Hoşgeldin, Ziyaretçi
Sitemizden yararlanabilmek için Kayıt olmalısınız.

Kullanıcı Adınız:
  

Şifreniz:
  





Forumda Ara

(Gelişmiş Arama)

Forum İstatistikleri
» Toplam Üyeler: 60
» Son Üye: Eren
» Toplam Konular: 2,852
» Toplam Yorumlar: 3,307

Detaylı İstatistikler

Son Yorumlar
Ekrem İmamoğlu aslında ki...
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: eniyisi
06-09-2022, 05:03 AM
» Yorumlar: 1
» Okunma: 478
Ahmet Aslan, Mehmet Akbaş...
Forum: İndir
Son Yorum: CanCana
10-04-2019, 09:03 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 358
Kutsal Evcimen & Tolga Sa...
Forum: Videolar
Son Yorum: CanCana
10-04-2019, 08:57 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 353
Bozkır’dan Yıldızlar Geçi...
Forum: İndir
Son Yorum: CanCana
06-23-2019, 11:12 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 419
Aleviler Kılıçdaroğlu'na ...
Forum: Beyin Fırtınası
Son Yorum: CanCana
06-23-2019, 11:08 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 435
Aslında Seçim Sonuçlarını...
Forum: Beyin Fırtınası
Son Yorum: CanCana
06-23-2019, 07:48 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 438
Kılıçdaroğlu doğru insanı...
Forum: Beyin Fırtınası
Son Yorum: CanCana
06-23-2019, 07:40 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 436
Ekrem İmamoğlu İstanbul s...
Forum: Manşet Haber
Son Yorum: CanCana
06-23-2019, 07:36 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 435
Trabzon'a Pontus diyen ve...
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: CanCana
06-08-2019, 12:47 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 431
Yasin Keleş & Neşet Ertaş...
Forum: İndir
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:28 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 448
Kabe benim ben insanım - ...
Forum: Video Klip
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:21 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 485
Bolu Belediye Başkanı Tan...
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:18 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 459
Karadenizli Gençlerin Her...
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:16 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 457
Recep Tayyip Erdoğan'ın t...
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:13 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 460
Ekrem İmamoğlu'na şarkı
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:12 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 454
Ben anlatıyorum sende anl...
Forum: Sosyal Medya
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 07:10 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 374
Bir şey bulamıyorlar Ekre...
Forum: Manşet Haber
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 06:59 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 395
Binali Yıldırım tekrar ed...
Forum: Manşet Haber
Son Yorum: CanCana
06-07-2019, 06:57 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 372
Erdal Erzincan'dan Ekrem ...
Forum: Video Klip
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 09:57 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 412
Gazeteci Ali Tarakçı: Cum...
Forum: Manşet Haber
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 09:56 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 666
Star yazarı: Başı ağrıdığ...
Forum: Manşet Haber
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 09:55 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 430
Dersim Katliamı ile ilgil...
Forum: Alevilik Tarihi
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:25 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 430
AA’ya karşı: İmamoğlu açı...
Forum: Manşet Haber
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:22 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 377
‘Alevilik başından sonuna...
Forum: Alevi Haber
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:21 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 394
ABF İnanç Kurulu: Alevi İ...
Forum: Alevi Haber
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:20 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 357
Sivas Katliamı’nın firari...
Forum: Alevi Haber
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:20 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 388
Ege - Mustafa Kemal'in As...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:11 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 376
Aşık Veysel - Bana da Ban...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:10 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 463
Ali Sizer - Çira (2019) F...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:09 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 372
Fazıl Say & Plays Say - T...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:08 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 322
Çeşitli Sanatçılar - Yol ...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 01:00 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 353
#İZLE! Zer Filmi İndir
Forum: Alevi Sinema
Son Yorum: Pervane
05-12-2019, 12:44 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 351
23 Haziran'da İstanbul Bü...
Forum: Beyin Fırtınası
Son Yorum: CanCana
05-11-2019, 11:56 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 360
Vatandaşa cart curt yok
Forum: Beyin Fırtınası
Son Yorum: CanCana
05-11-2019, 11:53 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 336
Bahçeli AHaber mi izliyor...
Forum: Beyin Fırtınası
Son Yorum: CanCana
05-11-2019, 11:50 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 368
Ozan Ali Cemdalı – Sivas’...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-10-2019, 10:54 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 362
Sevcan Orhan – İçimden Ge...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-10-2019, 10:53 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 312
Dodan – Oğul (2019) Singl...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-10-2019, 10:52 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 296
Muharrem Aslan – İklimsiz...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-10-2019, 10:51 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 265
Ali Rıza Yüksel – Şu Beni...
Forum: İndir
Son Yorum: Pervane
05-10-2019, 10:51 PM
» Yorumlar: 0
» Okunma: 249

 
  Aşık Daimi (İsmail Aydın)
Yazar: Pervane - 08-22-2018, 06:40 PM - Forum: Alevi Tanınmış Kişiler - Yorum Yok

A%C5%9F%C4%B1k-Daimi-684x445.jpg

Aşık Daimi 1932 yılında İstanbul’da doğdu, aslen Erzincan’ın Tercan ilçesindendir. Ali Babaoğullarından Baba Daimi, Birinci Dünya savaşı sıralarında İstanbul’a göç etmiştir. Aşık Dami’nin iki dedesi de saz şairiydi o nedenle saz çalmayı ve söylemeyi kolayca öğrendi. Bir süre sonra da kendi deyişlerini okumuştur. İstanbul’dan ayrılarak bir süre baba diyarında kalan aşık 1950 yılında evlendi iki kızı ile iki oğlu dünyaya geldi. 1962 yılında bir daha dönmemek üzere İstanbul’a yerleşti.

TRT Genel Müdürlüğü’nce açılan sınavı kazandı. O tarihten sonra kaşeli sanatçı olarak görevini sürdürdü. Zaman zaman yurtiçi ve yurtdışında konserler verdi. 17 Nisan 1983 tarihinde aramızdan ayrıldı. En çok bilinen eserleri: Ne ağlarsın, seherde bir bağa girdim, bir seher vaktinde.

Bu konuyu yazdır

  Aşık Gevheri
Yazar: Pervane - 08-22-2018, 06:38 PM - Forum: Alevi Tanınmış Kişiler - Yorum Yok

asik.jpg

Gerçek ismi Mehmed‘dir. Doğumu yeri farklı kaynaklara göre değişiklik gösterse de yüksek bir ihtimalle İstanbul olduğu düşünülmektedir. 17.YY. ortalarındaki yazılı basında şiirlerinin görülmesinden yola çıkan bazı araştırmacılar doğum tarihi olarak yüzyılın ilk çeyreğinden biraz sonrası olduğunu düşünmektedir ne yazık ki Aşık Gevheri ile ilgili bu konuda da kesin bir tarih belli değildir.

Gevheri’nin uzun bir yaşamı olduğu tarihi verilere bakılarak anlaşılıyor.

Bir şiirinde verdiği


Alıntı:sene bin yüz elli yazıldı tarih


dizesinden Miladi 1737 yılında yaşadığı, ancak çok yaşlı olduğu ileri sürülmektedir. Bu duruma göre, Gevheri‘nin 1730 yılından sonra öldüğü sonucu ortaya çıkmaktadır. Araştırmacıların ortaya koydukları tarihlere göre şairin yüzyıldan fazla yaşamış olduğu ortaya çıkar ki bu da pek mümkün olamayacak bir şeydir. Bu bakımdan Gevheri’nin doğum ve ölüm tarihleri hakkında gözden geçirilmesi gereken bir çok şey daha olmalıdır.


Alıntı:Dost bağının meyveleri erişti
Ayva benim alma benim nar benim 
Çeşmim yaşı ummanlara karıştı 
Cefakarım sitemkarım var benim
Yedi derya boz-bulanık selinden 
Halk-ı alem aciz kaldı dilimden
Ben bülbülüm ayrı düştüm gülümden 
Efgan benim matem benim zar benim
Mail oldum kisvesine tacına
Bend olmuşum siyah zülfü ucuna 
Mansur gibi asılırım saçına
Kakül benim, perçem benim dar benim
Gevheri der kime gönül katayım 
Gevherimi nadanlara satayım
Dost bağında bülbül gibi öteyim 
Gülşen benim güller benim har benim


Şükrü Elçin, bazı şiirlerinde geçen Hacı Bektaş adını, onun Hacı Bektaş Veli’ye intisabından çok bir Bektaşi muhibbi olmasının işareti olarak kabul eder.

Aruz ile yazdığı şiirlerinde başta Fuzuli olmak üzere klasik şairlerimizin tesiri görülür. Yüzyılın başlıca adlarından biri olmasında, belki de, aruz veznini hece vezni kadar başarılı bir şekilde kullanan ender şairlerden biri olmasını da rolü vardır.

Usta bir aşık olması, onun sevilip örnek alınmasına vesile olmuştur. Pek az aşığa nasip olan bir husus da, sadece onun şiirlerine yer veren bir mecmuanın bulunmasıdır.

Şiirleri arasında çeşitli tarihi olaylara yer verenler de vardır. Gevheri’nin medrese bitirmiş, katiplik yapacak düzeyde eğitimli Daha çok İstanbul’da yaşayan, zaman zaman görevleri gereği ülkenin çeşitli yerlerine gidip gelen bir halk ozanı olduğu anlaşılır. Onun gezgin bir halk ozanı olmadığını daha çok İstanbul’da yaşadığı anlaşılır. IV Mehmet’in Avusturya seferleri için 1663-1683 başarı dileklerinde bulunan şiirler yazmış, bir ara Rumeli’ye de geçmiş, Eğri kalesinde şehit olan Alay beyi büyükbabası Ahmet Ağa’ya bir mersiye yazmıştır.

Eserlerinden Seçmeler


Alıntı:Ey benim nazlı cananım
Severim kimseler bilmez
Bir iştir geldi başıma
Çekerim kimseler bilmez
Bak şu kalbimin işine
Saldı sevdayı başıma
Gece gün aşk ateşine
Yanarım kimseler bilmez
Varın söylen şu hayına
Girmesin benim kanıma
Bir ateş düştü canıma
Tüterim kimseler bilmez
Gevheri ümidim Hak'tan
Yandı bu bağrım firaktan
Ey efendim derd-i aşktan
Ölürüm kimseler bilmez


Alıntı:Kurtulamam üç nesnenin elinden 
Biri firkat biri gurbet biri aşk
Üçü bilmez birbirinin halinden
Biri firkat biri gurbet biri aşk
Aşktır beni sevda ile söyleten 
Firkattir cevr ile sinem dağlayan
Gurbettir gözümden kanlar akıtan
Biri firkat biri gurbet biri aşk
Bahri gibi ummanları yüzdüren 
Mecnun gibi sahraları gezdiren
Ferhad gibi dağlar başın kazdıran
Biri firkat biri gurbet biri aşk
Ben bilirim benim aklım şaşıran 
Beni sevdiğimden cüda düşüren
Muhabbet deryasın baştan aşıran
Biri firkat biri gurbet biri aşk
Gevheri der dersim aldım hocadan 
Okuyup hatmettim kara heceden
Koç yiğidi pir eyledin kocadan
Biri firkat biri gurbet biri aşk


Alıntı:Ben güzelim deyu havadan uçma
İndirirler seni el yaman olur
Siyah kaküllerin gerdana saçma
Bad eser dağıtır yel yaman olur
Güzelsin sevdiğim sen de bilirsin
Ettiğin işlere pişman olursun
Gel akşamlayalım yolda kalırsın
Karanlık gecede yol yaman olur
Biçare Gevheri der halim yaman
Dağ başından eksik olmuyor duman
Elendim ben seni sardığım zaman
Aşkımız artar da hal yaman olur


Alıntı:Behey dilber sana gönül vereli
Bana hasm olmadık kullar mı kaldı
Dasitan eyledin illere beni
Halim söylemedik diller mi kaldı
Ferhad gibi yol eyledik dağları 
Hangi yar güldürmüş ağlayanları
Şimdi viran oldu dostun bağları
Yad eller değmedik güller mi kaldı
Böyle dilber gelmemiştir devrana 
Şimdiki hublara yoktur bahane
Bir rüzgar musallat oldu cihana
Meyvesin dökmedik dallar mı kaldı
Gel gönül bu dertten olalım ari 
Görelim sonunda ne kılar Bari
Gevheri der ben de ederim zari
Başıma gelmedik haller mi kaldı


Alıntı:Bülbül ne yatarsın yaz bahar oldu
Çağrışup ötmenin zamanı geldi
Serviler yeşerdi çiçekler doldu
Cana can katmanın zamanı geldi
Benim yarim yanakları allıdır
Ak elleri deste deste güllüdür
Dertli olan bakışından bellidir
Her derdi atmanın zamanı geldi
Firkatle ağlayup şevkle gülünce
Gözümden dökülen yaşı silince
Bir dilberin elin ele alınca
Yaylaya çıkmanın zamanı geldi
Aşık Gevheri de gider dostuna
Gidi rakiplerin bize kastı ne
Evvelbahar çayır çemen üstüne
Sarılıp yatmanın zamanı geldi


Alıntı:Ey Efendim, bana meylin var ise
Mahabbetin benim ile yâr olsun
Eğer senden gayri güzel seversem
Bülbül gibi işim ah ü zar olsun.
Tamahım yok bu dünyanın malına
Atlasına, dilbasına, şalına
Ben de Mecnun gibi dostun yoluna
Terkettiğim namus ile ar olsun.
T'an eyleyip niçin eli kınarım
Yad elinden giryan olup yanarım
Pervaneyim, dost şem'ine dönerim
Gam değildir, ko meskenim yâr olsun.
Gevheri der: Fırsat gitti elimden
Anın için korkum yoktur ölümden
Kim cüda kıldıysa beni gülümden
Bencileyin gonceleri hâr olsun!


Alıntı:Beni kimse eğleyemez
Benim gönlüm alan gelsin
Tabipler bilmez ilâcım
Beni derde salan gelsin.
Mailim selvi boyuna
Melek karışmış soyuna
Soyunup uryan koynuna
Sinesine saran gelsin.
Kaşların yay, kirpiğin ok
Sana mail olanlar çok
Şu cihanda akranın yok
O kaşları keman gelsin.
Gevheri'yi kimse bilemez
Aşıkın ağlatan gülmez
İsmini söylemek olmaz
Filân kızı filân gelsin...


Alıntı:Beyaz göğsün bana karşı
Açma beni öldürürsün
Ela gözler süze süze
Bakma beni öldürürsün
Öldürüp kanıma girme
Her bir yada gönül verme
Ela göze siyah sürme
Çekme beni öldürürsün
Gevheri der şah-ı bülbül
Beyaz gerdan bina-yı pul
Yanağına kırmızı gül
Takma beni öldürürsün


Alıntı:Cihande yok iken asla günâhım
Bir lûtf u ihsana uğradım geldim
Bir kandil içinde dururken ruhum
Cennetü'l-me'vâya uğradım geldim
Geşt ittim bir zaman cenneti hayli
Tâ elest bezminde eyledim meyli
Cemâli ve'dduhâ saçı ve'leyli
Nûr-i Kibriya'ya uğradım geldim
Gevheri tâ'birdir Mustafa ismim
Bir katre meniden halk oldu cismim
Levh-i mahfuz üzre yapılmış resmim
Hikmet-i Huda'ya uğradım geldim


Alıntı:Sözün bilmez bazı nadan elinden
Edep ağlar erkan ağlar yol ağlar
Bülbülün feryadı gonca gülünden
Gülşen ağlar bülbül ağlar gül ağlar
Eyiye hizmet et olasın eyi
Öter defler gibi sinemin neyi
Bu çarhın elinden el'aman deyi
Geda ağlar sultan ağlar kul ağlar
Her kaçan cuşedip çağlasa seller 
Açılır laleler sümbüller güller
Davulbaz çalınır çalkanır göller
Şahin ağlar turna ağlar tel ağlar
Kamil olanların bellidir yeri 
Yoluna koyarlar can ile seri
Hakkın didarını görelden beri
Gökler ağlar derya ağlar sel ağlar
Gevheri der sazın hem sözün üstüne 
Armağan eyle gel canını dosta
Kimi abdal olmuş girmiştir posta
Hırka ağlar hem post ağlar çul ağlar


Alıntı:Bugün ben bir bağa girdim
Ne bağ duydu ne bağbancı
Gülün, şeftalisin derdim
Ne bağ duydu ne bağbancı
Bağın duvarından aştım
Kırmızı gülüne koştum
Öptüm sardım helallaştım
Ne bağ duydu ne bağbancı
Bağın kapışını açtım
Sanasın cennete düştüm
Doldurdum badesin içtim
Ne bağ duydu ne bağbancı
Seherin tan yeri attı
Bülbül elvan elvan öttü
Gevheri yükünü tuttu
Ne bağ duydu ne bağbancı


Alıntı:Bad-ı saba sevdiğime gidersen 
Ol güneş yüzlüye var selam söyle
Sevap kazanırsın hizmet edersen
Aman karşısında dur selam eyle
Ardımdaki karlı dağlar diyesin 
Çeşmim yaşı her dem çağlar diyesin
Derunden ah edip ağlar diyesin
Benimçün hatırın sor selam eyle
Selamımı dünden düne değşirme 
Varıp bir nadan eline düşürme
Gül cemalin görüp kendin şaşırma
Aklını başına der selam eyle
Gevheri bir name verdi bad ile 
Gönderdi elinden sana dad ile
Lutfeylesin konuşmasın yad ile
Kamil olsun onur gör selam eyle
<iframe width="878" height="658" src="https://www.youtube.com/embed/24axDm0_dIU" frameborder="0" allow="autoplay; encrypted-media" allowfullscreen></iframe>

Bu konuyu yazdır

  Aşık Veysel Şatıroğlu
Yazar: Pervane - 08-22-2018, 06:33 PM - Forum: Alevi Tanınmış Kişiler - Yorum Yok

asik-veysel-karsiyaka-da-aniliyor.jpg

“Ben giderim adım kalır
Dostlar beni hatırlasın
 Düğün olur bayram gelir 
 Dostlar beni hatırlasın

 Can bedenden ayrılacak
 Tütmez baca, yanmaz ocak
 Selam olsun kucak kucak
 Dostlar beni hatırlasın…”


Aşık Veysel, hayatini anlattığı bir şiirinde “Ücyüz-onda gelmiş idim cihana” diyor. Yıl 1894 oluyor hesapça. Sivas’a bağlı Şarkışla ilçesinin Sivrialan Köyünde dünyaya gelmiş. Anasi Gulizar, bir yaz günü koy dolaylarındaki Ayıpınar merasına koyun sağmaya gittiğinde; oracıkta bir yol üstünde doğurmuş Veysel’i. Göbeğini de kendi eliyle kesmiş. Yaman kadınmış Gülizar ana. Bebesini bir çaputa sarıp yürüye yürüye köye dönmüş. Babası Ahmet; bebenin adini Veysel koymuş. Yıllar geçmiş aradan büyümüş, konuşmuş, yürümüş Veysel çocuk. Böylece yedi yaşına varmış. O yıl bir çiçek hastalığı salgını olmuş Sivas’ta. Küçük Veysel de yakalanmış. Sol gözünde, cicegin beyi çıkmış kendi deyimiyle… Göz akıp gitmiş. Sağ gözüne de perde inmiş, önceleri. Yalnız ışığı seçebiliyormuş, bu gözüyle. Babasına “Çocuğu Akdağmadeni’ne götür, orada bu gözünü açacak bir doktor var.” demişler. Sevinmiş Ahmet emmi. Gel gör ki talihsizlik yine yakasını bırakmamış Veysel’in. Bir gün inek sağarken babası yanına gelmiş. Veysel ansızın donuverince; yakında bulunan bir değneğin ucu öteki gözüne girivermiş. O göz de akıp gitmiş böylece. Veysel’in Ali adında bir ağabeysi ve Elif adında bir kız kardeşi varmış. Hepsi çok üzülmüşler Veysel’in kotu kaderine.
Babası meraklı adammış. Halk ozanlarından şiirler okuyup ezberleterek avutmaya çalışmış oğlunu. Sivas’ın köyleri saz sairleriyle dolu. Onlar da ara sıra gelip Ahmet emminin evine uğrarlarmış. Veysel ilgiyle dinlermiş calip söylediklerini. Babası, oğlunun ilgisini görünce; bir saz alıp vermiş ona. İlk saz derslerini, babasının arkadaşı olan Çamşıh’lı Ali Ağa’dan almış. Ve gitgide, kendini iyice saza vermiş Veysel. Unlu Halk ozanlarının şiirlerini çalıp söylemiş bir zaman. Yirmibes yasındayken (1919) anası, babası Veysel’i Esma adında bir kızla evermişler ve kısa sure sonra ikisi de göçüp gitmiş bu dünyadan (1921). Acı üstüne acı gelmiş, ama bitmemiş talihin kotu oyunu. İkinci çocuğu on günlükken, anasının memesi ağzına tıkanarak ölmüş, ardından da karisi yanaşmalarıyla evden kaçmış. Bu olay çok koymuş Veysel’e. Daha dertli olmuş ve iyice içine kapanmış. Karisi koyup gittiğinde bir kızı varmış Veysel’in. Daha bir yasini bile bitirmemiş. İki yıl kucağında gezdirmiş Veysel, ne çare o da yaşamamış. Bu sıralar Veysel’i yeniden evermişler. Bu karisi çocuk vermiş Aşığa. Biri olmuş, iki oğlan, dört kız, altısı sağ. Onlar da 18 torun vermiş Veysel’e.

Aşık Veysel, Cumhuriyetin Onuncu yıl dönümüne rastlayan 1933 yılına kadar, başka ozanların şiirlerini çalıp söylemiş. Kendi deyişlerini söylemekten utanır, çekinirmiş. O yıllarda sairlerimizden rahmetli Ahmet Kutsi Tecer tanımış Veysel’i. Onun ışık tutuculuğuyla Veysel’in şiirleri aydınlığa kavuşmuş. Veysel; şairliğinin gelişmesinde Tecer’in büyük yardımlarını gördüğünü söylerdi her zaman. Veysel’in gün ışığına çıkan ilk şiiri Gazi Mustafa Kemal Pasa için söylediği: “Türkiye’nin ihyası Hazreti Gazi” mısrasıyla başlayan şiirdir. Bundan sonra bütün yazdıklarını calip söyler olmuştu. 1933 yılına kadar, köyünden dışarı hemen hemen hiç çıkmadığı halde; bundan sonra bütün yurdu dolaşmış, yurdunun çeşitli şehirleriyle kasabalarını, köylerini yakından tanımıştır. Halk ozanlarından en çok Karacaoglan’i, Yunus’u, Emrah’i, Dertli’yi severdi. Çağımızın ozanlarından Ahmet Kutsi Tecer’in ayrı bir yeri vardı Veysel’de. Onun aracılığıyla Koy Enstitülerinde bir sure saz öğretmenliği de yapmıştı Veysel. Sırasıyla Arifiye, Hasanoğlan, Cifteler, Kastamonu, Yildizeli, Akpınar Koy Enstitülerinde bulunmuştu. 1952 yılında İstanbul’da büyük bir jübilesi yapılan Aşık Veysel’e 1965 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi, “Anadilimize ve Milli Birliğimize yaptığı hizmetlerden dolayı” özel bir kanunla vatani hizmet tertibinden aylık bağlamıştı.

Veysel’in bir başka özelliği daha vardı; köyünde ve çevresinde ondan önce bir tek meyve ağacı olmadığı halde, Sivrialan’da ilk meyve bahçesini o yetiştirmişti. Hem öyle bir bahçe ki, içinde elmadan kayısıya, kirazdan cevize kadar turlu turlu meyve ve çiçek vardı. Veysel, kardeşlerinin yardımıyla bu bahçeyi yapmaya başladığı zaman köylüleri “Atalarımız bunca yıl böyle bir is yapmamışlar, su kor adam onlardan iyi mi bilecek ki böyle ise kalkıştı?” demişler. Birkaç yıl sonra ağaçlar yetişmiş, meyve vermiş. Köylüler önceki dediklerini hatırlayıp utanmışlar ve bu defa “O kor değilmiş, meğer kor olan bizmişiz diyerek Aşık Veysel’i kutlamışlar. iste böylesine uzağı gören bir insandı o… Yetmiş yıl karanlık bir dünyada yaşadı (ölümü 21 Mart 1973). Fakat karanlık gözlerindeydi yalnız, içi apaydınlıktı, şiirleri de öyle… Halk şiirimizin bu güçlü ozanı yarim yüzyılı aşkın bir sure yazdıklarıyla, calip söyledikleriyle çevresine ışıklar saçtı. Sanırım simdi de mezarında son uykusunu ışıklar içinde uyuyordur. Yalnız çağımızda yasayanlar değil, bizden çok sonra yasayacaklar da “Dostlar Beni Hatırlasın” şiirini unutmayacaklar ve her zaman rahmetle anacaklardır.

Bu konuyu yazdır

  Dertli Divani
Yazar: Pervane - 08-22-2018, 06:31 PM - Forum: Alevi Tanınmış Kişiler - Yorum Yok

bodrum-alevi-bekta%C5%9Fi-derne%C4%9Fi-1...017-10.jpg

Dertli Divani, 1962 yılında Şanlıurfa’nın Kısas köyünde dünyaya gelmiştir. Babası, asıl adı Hamdullah olan Aşık Büryani’dir. Küçük yaşlarda bağlama çalmayı öğrenen, şiir yazan ve cemlerde bulunan Dertli Divani, hem kendi şiirlerini hem de babası ya da başka aşıkların şiirlerini besteliyor. Mahlasını oluşturan Dertli bölümünü 1978 yılında Emrullah Efendi, birkaç ay sonra evlerini ziyaret eden Bektaş Efendi ise Divani bölümünü verdi. Dertli Divani’nin pek çok eseri, sanatçılar tarafından seslendirildi.

Divani’nin eserlerini seslendirenler arasında;  Arif Sağ, Zülfü Livaneli, Belkıs Akkale, Musa Eroğlu, İlyas Salman, Sabahat Akkiraz, Güler Duman, Gülcihan Koç, Deste Günaydın, Erdal Erzincan, Tolga Sağ, İlkay Akaya, Yavuz Bingöl, Kıvırcık Ali var.”Serçeşme”, “Diktiğimiz fidanlar”, “Kısas semahı”, “Nurhak semahı”, “Turnalar semahı”, “bilesin”, “altım üstüm kaç kuruşluk” gibi eserleri, en fazla bilinen eserlerinden sadece birkaçıdır.

Albümleri
Dertli Divani’nin 5 adet solo albümü bulunmaktadır.  Ayrıca 12 karışık albümde yer almıştır.

1989 yılında “Divane Gönül”ü (Arif Sağ’ın bağlaması eşliğinde ilk albüm), 1992’de “Diktiğimiz Fidanlar”, 1996’da “Duaz-i imam”, 2000 yılında “Serçeşme”, 2005 yılında da “Hasbıhal” adlı albümleri dinleyici ile buluşturdu.

Sadece Ozan Değil Aynı Zamanda Dede
Dertli Divani, sadece Türkiye’de değil, dünyanın pek çok yerinde Alevi – Bektaşilerin görmek, bilgi ve görgüsünden, insan-ı kamilliğinden nasiplenmek istediği bir isim. Ozanlık geleneğini sürdürüyor, zakirlik yapıyor ama onun en önemli özelliklerinden biri ikrar ve görgü cemlerini de yürütüyor olması…

O, bir Alevi – Bektaşi dedesi. Kahramanmaraş’ta 21 yıldır kesintisiz ikrar- görgü cemi yapıyor. Son 10 yıldır Konya- Beyşehir Şamlar köyü, son 3 yıldır Abdal Musa derneğinde, son 5 yıldır Almanya ve Hollanda’da cem yürütüyor. Dünyanın neresinde olursa olsun Hacı Bektaşi Veli dergahının postnişini Veliyettin Hürrem Ulusoy’u temsilen, dergahtan alınan icazetle cem yürüten Dertli Divani, Alevi- Bektaşi dünyasını deyişleriyle coşturuyor. TRT 2004 yılında Hacı Bektaşi Veli ve Cem Töreni adlı bir belgesel hazırlayarak yayınladı. İkrar- görgü cemi töreni Nurhaklar’da çekildi. Bu cemin en önemli özelliği orijinal haline sadık kalınmasıydı. Cem törenini yürüten dede Dertli Divani idi. Bu belgesel, çok izlenen bir çalışma oldu ve defalarca TRT’de ekranlara geldi.

Birleşmiş Milletler’in kültür kuruluşu UNESCO, 2010 yılında Dertli Divani’yi, “Yaşayan İnsan Hazinesi” seçmiştir

Bu konuyu yazdır

  Aşık Büryani
Yazar: Pervane - 08-22-2018, 06:29 PM - Forum: Alevi Tanınmış Kişiler - Yorum Yok

buryani.jpg

1926 yılında Kısas‘ta doğmuştur. Asıl adı Hamdullah Aykut‘tur. Aşık Dertli Divani‘nin de babasıdır.

Önce Hamdullah sonra Kemteri mahlasıyla tapşıran aşık, Büryani mahlasını nasıl aldığını el yazması defterinde şöyle anlatmaktadır. “23.3.1977 günü Hacı Bektaş-ı Veli evlatlarından Muharrem Sefa Efendi bize geldi. Yanında Gazi Antep’in Haral Köyü’nden Ali Dede, Adanalı Mürteza Dede ve hanımı bize geldiler. 23 Mart’ı 24’e bağlayan gece muhabbete başlandı. Aşık arkadaşlardan deyiş söylemeye fırsat bulamadım. Halime agah olan o Sultan nutkeyledi. Üç parça söyledim. İrticalen söyleyişimizi çok şükür kabul kıldı. Mahlasımı Büryani koydu.”

Hamdullah Aykut o gece irticali söylediği deyişinin son dörtlüğünü şöyle bitirir;


Alıntı:Arşın demanında Nebi-yi zişan
Akıl idrak etmez bu sırra insan
Hamdullah ciğerim olmuştur
Büryan Yandım ateşine İmam Hüseyin


M. Sefa Efendi son mısrada büryan sözcüğünü duyar duymaz Hamdullah’a, Büryani diye seslenir ve mahlasını koyar. Ondan sonra aşık şiirlerinde Büryani diye tapşırır. Dedelikte yapan Büryani Kısas’ın eşrafından olup güçlü aşıklarındandır.

Eski ve yeni yazıyı bilen, çok kitap okuyan ileri görüşlü Aşık Büryani 7.11.1990 tarihinde vefat etmiştir.

Bu konuyu yazdır


Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping