Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
17+ Alevi Kadınların Adı Yok
#1
Türkiye’de Alevi kadınlar alanında çalışan ilk feminist kadın oluşumu 17+ Alevi Kadınlar grubu 2015 Mayıs ayında kuruldu. Öncesinde bir yıla yakın süre kadınlar aralarında toplantılar düzenleyerek oluşumun hedeflerini, nasıl ilerleyeceğini, ilkelerini belirlediler ve bunu bir basın açıklaması ile duyurdular.

Açıklama, oluşumun toplantılarından bir yıl sonra yapıldı ve şahsen açıklamayı okuduktan sonra 17+ Alevi Kadınlar’a dahil olanlardan biriyim. İsminden de anlaşıldığı gibi bu oluşum Alevi inanç anlatısında var olan Kırklar Meclisi’ndeki 17 kadından alıyor adını. Esasen Kırklar Meclisi; kadın-erkek, zengin-fakir, yaşlı-genç ve hattâ peygamber ile insan arasında dahi fark olmadığını savunan bir anlatıdır. Dolayısıyla 17+ demek, Alevi inancının temelinde savunduğu kadınların eşitliğini tekrar gün yüzüne çıkarmak üzere geçmişten alınan geleneği bugünden yarına taşımayı simgelemek için konulmuş bir isim ve bunu hedefleyen oluşumdur.
 
Alevi örgütlerinin, kurum yönetimlerinin, kanaat önderlerinin, Pirlerin ve Aleviliğe dair her şeyin “erkekleştirildiği” bir dönemde 17+ Alevi Kadınlar oluşumunun amacı Alevilik inancında teorik olarak var olan kadın erkek eşitliğini yeniden gündemleştirmekti.

Alevi inancında var olan kadın erkek eşitliğini Alevilik metinleri üzerinden göstermek, yönetimlerde, akademik alanda, Pirlik makamında kadını yeniden görebilmeyi sağlamaktır.
17+ Alevi Kadınlar oluşumu en başından beri bir kadın derneği olmayı değil, Alevilik inancının en temel unsuru olan, Aleviliğe temel niteliğini katan kadın erkek eşitliğini Alevi toplumuna hatırlatarak sahiplenilmesini ve bu alanda değişimi sağlamayı amaçlayan, bunu Alevi toplumu ve kurumlarına sokmayı hedefleyen bir oluşum oldu. Alevi kadınlar içinde başta teorik olmak üzere bu açıdan teorik-politik bir hat örmeyi amaçlayan kadın çevresi oldu.

Erkekleştirilen Aleviliğe karşı Aleviliğin kadıncıl bir inanç olduğunu geçmişten bugüne var olan metinler, deyişler, ritüeller, cemler üzerinden Alevi toplumuna dili döndüğünce anlatmaya çalıştı. Alevi kadınların kendilerine ait bilgiyi bulup çıkartmak, dün ile bugün arasında ilişkileri kurmak, yok edilmek istenen kadıncıl unsurlara sahip çıkarak Alevi kadınlarla beraber buradan bir direniş hattı kurmayı çabaladı.

Ve bu hattı tüm Alevi kadınların hattı olduğunu bilerek kadıncıl bir mücadele Yol’u kurmayı amaçladı.

Bugünden bakınca iyi bir yol aldığını söylemek abartı olmayacaktır.

17+ Alevi Kadınlar oluşumu üstlendiği sorumlulukla, yaptığı işlerle başta kurumlarda çalışan Alevi kadınlar olmak üzere karma kurumlarda çalışan Alevi kadın arkadaşlarımızın üzerindeki gerilimleri hafifletmiş, bulundukları alanlarda daha çok güçlenmelerine neden olmuş, böylece somut bir kadın dayanışmasın da sağlamıştır.

Oluşum, şimdiye kadar Alevilere ve özellikle kadınlara değen, onların yaşam alanlarını kısıtlayan her mevzu için bir açıklama yapmış, sokaklara inmiş, başka kadın grupları ile çok sayıda ortak eylem ve dayanışmalarda bulunmuştur. Türkiye, Kıbrıs ve Avrupa’da oluşum üyeleri panellere, sosyal etkinliklere, akademik çalışmalara katılarak Alevi inancında kadının bir “eklenti” olmadığını, Alevilik inancında kadının en baştan beri var olduğunu, Yol’un kadın olduğu hakikatini her yerde anlatmayı amaçlamıştır.

Üstelik cinsiyetçi erkeklerin tüm karalama, panellere/ çalışmalara katılmalarını engelleme çabalarına rağmen ülke ülke, şehir şehir dolaşmışlardır.

Yanı sıra bu konularda tartışmaları diri tutmak, daha çok konuşmak, düşünmek ve elbette daha çok yol almak için sürekli okumuş, yazmış, kadınlarla yan yana gelmiş, sürekli ilişkilere girmiş bir oluşum olarak Alevi toplumuna başka bir perspektif ile Alevi kadınların durumunu gösterebilmek bakımından çabalamıştır. Bu alanda başarılı da oldu 17+ Alevi Kadınlar.
Peki bunları neden yazıyorum. İçinde yer aldığım kadın oluşumunu övmek için mi?

Elbette hayır. Bir süredir devam eden haksızlığa dikkat çekmek için.

Alevi medyasına yapılan baskılardan, Sivas Katliamı anmasına, Alevilere ve kadınlara temas eden her eylemde var olmasına, Alevi medyasında gönüllü çalışan üyelerine rağmen Aleviler ne yazık ki 17+ Alevi Kadınlar oluşumunun adını hiçbir şekilde anmamıştır.
Hep yok saymışlardır.
Alevi kurumlarının özenle uzak durduğu bu oluşumun içinden biri olarak yapılan bu ayrımcılığa dair her katıldığım programda veya röportajda birkaç kelam ettim. Sivil Sayfalar’da Ulaş Tol’un benimle yaptığı Alevilerde Kadınlar Eşittir Söylemine İtirazlar – II başlıklı çalışmasında olduğu gibi:

Esasında çok güzel işler yapabiliriz, paneller, çalışmalar; ancak mevcut “feminist” algısı nedeniyle bize yönelik Alevilerde bir önyargı var. 17+ Alevi Kadınlar’ın ortaya attığı fikirler üzerinden söylem geliştiriyorlar, projeler üretiyorlar; ama 17+ Alevi Kadınlar ile temasa geçmiyorlar. Fikirlerin benimsenmesi güzel bir şey elbette, bu sevindirici; lâkin görmezden gelmeye çalışmak ve veya üzerimize basmaya çabalamak hoş değil. (http://www.sivilsayfalar.org/2018/03/28/alevilerde-kadinlar-esittir-soylemine-itirazlar-ii/)

Bu durum hala devam etmekte.

Nevşehir Hacıbektaş’ta bulunan, Hacıbektaş ile yoldaş olan Kadıncık Ana evinin onarılması fikrini ilk ortaya atan 17+ Alevi Kadınlar’dı. Hacı Bektaş Anmalarında Kadıncık Ana’nın adının geçmemesi üzerine söylemde bulunan ve bu anmanın isminin değişmesi konusunda köşe yazısı ile öneride bulunan kişi yine 17+ Alevi Kadınlar oluşumundan arkadaşımızdı.
Bu mesele kişisel bir mesele değil; etik bir mesele olduğu için yazıyorum ve bu etik sorun maalesef sistematik olarak devam etmekte. Ayrıca duygusal açıdan da yıpratıcı bir mesele. Zaten Alevilikte kadınlar da böyle yok edilmedi mi? Aynı yöntemler devam ediliyor.
17+ Alevi Kadınlar oluşumu açısından kamuoyuna söylediği her söz, her fikir artık o fikri, sözü sahiplenen herkesindir. Zaten böyle olması gerekir.
17+ Alevi Kadınlar oluşumunun ürettiği fikirler ve grup çalışmaları üzerinden Alevi kurumları veya bireyler fayda elde ederek çalışma yapıyorlar ki bu gerçekten sevindirici bir hadisedir; ancak o fikirlerin kaynağı olan oluşumumuzu yok saymaları, o önerileri sahiplenirken oluşumumuzdan hiç bahsetmemeleri, onunla temasa geçmemeleri, birlikte ne yapabiliriz dememeleri kabul edilebilir değildir.
Alevi toplumu birbiri ile yarışan, rekabete giren, çalım atan, birbirini yok sayan siyasi tarzla bir yere gelemez.

Başkalarının fikirlerini, siyasi önerilerini araklayarak entelektüel ya da siyasetçi olunamaz.

Aleviler ancak ortaklaştıkları fikir ve öneriler etrafında yan yana gelerek taleplerini gerçeğe dönüştürebilirler. Enerjimizi bunun için harcayalım. Birbirimizi yok saymak için değil.

Ceren Ataş
______
 Aşığın hikâyesini durmaksızın feryat eden bülbüle değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor..
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 2 Ziyaretçi

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping