluğumda yarım yamalak çalardı. Mehmet amcam rahmetli oldu, o çalardı. Yarım yamalak söylerdi. Devamını getiremezdi, benim canım giderdi. Albümden önce repertuar toplarken bölgeden olsun, internette Barak siteleri var orada bir duydum Abdül dayı, ozanlardan baktım ki bu türküyü söylüyor. Çok mutlu oldum, sanki altın bulmuş gibi. Sonra bölgeyi aradım; birkaç versiyonu vardı. Hangisi doğru, hangisi eski, hangisi orijinal diye araştırdığımda bunun orijinal olduğunu söylediler. Sonra bunu kayıt altına aldık. Çalıp söylerken iki yıl boyunca repertuarları araştırdım. Hepsi zordu zaten benim için. Ben Antalya’da yaşıyorum. Bölgeye gitmek buradaki işlerimizi aksatıyor. Ben bu müziği seviyorum, sürekli sahneye çıkıyorum. Birileri soruyordu albüm yapmayı düşünüyor musun diye. Çocukluğumdaki hayalimdi müzikle uğraşmak. Bölgeye gittik. Repertuara karar verdik. Baraklara karar verdik. Kendi yörem olsun dedim. Bir anlamda deyiş mi, karışık mı olsun diye düşündüm. Kendi yöremizin türkülerinden oluşan albüm olsun dedim. Kilimi çebiş kılından türküsünü ilkokuldan arkadaşımdan aldım. Hiç düşünmeden verdi sağolsun. Bir tanesi de babamın arkadaşlarından bir türküydü. Çevreden tanıdıklardan derledik, başladık.”
“HER TÜRKÜNÜN BİR HİKAYESİ VAR”
Bölgede her söylenen türkünün bir hikayesi olduğuna değinen Çokbilir:
“Yalın yapmaya, özüne sadık kalmaya çalıştık. Barak bölgesinde Baraklar kemanla, davulla söylenir. Bağlamayla sonradan söylenmeye başlamış. Zurnayla daha çok düğünlerde söylenirdi. Benim aldığım türküler göç yollarında söylenen eski türkülerden derlemeye çalıştım ben. En az 300 yıllık türküymüş. Hikayesi var. Albüme yazdım. Beni etkileyen; amcamın da söylediği amcamdan kulağıma yerleşen Bey Velet’in hikayesi; Osmanlı dönemindeki paşaların yönetimin uğraştığı bazı öne çıkan Barak beyleri vardı, halktan yana olanlar varmış. Küçük Ali beyin oğullarını asmak için istiyorlar. Küçük Ali bey de çocuklarını teslim etmiyor. Başka bölgeye yerleşmeye çalışıyor. O arada bu türküyü yakıyor. Albümde türkünün tam hikayesi yazıyor. Antalya’da genelde müzikle uğraşıyorum. Bizi biliyorlar. Müzik var, oğlum da sinemacı. Onun iki tane filmi var; Nar Zamanı, Kar zamanı. Onların oyuncusuyum. Oğlum benden fikir de alıyor. Hikaye annemin hikayesiydi. Kliplerimi Cevahir oğlum çekiyor. Bu oda bizim atölyemiz. Bir yandan üretiyoruz. İşte derleyip toplayıp üretmeye çalışıyoruz. Bazen beste yazmaya çalışıyorum” diye konuştu.
“HER YÖRENİN DİLİ İLE YAŞAMASI, KÜLTÜRÜNE SAHİP ÇIKMASI LAZIM”
Her coğrafya ve yörelerin özgünlükleri ile kültürlerine sahip çıkma çağrısında bulunan Çokbilir son olarak şunları vurguladı:
“Öncülük demek iddia olur. Ben sevdiğim için o kültüre sahip çıkılması gerektiğini düşünüyorum. Ozanlar zaten söylüyor. Kadınlar çok az ama erkeklerden söyleyenler, çalışanlar var. Ama kadınların da bu işin içine girmesini istiyorum. Kadınlar da bayrağı alsınlar eline. En çok eziyeti çeken, baskıyı yaşayan, tarlada, evde yaşayan kadınlar, bu türküleri yakanlar da kadınlar neden çok az söylüyor diye düşünüyorum. Kendimi öncü olarak düşünebilirim ama öncü olmak çok iddialıdır. Bunu yaşatsınlar. Çünkü her yörenin kendi rengi, dili, dini, ırkı, yaşam tarzı, kültürü, özgünlüğü, türküleriyle yaşaması ve yaşatılması lazım. Folklorümüzün yaşatılması lazım. Kendi yöremizden ayrıldıysak da gitiğimiz yerde yaşatmamız, taşımamız lazım. Çepni yöresine, Antep yöresine, müziği seven kültürü yaşatan kim varsa selamlarımı gönderiyorum. Kültürlerine sahip çıksınlar.
<iframe width="630" height="379" src="https://www.youtube.com/embed/pE0_nNBeCSI" frameborder="0" allow="autoplay; encrypted-media" allowfullscreen></iframe>
|
|
|
‘Ormanlarımız tarihtir, inançtır, dildir; ormanlarımızı yakmaya son verin’ |
Yazar: Pervane - 08-21-2018, 12:53 PM - Forum: Alevi Haber
- Yorum Yok
|
![](http://aleviyolu.10tl.net/users/aleviyolu/avatars/avatar_1.png?dateline=1534192996) |
Dersim’in Geyiksuyu bölgesinde günlerdir süren yangına müdahaleye giden doğa aktivistleri ve kurumlar bölgede basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamada, Dersim’de ormanlar bir tarihtir, inançtır, dildir. Ormanlarımızı yakmaya son verin” ifadeleri kullanıldı.
Dersim Geyiksuyu bölgesinde çıkan orman yangınları hızla yayılıyor. Yetkililerin hiçbir müdahalede bulunmadığı yangınlar, gönüllülerin yoğun çabasına rağmen de hala söndürülemedi.
![dersim-yangin5-1440x1080.jpeg](https://www.pirha.net/wp-content/uploads/2018/08/dersim-yangin5-1440x1080.jpeg)
Yangının olduğu Geyiksuyu bölgesine giden aktivistler ve kurum temsilcileri basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya sanatçılar, HDP, CHP, DAD, DEDEF, Ovacık ve Mazgirt Belediye Başkanları ve günlerdir yangını söndürmeye çalışan gönüllüler katıldı.
Açıklamada konuşan sanatçı Ferhat Tunç, “Dersim tarihinde görülmemiş bir felaketle karşı karşıyayız. Dersim tarihi acı bir tarih; 37-38, 90lı yıllar. Bu tarihsel süreçlerde yaşayan herkes bu acıları çok iyi biliyor. İnsanlarımızı öldürdüler, köylerimizi boşalttılar, sürgünler, yaşanan faili meçhul cinayetler, ölümler, katliamlar. Bu görülmemiş bir şey; bir kentin topyekün ormanlarını ateşe vermek dünyanın hiçbir yerinde görülşmemiş bir şey” ifadelerini kullandı.
“DERSİM’İN DEĞERLERİNİ YAKIYORSUNUZ, ORMAN YAKMAYA SON VERİN”
“Bizim ormanlarımız bizim için çok değerlidir. Ormanları katletmek insanları katletmektir. Günlerdir Dersim’i çevreleyen ormanlar yakılıyor. Güvenlik bahane edilerek bir kentin ormanlarını ateşe vermek, görülecek ve kabul edilecek bir şey değil. Tunceli, bir ilse ormanlar yakıldığında söndürülmesi anayasal bir zorunluluktur. Anayasaya koymuşsunuz, söndürmemek bir suçtur, müdahale etmemek bir suçtur” diye konuşan Tunç, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Günlerdir Hozat bölgesinde ve bu bölgede yangın söndürülmesi için devlet hiçbir adım atmadığı gibi, müdahale etmeye çalışan Dersimliler engellenmiştir. Hiçbir izne gerek duymadan buraya geldik, sabahtan beri uğraşıyoruz. El yordamıyla, tırmıklarla ne kadar etkili olunabilir ki. En azından yaptığımız bir şey var; yangının büyümesini önlemeye dönük bir çalışma yürüttük. Havadan yapılacak müdahale ile bir an önce o ateş söndürülmeli. Buradan çağırıyoruz; yazıktır, günahtır, Dersim’de ormanlar bir tarihtir, kimliktir. Ormanlarımızı yakıyorsanız Dersim’in değerlerine de saldırıyorsunuz, Dersim’in değerlerini de yakıyorsunuz. Orman yakmaya son verin. Hiçbir gerekçe ormanlarımızı yakmayı haklı kılmaz.”
<iframe width="630" height="379" src="https://www.youtube.com/embed/TaaLruAfWX0" frameborder="0" allow="autoplay; encrypted-media" allowfullscreen></iframe>
|
|
|
TV10’un tutuklu yöneticisi Büyükşahin: Alevi olarak fazladan ayrımcılığa uğruyoruz |
Yazar: Pervane - 08-21-2018, 12:52 PM - Forum: Alevi Basın ve Yayın
- Yorum Yok
|
![](http://aleviyolu.10tl.net/users/aleviyolu/avatars/avatar_1.png?dateline=1534192996) |
TV10 Yönetim Kurulu Başkanı Veli Büyükşahin, Silivri Cezaevi’nden gönderdiği mektubunda cezaevinde yaşanan hak ihlallerinin boyutlarını yazdı. Bağlama ve Alevi dedesi ile görüşme isteğinin kabul edilmediğini belirten Büyükşahin, cezaevinde Alevi oldukları için fazladan ayrımcılığa uğradıklarını kaydetti.
8 aydır cezaevinde olan TV10 Yönetim Kurulu Başkanı Veli Büyükşahin aylardır tutuklu. Büyükşahin tutuklu Silivri Cezaevi’nde PİRHA’ya mektup gönderdi.
Mektubunda cezaevinde yaşanan hak ihlallerine değinen Büyükşahin, “Sakın ola ki burada hasta olmayasınız” diyerek sağlık sorunlarının giderilmediğini anlattı. Cezaevi yönetiminde istediği saz ve Alevi dedesi isteğinin dahi kabul edilmediğini dile getiren Büyükşahin, “Bir Alevi olarak, ocakzade olarak da burada fazladan ayrımcılığa uğradığımızda bir gerçek” dedi.
LOKMALARLA KURULAN TV10’U AYAKTA TUTAN ALEVİ MEDYASI
Veli Büyükşahin, mektubuna gazetecilik yapmanın böyle dönemlerde öneminin ve sorumluluğunun daha fazla olduğunu söyleyerek başladı. Büyükşahin, “Haber alma ve verme hakkı gerçeğe dönüşüp somutlaştığında işte o zaman görmeyen gözler görecek, duymayan kulaklar duyacaktır. Bunu en çok da lokmalarıyla TV10’nu uzun yıllar ayakta tutan, gönlüyle, yüreğiyle, alın teriyle işe koyan Alevi medyasının emekçileri başarabilir. Alevi haberciliği ve medyası TV10 şahsında nasıl ki Alevi toplumunu görünür yaptı ise aynı bakış açısıyla şimdi de aynısını yapabilir” dedi.
7 KİŞİLİK KOĞUŞLAR 30’A ÇIKIYOR
Cezaevi koşullarına da değinen Büyükşahin 7 kişilik koğuşta 26 kişi kaldıklarını dile getirdi. Bir ara bu sayının 30’a da çıktığına dikkat çeken Büyükşahin, “Beslenme derseniz yetersiz, tek taraflı, dengesiz ve temel ihtiyacı gidermekten yoksun. Kendimiz bir şekilde kantinden alarak çözmeye çalışıyoruz” dedi.
“SAKIN OLA BURADA HASTA OLMAYIN!”
Cezaevindeki en büyük sorunlardan birinin de sağlık problemleri olduğunu söyleyen Büyükşahin yaşadıklarını şöyle aktardı:
“Sakın ola burada hasta olmayasınız. Küçücük bir sağlık sorununu çözmek için aylarca uğraşırsınız. Diyelim hastalandınız; dilekçeyle revir için başvurursunuz, ama haftalarca revire gidemezsiniz. Hele kronik hastalıklar varsa daha da kötü. Zaten buranın koşulları daha da kötüleştirir sizi. Mesala benim diğer kalp damar sorunlarının yanında karaciğerdeki kist için Haziran’da mutlaka yaptırmam gereken kontrolleri 3-4 aydır uğraşmama rağmen hala yaptırabilmiş değilim. Yine ölümcül (kanser gibi) sağlık sorunları olan hasta mahpuslar tedavileri yapılmadığı gibi hastaneye gidiş gelişlerde ciddi kötü muameleye maruz kalıyorlar.”
8 aydır hiçbir gerekçe gösterilmeden tutuklu olan Büyükşahin hala iddianamelerinin dahi ortada olmadığını söyleyerek yaşananlarının hukuk kurallarına uymadığını dile getirdi.
İDDİANAME HUKUKSUZLUĞU
Büyükşahin şöyle devam etti:
“Bizim gibi haksız, keyfi ve hukuksuz bir şekilde tutuklanan binlerce tutuklunun durumu, temel insan hakları, Türkiye’nin imza attığı sözleşmelere uymuyor. Bırakalım temel hakları, uluslararası sözleşmeleri, yurttaş olduğumuz ülkenin mevcut yasalarına bile uyulmuyor. Mevcut yasalara göre bile tutuklanmayı gerektirmeyen hallerde bile insanlar tutuklanıyor. Sadece sosyal medya paylaşımları yüzünden bile aylarca iddianamesiz tutuklu kalınıyor.
Hangi gerekçeyle tutuklanmış olursanız olun, ‘uzun tutukluluk’ bir ceza gibi uygulanıyor. Mesela bir 8 aydır tutukluyum ama iddianame halen yok. Gözaltında bize sorulan sorulara ve fezlekede gördüğümüz 6 yıl önce bir siyasi partinin yaptığı eğitimde demokrasi, çoğulculuk ve katılımcılık üzerine yaptığım sunum gibi şeyler. Buradan üyelik çıkarmaya çalışıyorlar. Tutuklanmaya gerekçe, ‘Delil karartma, kaçma şüphesi.’ 6 yıl önceki delil nasıl karartılır zaten dinlemişsin, kayıt sende. Yine bir yıldır iddianamesiz bekleyenler var. Yani kısacası bu uzun tutukluluk bir ceza yöntemi. Peşinen senin suçlu olduğuna, muhalif olduğuna, kendisine karşı olduğuna kanat getirmiş. Bir süreliğine seni terbiye etmek için tutukluyor. İlkokul mezunu olmayan okur-yazar olmaz birisi burada sosyal medya paylaşımı için 5 ay tutuklu kaldı. Dosyalara gizlilik kararları konuyor. Neyle yargılandığımızı bilmiyoruz. Şüpheli, sanık değil suçlu muamelesi görüyorsunuz.”
ALMAN DEĞİRMENCİ HİKAYESİ
Büyükşahin yaşadıklarını ayrıca bir hikayeden yola çıkarak şöyle anlattı:
“Şu Alman Değirmenciyi ne kadar kıskanıyoruz. Bir bilse bu ülkenin yargısını. Hikaye şu: Prusya kralı vakti zamanında gezinirken, bir değirmen görüyor onu da kendi saray çevresine katmak istiyor ve değirmenciden onu almak istiyor. Değirmenci ona “Siz kral olabilirsiniz ama Berlin’de yargıçlar var. Bende sizi onlara şikayet ederim demiş. Biz nereye edelim. Aylık yapılan tutuklu incelemeleri gerçekten yapılıyor mu? Koğuşumuzda mahkemelerden gelen evraklara bakıyoruz, kopyala yapıştır gibidir. “Delil durumu, (delillere bakılmış mı?) Kaçma şüphesi yok. Sadece “Somut delil durumu, kaçma şüphesi” vb bir paragrafla tutukluluğun devamı deniyor.”
“OHAL KALSA DA CEZAEVİ KOŞULLARI DEĞİŞMEDİ”
OHAL kalkmış olsa bile cezaevi koşullarında herhangi bir iyileşmenin olmadığına da dikkat çeken Büyükşahin, “Sadece iki aylık görüşler bir aya, iki haftalık telefon görüşü haftada bire çekildi. Onun dışında bir değişiklik yok” dedi.
SAZ YASAK
Bireysel enstrüman hakkı çerçevesinde bir saz almak isteğinin dahi geri çevrildiğini söyleyen Büyükşahin, “Saz, bağlama yaptığımız görüşmeye rağmen ‘alamayız’ dediler. Dışarıdan ‘saz getiremezsiniz’ deniyor. Bunu özel olarak yasaklayan bir yasal düzenleme var mı? Sazın türkülerin nesinden korkulur anlamak mümkün değil?” diye sordu.
Anayasada din ve vicdan özgürlüğü güvence altına alındığı söylense de yaşadıklarının bunun tam tersini gösterdiğini söyleyen Büyükşahin, “Hele siz Aleviyseniz daha da çok duvara çarpıyorsunuz” dedi.
ALEVİ DEDESİ İSTEĞİ DE KABUL EDİLMEDİ
Büyükşahin, bunun nedenini de geçtiğimiz Hızır Orucu’nda Alevi dedesi isteğinin Eren Erdem gibi kabul edilmediği örneğiyle açıkladı:
“2018’in Hızır Orucunu burada tutmak durumunda kaldık. Bu konuda iki kez üst üste dilekçe yazmama rağmen cevap bile yazmaya tenezzül etmediler. Her ne keder bir ocakzade pir dede ailesine mensup olsam da Hızır’da burada bir seferlik de olsa bir saatlik de ola Alevi pirlerinden birisiyle olmak isteğim karşılanmadı. Keza Eren Erdemir de böyle bir talebi olmuş yeni. Onu da kabul etmemişler. Bari bıraksalar Eren Erdem can ile burada zaman zaman bir araya gelip birbirimize can olalım, Hızır olalım. Bizim yolumuzun meşakkatli olduğunu biliyoruz. Bir nevi tarihte bildiğimiz gibi çile çekiyoruz. Eren Erdem de kendisini üzmesin, Çilehanede varsaysın kendisini. Nesimi’nin dediği ‘Yeryüzünün Halifesine minnet eylemem.’ Bizim tutuklanma gerekçemiz bir yana ayrıca bir Alevi olarak, ocakzade olarak da burada fazladan ayrımcılığa uğradığımızda bir gerçek.”
|
|
|
Çeşitli Sanatçılar - Bize Kalan Miras (2018) - Türküler Albüm İndir CD 1-2 |
Yazar: Pervane - 08-21-2018, 01:21 AM - Forum: İndir
- Yorum Yok
|
![](http://aleviyolu.10tl.net/users/aleviyolu/avatars/avatar_1.png?dateline=1534192996) |
![%C3%87e%C5%9Fitli-Sanat%C3%A7%C4%B1lar-B...s-2018.jpg](https://mp3dunyamiz.site/wp-content/uploads/2018/08/%C3%87e%C5%9Fitli-Sanat%C3%A7%C4%B1lar-Bize-Kalan-Miras-2018.jpg)
Albümdeki Şarkıların Listesi
CD – 1
01. Erdal Erzincan - Çeke Çeke.mp3
02. Volkan Kaplan - Yandım Allah.mp3
03. Tuncay Kemertaş - Nasıl Methedeyim.mp3
04. Gökhan Eser - Kara Tren.mp3
05. Aysun Gültekin - Dost Dost Diye.mp3
06. Ender Balkır - Dön Beri.mp3
07. Cem Dogan - Mihrican Mı Değdi.mp3
08. Özge Çam - Kaşın Kara İse.mp3
09. Hüseyin Turan - Şah-ı Merdan Turkuk.biz.mp3
10. Sabahat Akkiraz - Dağlar Dağımdır Benim.mp3
11. Erkut Özkan - Bozkır Dağları.mp3
12. Emre Sınanmış - Bülbül Havalanmış.mp3
13. Erkan Akalın - Gam Elinden.mp3
14. İlkay Akkaya - Turnam Gidersen.mp3
15. Kemal Akdoğan - Küçelere Su Serpmişem.mp3
16. Tayyar Erdem - Güzel Aşık Cevrimizi.mp3
CD - 2
01. Muharrem Temiz - Ağgül.mp3
02. Yılmaz Çelik - Eskitir.mp3
03. Adile Kurt Karatepe - Bülbülün Göğsü.mp3
04. Orhan Güvenç - Odasına Vardım.mp3
05. Erdal Küçükkaya - Bin Derdim Var İdi.mp3
06. Adem Kazan - Deniz Üstü Köpürür.mp3
07. Nida Ates - Sunayıda Deli Gönül.mp3
08. Volkan Kaplan - Aşk Yoluna turkuk.biz.mp3
09. Ayhan Aydın - Gam Gasavet Keder.mp3
10. Hakan Dedeler - Beni Hor Görme.mp3
11. Gökhan Dülek - Bizede Banaz'da.mp3
12. Mustafa Demirkaya - Karanfilin Çinçini.mp3
13. Sabahattin Atik - Hesen Hesen.mp3
14. Peyda - Ölem Ben.mp3
|
|
|
Aşık Garip Bektaş |
Yazar: Pervane - 08-21-2018, 01:17 AM - Forum: Alevi Tanınmış Kişiler
- Yorum Yok
|
![](http://aleviyolu.10tl.net/users/aleviyolu/avatars/avatar_1.png?dateline=1534192996) |
Aşığımız Erzurum‘a bağlı Aşkale ilçesinin Özler Köyünde (Eski adı Şoik) 1 Ocak 1938 Tarihinde dünyaya gelmiştir. Babasının adı Mehmet Ali Ağa ve annesinin adı Ballı hanım olarak bilinmektedir.
Aşık Garip Bektaş 1952 yılında bilinmeyen bir sebepten dolayı köyünden ayrılarak İstanbul’a gitmiştir.Aşık Garip Bektaş büyük şehirde bir türlü iş bulamaz ve zorluklar çeker. Bu esnada askerlik çağının gelip geçtiğinin farkına vararak 1963 yılında İzmir Bornova 57. Topçu Tugay’ında asker olur. Askerliğini tamamladıktan sonra Aşık Garip Bektaş tekrar İstanbul‘a döner ve burada bir süre seyyar satıcılık yapmak zorunda kalır. Aşık Garip Bektaş hayatı çileler ile geçtiği için hiç evlenmemiştir. Bu çileli ve zorlu süreç 1976 yılına kadar sürer ve o yılda Aşık Garip Bektaş İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’nde kadrolu işçi olarak çalışmasıyla son bulur (Aşığımız 1999 yılında bu kurumdan emekli olarak çalışma hayatını noktalar).
Bu süreç boyunca güzel eserler ortaya koyan Aşık Garip Bektaş emekli olduğu 1999 yılına kadar Geldim, Gördüm ve Gezdim isimli üç şiir kitabı yayınlar.
Alıntı:Bir canım vardı verdim erenler
Kerbela’da Şah Hüseyin aşkına
Serimi meydana serdim erenler
Kerbela’da Şah Hüseyin aşkına
Aşkın ateşine yaktım özümü
Uyandım gafletten açtım gözümü
Muhammed Ali’ye verdim sözümü
Kerbela’da Şah Hüseyin aşkına
Bütün kainatı eyledin seyran
Hakkın emriyle dönüyor devran
Dosta varmak için yürüyor kervan
Kerbela’da Şah Hüseyin aşkına
Varıp kapısına yüzümü sürdüm
Erenler cemine kusursuz girdim
Bütün gerçekleri orada gördüm
Kerbela’da Şah Hüseyin aşkına
Garip Bektaş der ki kurbanlık koçum
O cananı sevmek benim tek suçum
Kınamayın dostlar yanıyor içim
Kerbela’da Şah Hüseyin aşkına
Emeklilik yıllarında yazmaya devam eden Aşık Garip Bektaş 2005 yılında Gidiyorum isimli dördüncü şiir kitabını tamamladı.
Alıntı:Gül diyerek diken diktin bağıma
Gözün aydın dünya beni bitirdin
Zamansız kar yağdı gönül dağıma
Gözün aydın dünya beni bitirdin
Kalbime bir yara açtın derinden
Yüreğimi söküp aldın yerinden
Hangi seven vefa gördü yarinden
Gözün aydın dünya beni bitirdin
Ömrümün boyunca çektirdin acı
Açtığın yaranın yoktun ilacı
Yıkıldı gönlümün tahtıyla tacı
Gözün aydın dünya beni bitirdin
Yorgun düştü bu gönlümün kervanı
Geldi çattı ayrılığın zamanı
Bir gün sürdürmedin demi devranı
Gözün aydın dünya beni bitirdin
Bu Garip Bektaş’la dalganı geçtin
Çile çekmek için hep beni seçtin
Sen benim başıma çok işler açtın
Gözün aydın dünya beni bitirdi
Aşık Garip Bektaş yazmayı hiç bırakmamış ve son olarak 2007 yılında Yazdım isimli kitabını tamamladıktan kısa bir süre sonra 26 Mayıs 2008 yılında hayata gözlerini yummuştur.
|
|
|
|