Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Ali Koç Baba Ocağı
#1
ali-koch-baba-nikopol-5-1024x580.jpg

Ali Koç Baba bir Türkmen dervişi olarak işte Niğbolu Savaşı bünyesinde görev almış bir Türkmen dedesidir. 

Ali Koç Baba’nın ayrıca Hacı Bektaş Veli’nin torunu olduğu da söylenir. Kutsal şahsiyetin, Heterodoks Müslümanların efsanelerinde, Hacı Bektaş’ın soyundan gelen veya takipçisi olarak onunla birleştirilmesi sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Kitabeler Hacı Bektaş Veli’den Al-i Resul olarak söz ederler.

Böylece Ali Koç, Peygamberin, Ali’nin ve altı Şii imamın soyundan gelen biri olarak sayılır.[3] Ali Koç Baba’nın ataları olan ünlü Heterodoks Müslümanların, Hacı Bektaş, Seyid Ali Sultan unvanları bir Şii inancı olan Allah’ın güzelliğinin Peygamber soyundan gelenlere geçeceği fikriyle uyuşur.

Hamza Koçerdin Baba’nın Ali Koç Baba ile ilgili olarak anlattığı bilgiler:

“Bursa 1388 yılında fethedildiği zaman, Hakk’a şükür ifadesi için koç kesmek isteniyor. O an Ali Koç Baba, elinde olmayarak: ‘Beni kurban edin, ben kurban olayım.’ Demiş. Orada bulunan bir yetkili kişi, ‘Ali Koç sen bize daha lâzımsın.”, deyip onun bu gönüllü kişiliğini güzel sözle almış. Bu, Koç lâkabı Ali Baba’ya oradan kalmış. Ali Koç Baba’nın mezarı şimdi Bulgaristan’da Niğbolu’da bulunmaktadır.

Ali Koç Baba’nın oğlu Hüseyin Koç ise bu günkü adı Yablanova Türkçe adı Alvanar köyüne yerleşmiştir. Alvanar köyünden gelenlerin anlatımına göre, bir çiçek bahçesini andıracak şekilde doğal güzelliğe sahip olan bölgenin ismini buradan aldığı söylenir. 
Alvanar’a yerleşim sonrası diğer toplumlarla inanç ve giyim bakımından ayrı olan Ali Koç Baba muhiplerinin kadın ve genç kızlarda şalvarların paçaları ayrı bir şekilde imiş. Diğer toplulukların şalvarlarından daha farklı ve renkli olduğu için Aldonlar, Aladonlular, Aladonlar yakıştırması bu yerleşimin adı olmuş. Köyün ilk yerleşimi bugünkü yerden farklı yerde Kurudanlık, Kuganlık (Kurgan: mezarlık) Sarıkaya altı denilen yerdeymiş. Bu yerde kutsal yer olarak kabul edilen Sofra Yeri diye bir makam vardır. Bu yerin alt yanında yine kutsal sayılan bir de Erenler Pınarı varmış. Bir de burada Ali Koç Baba’nın yerleşimi evveli bulunan Topuz Baba vardır. Topuz Baba’nın oğlunun adı da Alvandır. (Elvan) Köye adını çiçekler mi yoksa Topuz Baba oğlu Alvan mı verdi bilinmez. 
Niğbolu kalesinin alınmasından sonra, bugünkü Alvanar civarına yerleşmiş bulunan Türk köylerini, etrafta bulunan Bulgar halkı rahatsız etmektedir. Niğbolu’daki Ali Koç Baba, oğlu Hüseyin’i Alvanar köyü civarlarında yerleşen yeni halkı organize etmek için buraya göndermiştir. Hüseyin Baba buraya çoban kıyafetinde, bir koç sürüsü ile göçebe olarak gelmiştir. Bu yöredeki halka rahatsızlık veren gruplarla arkadaşlık kurarak onların iç yüzünü öğrenmiş ve diğer taraftan da köylüleri teşkilâtlandırıp Bulgar eşkıyalarını yok etmek için hazırlamıştır. Hazırlıklar belli bir olgunluğa eriştiğinde Hüseyin Baba köylülere: “Bulgarların bir bayram gününde onlara dostluğun pekişmesi adına bir yemek vereceğim. Yemekte çok fazla içki içip Bulgarlar sızdıktan sonra size haber gönderirim.” diyor. Bulgarlar gerçekten de yiyip içtikten sonra sızıyorlar. Hüseyin Baba köylülere haber veriyor ve Bulgarları bölgeden çıkarıyorlar. Topuz Baba bu bölgeyi Ali Koç Baba oğlu Hüseyin Baba’ya bırakarak kendi talipleri ile birlikte Topuzlar köyüne yerleşiyor. Günümüzde Alvanar(Yablanova) köyünde bulunan Topuz Baba nazarlama dediğimiz gerçekte esas mezarı haricinde bir mezarı bulunmaktadır.”

Hamza Koçerdin Baba’nın bize anlattıkları arasında bir başka iddia da henüz bilimsel anlamda tam olarak kanıtlanamamış olan bir tartışmaya dayanmaktadır. Bilindiği gibi Hacı Bektaş Veli soyundan geldiği kabul edilen kolun Seyit Ali Sultan’a dayandığı, Seyit Ali Sultan’ın da (Kızıl Deli) Hacı Bektaş Veli’nin çocuğu olduğunu, kendilerinin bu koldan geldiklerini kabul etmektedirler. İkinci varsayım ise Babagan kolunun görüşüdür. Bunlar da Hacı Bektaş Veli’nin Fatma Nuriye Hanımla evlendiğini, ondan iki çocuğunun olduğuna inanırlar. Bu iki iddia da henüz kanıtlanmış belgelere dayanmamaktadır. Alevilik ve Bektaşilik araştırmalarının çok yeni olması, bütün bilgi ve belgelerin henüz yayımlanmaya başlamış olması sebebiyle bir gün bu karanlık noktanın aydınlanacağını sanıyoruz. Ancak Hamza Koçerdin Baba kendilerinin birinci iddiaya bağlı olarak Seyit Ali Sultan’dan geldiklerini ve Ali Koç Baba’nın Seyit Ali Sultan’ın oğlu olduğunu söylemektedir

Ali Koç Baba Tekkesi, Müslümanlar tarafından olduğu gibi Hristiyanlar tarafından da saygıyla ziyaret edilmektedir. Müslümanlar: Ali Koç Baba Tekkesi, Hıristiyanlar ise Tanrı Mezarı adını vermişlerdir. Tekke’yi ziyaret etmenin bir çok derde deva olduğu yolunda yaygın bir kanaat bulunmaktadır. Tekkenin tamirinden sonra mezar taşına şu kayıt düşülmüştür: “Âli Resul Hacı Bektaş Torunu Rumeli Fatihi Seyit Ali Oğlu Ali Koç Baba Paşa Ruhuna Fatiha 25.09.1396”. Bu tarih Niğbolu savaşına yakın bir tarih olarak görünmektedir. Mezar üzerindeki ay ve gün ise onun soyundan gelen Hamza Koçerdin[1] tarafından belirlenmiş ancak belgelenmemiş bir tarihtir.

Popüler tarih geleneğimizin bilinen ismi Evliya Çelebi, ünlü Seyahatnamesinde Niğbolu Kalesi ve Ali Koç Baba Ziyareti işe ilgili şu bilgileri vermektedir:

“Niğbolu, Tuna kıyısında göğe baş çekmiş çakmak taşlı bir kızıl kaya üzerine kurulmuştur. Dörtgen biçiminde sağlam bir kaledir. Genişliği çepeçevre dört bin adımdır. Tuna’ya yönelik yanı gayet yalçın kayalar olmakla o yanda duvar yoktur. Evlerin pencereleri Tuna Irmağı’na açılmıştır… Kıble tarafından şehre bakan bağlar arasında Ali Koç Baba ziyareti vardır.” (Parmaksızoğlu, 1984: 36). Ali Koç Baba soyundan olanlar hâlen Molla lâkabıyla anılmaktadır. Ali Koç Babalıların muhiplerine, geçmişleri ile ilgili bir tarih sorduğumuzda kökenlerinin Erdebil Tekkesi’ne dayandığını söylemektedirler “Erdebil gör de bil”. Ali Koç Babalıların nefeslerinin çoğunluğunun da Şah Hatai nefeslerinden oluşması, ayrı bir inceleme konusudur. Aynı nefeslerin pek çoğunun Kızıl Deli Bektaşilerinde farklı makamlarda icra edildiğini gördük. Kızıl Deli nefesleri ise, Ali Koç Babalıların aksine Serezli Pir Sultan’ın nefeslerine yer vermektedir. Değişimin zaman içinde oluştuğunu tahmin ediyoruz. Her iki toplumun iç erkânını görmeden bir kıyasla yapmak istemiyoruz.

Ali Koç Baba, Alevi-Bektaşi geleneğinde bugün Alevi dede ocakları içinde adıyla anılan ocağın piridir.

Ali Koç Baba ile ilgili bir nefes

Dertliyim kapına geldim 
Mürüvvet senden Ali Koç Baba
Cümle küstahlığı özümde buldum
Mürüvvet senden Ali Koç Baba
Sana arzu çeker nice âşıklar
Merhamet bâbının kilidi yoktur
Sende mihman üçler yediler kırklar 
Mürüvvet senden Ali Koç Baba
Eşiğin taşına yüzümü sürsem
Baba çeşmesinden nûş edip kansam
Çerağın şem’ine pervane dönsem
Mürüvvet senden Ali Koç Baba
Selim’in kusuru çoktur yanında
Senin muhabbetin saklar canında
Pirin huzurunda Hak divanında
Mürüvvet senden Ali Koç Baba
Bu nefes aynı zamanda Cahit Öztelli’nin Bektaşi Gülleri isimli eserinde de yer almıştır.[7] Nefes’in devamında Ali Koç Baba’nın Niğbolu’da yattığı kaydı bulunmaktadır ki bu bilgilerin birleşmesi sonucunda Ali Koç Baba’nın 14. yüzyılda yaşayan bir eren olduğu ortaya çıkmaktadır
Yine Hüseyin Maragoz Baba’dan[8] derlediğimiz aşağıdaki nefeste, Ali Koç Baba ile ilgili bazı bilgilere rastlıyoruz:
Bektaşi Veli’den aldık el etekKabul et dergahta ettiğimiz dilek 
Külli kusurumuzu af ede felek
Dergâhı mübarektir Koçlu Baba’nın
Azm-i rah eyledim meydan-ı pirden
Dileğim kesmezem gerçek veliden
Sıtk ile dilerim can-ı gönülden
Dergâhı mübarektir Ali Koç Baba’nın
Erenler seyreder gönülden arşı
Koçlu Baba onun öz karındaşı
Seyit Ali Sultan erenler başı
Dergâhı cennettir Koçlu Baba’nın
Uyardın çerağını ayan eyledin
Erenler buyruğunu gönülden eyledin
Mürşidin derdini can ile duydun
Dergâhı cennettir Ali Koçlu Baba’nın
Rehberin izni ile ceme gireriz
Dest-i def olup semah ederiz
Mürşidimizden dilek dileriz
Dergâhı mübarektir Koçlu Baba’nın
Kuruldu muhabbet gülbang çekildi
Erenlerin aşkına dolu içildi
Erkan-ı Ali de suçtan geçildi
Dergâhı mübarektir Ali Koç Baba’nın
Dergahı mübarek makamı Ali
Sırrını faş edenin nic’olur hali
Kıyamet günü söylemez dili
Dergâhı cennettir Koçlu Baba’nın
Derviş Hoca ider şehitler serveri
Kereminden dur eyleme bu kemteri
Meydan-ı Ali’dir pirlerin Piri
Dergâhı cennettir Koçlu Baba’nın

Ancak yukarıda da belirttiğimiz gibi Anadolu’da bir çok Ali Baba, Ali Koç, Koç Ali Baba Koçu veya Baba adıyla kutsal ziyaret yeri bulunmaktadır. Bunların hepsinin birbiri ile ilişkisini belirlemek mümkün değildir. Bu yüzden bazı nefesler de birbirine karışmış veya Ali Koçlu Baba’dan çok sonra yaşamış olan Pir Sultan Abdal’ın yazdığı bazı şiirler nefes olarak Ali Koç Baba’ya mal edilmiştir. Bu son derece normaldir. Çünkü bir çok nefesin aslında Şah Hatai’ye, Yunus Emre’ye, Pir Sultan Abdal’a mal edildiği bilinmektedir. Aşağıya alacağımız nefes de Ziya Baba Karaşar İnanç Eğitim ve Hayır Vakfı’nın derlediği Erenlerden Nefesler isimli kitaptan alınmıştır: 

İndim Koç Baba’yı tavaf eyledim
Bu gün yaylımdır geliyor koçlar
Mübarek cemâlin seyran eyledim
Bu gün yaylımdır geliyor koçlar
Biri beyaz idi biri kırmızı
Onlarda seçerdi baharı yazı
Aynen Zülfikâr’a benzer boynuzu
Bu gün yaylımdır geliyor koçlar
Alnın ortası yazılı Kur’an 
Hiç mahrum kalır mı cemâlin gören
Yarın mahşer günü şefaat uman
Bu gün yaylımdır geliyor koçlar
Yağmur yağar çiselenir izleri
Elham suresine benzer gözleri
Ay ile gün gibi parlar yüzleri
Bu gün yaylımdır geliyor koçlar
Pir Sultan’ım biz çekeriz yasları
Dört kapıdan beyan olur sesleri
Âşıklarda söyler bu nefesleri
Bu gün yaylımdır geliyor koçlar

Ali Koç Baba Süreğinde Baba Seçimi ve Erkan

Ali Koçluların Baba seçimleri de son derece dikkat çekicidir. Baba Hakk’a yürüdüğü zaman yerine büyük oğlu erkan yürütmekte ve Baba olmaktadır. Taliplerinin durumuna ve çokluğuna göre de diğer oğulları Babalık yapabilmektedir.

Ali Koçlular’dan topladığımız bilgilere dayanarak yazılı bir belge olmaksızın oluşturduğumuz soy şecereleri aşağıdaki gibidir:

1. Hacı Bektaşi Veli
2. Seyit Ali Sultan (Kızıl Deli Sultan)
3. Ali Koç Baba
4. Hüseyin Baba (Ali Koç oğlu)
5. Kâzım Baba (Hüseyin Baba oğlu)
6. Kâzım Baba (Mustafa Baba oğlu)
7. Mustafa Baba (Kâzım Baba oğlu)
8. Mıstın Baba (Mustafa Baba oğlu). İki oğlu vardır: Kâzım Baba ve Hasan Kuzlu.
9. Kâzım Baba (Mıstın Baba oğlu). İki oğlu vardır: Hamza Baba oğlu İbrahim.
10. Hamza Baba (Kâzım Baba oğlu) Kâzım ve Mustafa adında iki oğlu vardır.
11. Kâzım Baba (Hamza Baba oğlu) Beş oğlu vardır: Mehmet Ali Hoca, Mıstın, Musa, Kâzım Ağa, Hüseyin Baba.
12. Hüseyin Baba (Kâzım Baba oğlu) Ali Baba ve Mustafa adında iki oğlu var.
13. Ali Baba (Hüseyin Baba oğlu). Rört oğlu vardır: Molla Hasan, Molla Mustafa Molla Haşim, Şakir Koç.
14. Mustafa Baba (Ali Baba oğlu). Beş oğlu vardır: Hamza Koçerdin, Ali Koç, Hasan Koç, Hüseyin Marangoz, Veli Koç.
15. Hamza Koçerdin Baba (Molla Mustafa oğlu) Hamza Baba’nın Yusuf, Mustafa ve Necat Mehmet adlı üç oğlu olmuş. 2004 yılında Mustafa hariç diğer ikisi sağ değildir. 
16. Yusuf Koçerdin (Hamza Koçerdin oğlu) Babasının sağlığında vefat etmiştir.
17. Hamza Baba, sağlığında dört kardeşinden üçüne Babalık vermiştir. Sözlü gelenekten derlediğimiz bu şecere, elbette yaklaşık 600 yıllık bir soy şeceresini oluşturmamaktadır. Burada sözlü gelenekten gelen bağlantılar arasındaki kopukluklar normal karşılanmalıdır. 

Bulgaristan’daki kutsal ziyaret yerleri üzerinde araştırmaları bulunan değerli araştırmacı Sabri Koz’un belirttiğine göre, Osman Pazarı kazasında Alvanlar, Küçükler, Veletler köyleri dahi Kızılbaş olup Çelebidirler. (Burada Çelebi kelimesi Babadan oğla geçen sistem için kullanılmış olmalı.) Alvanlar Kariyesinde (köyünde) şu tekkeler vardır: 

Alvan Baba Tekkesi, Ali Koç Baba Tekkesi, Hasan Baba Tekkesi, Gözcü Ali Baba Tekkesi. Bunlar içinde en eski olanı Alvan Baba Tekkesi’dir. Köyün bu adla anılmasının sebebinin bu Tekke olduğu söylenilmektedir. Ali Koç Baba Tekkesi köyün içerisindedir. Baş Çelebi Ali Baba bu tekkede bulunmaktadır. Çelebi Ali Baba tekkenin süreği yürüten onüçüncü Çelebisi imiş.[11]
Ali Koçluların Bulgaristan’daki yerleşimleri arasında yukarıda da söz ettiğimiz gibi, Topuzların özel bir yeri bulunmaktadır. Topuzlar köyünde daha evvelden Bektaşiliğin var olduğunu ve zaman içinde kaybolduğunu, Hüseyin Marangoz Baba anlatmıştı. Bu köyün kurucusu ilk defa Alvanar köyüne gelince Ali Koç Baba ile anlaşmaları sonucu derenin öte yakasına bugünkü Topuzlar köyüne yerleşiyor. Zaman için Topuz Baba muhiplerinin bazıları Alvanar köyüne gelip nasip almış. Topuzlar köyü halkı eski inancını bıraktığı için bu yeni tarikata giren Topuz Baba muhipleri yavaş yavaş Alvanar köyüne yerleşmeye başlamışlar ve Alvanar köyü ile kaynaşmışlar. Topuz Baba’nın Trakya ve Balkanlar’da süren erkanlardan hangisine dahil olduğu veya başka bir tarikata mı mensup olduğu bilinmemektedir. Bulgaristan Bektaşiliği o kadar karışık bir durum arz etmektedir ki içinden çıkmak çok zordur. Her yerleşen lider, zaman ile belli bir erkan yol tutmuştur. Öyle ki aynı toplumlardan farklı inançlar ve erkanlar çıkmıştır. Aslında Balım Sultan Erkanı dışında oluşan bu erkanların bazılarını incelediğimizde gördüğümüz ve vardığımız sonuç, ezberden kaynaklanmış aynı erkanın farklı farklı oluşmasıdır

. Türkiye’de Ali Koçluların kollarına gelince bunlar içinde en önemlilerinden biri Kırklareli’nin Lüleburgaz İlçesi’ne bağlı Umurça köyüdür. 1928 yılında Bulgaristan’dan olan bir göç sırasında Ali Koç Baba süreğinden Molla Ali buraya gelerek yerleşmiştir. Tek başına geldiği ve sürekten kimse bulunmadığı için Muratlı’nın Seyitler köyünde kuru bir dere yakınındaki köprünün yanına yerleşiyor. Bir süre sonra Muratlı’ya bağlı Aydın Köy ve Umurça köylerinde toplanıyorlar. Burada büyük bir çiftlik oluşturuluyor. Taliplerin de gelerek yerleşmesi ile birlikte sürek yeniden canlandırılıyor. Yaptığımız alan araştırmaları sırasında burada çiftliğin kapısının hâlen yerinde durduğunu gördük.

Molla Ali’nin 1940 yılında Hakk’a yürümesinden sonra geride iki eşinden dört çocuğu kalmıştır. Bunlar Hasan, Mustafa, Haşim ve Şakir’dir. Molla Ali’nin ilk eşinden olan iki çocuğuna el verdiğini belirledik. Hasan’ın Hakk’a yürümesinden sonra yerine oğullarından kimse geçmemiştir. Şu anda Mustafa’nın beş oğlunun en büyüğü olan Hamza posta geçmiştir. Hamza Baba da yerine sağlığında oğlu Yusuf’a el vererek Baba yapmıştır. Yusuf Baba da 1990 yılında Hakk’a yürüyünce Trakya’da Ali Koçluların tek lideri kalmıştır


Ali Koç Baba ocaklıları 19. yüzyılın son çeyreğinden itibaren (93 Harbi ile birlikte) oluşan siyasal ortam neticesinde yoğunluklu olarak başta Doğu Trakya olmak üzere Anadolu topraklarına göç etmişlerdir. Bu bağlamda belli bir Ali Koç Baba ocaklısı kitle de 19. yüzyılın son çeyreğinde Eskişehir iline göç ederek Seyitgazi ilçesi, Kırka nahiyesine bağlı Büyükyayla ve Salihler köylerini kurmuşlardır. Ali Koç Baba ocaklılarından üçüncü bir kol da, Kütahya ili, Altıntaş ilçesine göç ederek Aydınlar (eski adıyla Batak) köyünü kurmuştur
“Büyükyayla’da yaklaşık 26 hane açık durumdadır ve nüfusunun tamamı Alevi inançlıdır. Büyükyayla nüfusu aslen Bulgaristan’ın Karnabad kazası, Sungurlar köyünden 93 Harbi sonrası göçle gelenlerden oluşmaktadır. Köy nüfusunun tamamı Ali Koç Baba Ocağı talibidir. Köyde yerleşik olarak Ali Koç Baba ocaklısı dedeler yaşamaktadır. Büyükyayla köyü Ali Koç Baba ocaklıları, Eskişehir genelindeki diğer Alevi gruplarca, “Erdebil sürekliler” olarak tanımlanmaktadır. Köydeki dede ailesi 1930’lu yıllarda Bulgaristan’ın Avlanlar köyünden göçle Büyükyayla’ya gelmiştir.
______
 Aşığın hikâyesini durmaksızın feryat eden bülbüle değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor..
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping