08-25-2018, 06:33 PM
Mahmud Baba, Eski Liman Dairesi Başkanı iken, Ramazan Ayı’nda Sirkeci’de bir lokantada birkaç kadeh içiyor. Köprüye geliyor.
O zaman tramvaylar köprü başında bir kavis çizerlerdi. Baba, Bebek tramvayına binecek. Fakat yanlışlıkla Aksaray’a giden arabaya biniyor. Bir süre sonra yanlışlığının farkına varıp iniyor.
Yine eski yere gelmiş.. Yine çift vagonlu bir tramvaya binmiş, bu kez de bindiği Yedikule tramvayı.. Biraz sonra yanlış bindiğinin farkına varmış, yine inmiş. Bu defa yine hatâ yapmayayım diye dikkat ederek Bebek tramvayına binmiş. Giderlerken bir Hoca gelip yanına oturmuş. Rakı kokusunu alınca da:
– Subhânallâh der dururmuş.
Baba, yanlış tramvaya binip binmediğinden emin olmak için birde hocaya sorar:
– Nereye gidiyor hocam bu?.. Hoca kızgın:
– Cehenneme gidiyor.. deyince Baba erenler:
– Desene yine yanlış bindik.. diyor ve tramvaydan iniyor.
O zaman tramvaylar köprü başında bir kavis çizerlerdi. Baba, Bebek tramvayına binecek. Fakat yanlışlıkla Aksaray’a giden arabaya biniyor. Bir süre sonra yanlışlığının farkına varıp iniyor.
Yine eski yere gelmiş.. Yine çift vagonlu bir tramvaya binmiş, bu kez de bindiği Yedikule tramvayı.. Biraz sonra yanlış bindiğinin farkına varmış, yine inmiş. Bu defa yine hatâ yapmayayım diye dikkat ederek Bebek tramvayına binmiş. Giderlerken bir Hoca gelip yanına oturmuş. Rakı kokusunu alınca da:
– Subhânallâh der dururmuş.
Baba, yanlış tramvaya binip binmediğinden emin olmak için birde hocaya sorar:
– Nereye gidiyor hocam bu?.. Hoca kızgın:
– Cehenneme gidiyor.. deyince Baba erenler:
– Desene yine yanlış bindik.. diyor ve tramvaydan iniyor.
______
Aşığın hikâyesini durmaksızın feryat eden bülbüle değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor..
Aşığın hikâyesini durmaksızın feryat eden bülbüle değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor..