Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
“Alevilik bir inançtır. İbadet yeri cemevi, toplu ibadetlerinin adı cemdir"
#1
alevilik5.jpg

Almanya’da yaşayan yazar Remzi Kaptan’ın Alevilik hakkında bir yazısı.

Aleviliği Savunmanın Zorlukları

Sıradan inanan bir Alevi olmak bile olmadık bedeller gerektirirken, bu yolun öncüsü olma çabasında olanların işleri çok daha zor.

Abartı yok, Aleviliğe yönelik her koldan saldırı ve kuşatma var. Sünnileştirmek, Şiileştirmek, ateistleştirmek, Hırıstıyanlaştırmak isteyenler bir taraftan, Türkçülük, Kürtçülük, Arapçılık politikalarına alet etmek isteyenler bir taraftan, çeşitli ideolojik yapılanmalar diğer bir taraftan kuşatma altına almış durumdalar. Böylesi ağır bir kuşatma altında olan Aleviliği yaşatma ve geleceğe taşıma iddiasında olanların bütün bu global güçlerin ve onların yerel uzantılarının bilincinde olarak yollarını kararlı bir şekilde savunup sürdürmeleri gerekiyor.

Sıradan Alevi inançlı bir insan olarak yaşamını idame ettirmek çok zorken bu yolu yaşatma ve geleceğe taşımak isteyenlerin işleri çok çok daha zordur. Bunun altının ısrarla çizilmesi gerekiyor.

Zorluklar, Alevilik yolunu sahiplenip savunmanın her boyutunda var. Ancak sanırım temel zorluk inanç ile ilgili yaratılmış olan kavram kargaşasının sonucunda ortaya çıkmış olan temel inanç değerlerinin tekrar topluma doğru bir şekilde yansıtılmasında yatıyor. İnsan zaten bir takım elle tutulur, gözle görülür zorlukları sonuç itibarıyla alt edebilir. Ancak soyut olan, hele hele bu soyutluk inanç ile ilgili bazı temel taşların yerinden oynatıldıktan sonra tekrar aynı şekilde yerine konulması ise; öyle kolay aşılacak ve kısa sürede alt edilecek bir zorluk değildir.

Madem yola çıktık, madem yüreğimiz Ali aşkı ile dolu, madem alıp verdiğimiz her nefes bu yolun daha da güzelleşmesi için; o halde pes etmeyeceğiz. İnatla, kararlılıkla, azimle, daha bir bilinçlenerek, daha bir yolumuza ve değerlerimize bağlanarak, daha bir doğrularımızı sahiplenerek tutkuyla bu yolu sürmeye devam edeceğiz.

Sünnileştirmek, Şiileştirmek, Hırıstıyanlaştırmak, ateistleştirmek, çeşitli milliyetçiliklerin ve ideolojilerin arka bahçesi haline getirmek isteyenlere rağmen yolumuzu sürmeye devam edeceğiz.

Hak ve hakikatin peşinde olanlar, Hak ve hakikati en iyi şekilde insanlığa sunan Alevilik inancını her şart altında savunmalı ve temel değerlere olan inançtan, bağlılıktan asla ama asla taviz vermemelidir.

Örneğin son yirmi yıllık sürede ortaya çıkmış olan tartışmalara, yol ve erkan ile ilgili saptırmalara karşın kişi ilk önce kendi içerisinde netleşmelidir. Mesela en basitinde yolun öncüsü, erenlerin serdarı, evliyaların sultanı olan Hz. Ali ile ilgili aklında, yüreğinde, duygusunda, düşüncesinde şüphe olan birisinin yola bağlılığı olmayacağı gibi hizmeti de olumsuz sonuçlar doğurmaya mahkumdur. Hz. Ali’den, Ehlibeytten, Hacı Bektaş Veli’den, Pir Sultan’dan, Muharrem orucundan, Kerbela’dan, cemden, aşureden, delilden, Hızır’dan ve daha benzer inanç değerlerinden arındırılmış bir Alevilik, Alevilik olmaktan çıkar ve yukarıda saydığımız çeşitli güçlerin denetimine, güdümüne girer.

Amaçlananda budur. Aleviliği yok etmek ve Aleviliklerini yok ettikleri toplumu kendilerine hizmet edecek hale getirmek. Onun için en temel köşe taşları ile oynuyorlar. Bu köşe taşlarını yerinden kaldıramazlarsa dahi oynatmak bile onların amaçları için önemli bir aşama oluyor.

Alevilik nedir?

Alevilik bir ırk, etnik, ulusal kimlik mi? Hayır.

Alevilik sıradan, basit bir tarikat mı? Hayır.

Alevilik bir felsefi akım, ekol müdür? Hayır.

Alevilik sınıfsal bir kimlik midir? Hayır.

Alevilik bir kültür müdür? Hayır.

Peki nedir Alevilik? Alevilik bir inançtır. Olayın adını doğru koymak gerekiyor. ALEVİLİK BİR İNANÇTIR!

İşte üzerinde oynadıkları ve değiştirmek istedikleri inancımızdır.

Şimdi dikkat edin: kimse Alevilerin kültür birikimine bir şey demiyor.

Alevilerin felsefi duruşlarına, hümanizmine kimse bir şey demiyor.

Kimse demiyor ki Aleviler neden türkü, deyiş söylüyor.

Kimse demiyor ki Aleviler neden bağlama çalıyor.

Kimse demiyor ki Aleviler neden çok muhabbet ediyor.

Ne diyorlar peki?

Dedikleri şu: “Aleviler neden siz Hz. Ali’yi seviyorsunuz”.

“Neden 12 imamlara bağlısınız” diyorlar.

“Neden cem ibadeti yapıyorsunuz” diyorlar.

“Neden Muharrem ayında oruç tutuyorsunuz” diyorlar.

“Neden Hacı Bektaş Veli’yi önemsiyorsunuz” diyorlar.

“Neden dedeleriniz sizin inanç önderleriniz” diyorlar.

“Neden cemevlerinin ibadet yeriniz olduğunda ısrar ediyorsunuz” diyorlar.

Dikkatinizi çekiyor mu, bu söylenenler hep inançla ilgili şeylerdir. Kendilerince çelişki gibi gördükleri bazı noktaları toplumumuzun beynine zehir şırınga eder gibi dayatıyorlar. Amaçları inançsal boşluk yaşamamız ve böylece onların inançlarını benimseyip onların uydusu, kuklası olmamız.

İşte bunun için önemlidir Aleviliğin inanç olduğu vurgusu. Bunu söyledik diye bize dincimi diyecekler, desinler. Bundan gocunan utansın. Ali’siz, Ehlibeyt’siz, cemsiz, semahsız, Muharremsiz, Hızır’sız, Pir Sultan’sız, Hacı Bektaş’sız Alevilik olmaz, olmaz, olmaz.

Kim ki Ali’siz Alevilik olur diyorsa, bilin ki dost değildir.

Kim ki cem ibadeti olmadan da Alevilik olur diyorsa, dost değildir.

Kim ki Alevilikte Muharrem orucu, Hızır orucu yok diyorsa bilin ki dost değildir.

Kim ki cemevleri ibadethane değil diyorsa ve bizleri camiye, kiliseye, Budist tapınaklarına, ideolojik tekkelere davet ediyorsa bilin ki dost değildir.

Kim ki başta 12 imamlar olmak üzere, Ehlibeyt olmak üzere, Pir Sultan’sız, Hacı Bektaş’sız Alevilik olur diyorsa, bilin ki o dost değildir.

Kim ki Alevilik sadece filanca ulusun, etnik kimliğin inancıdır diyorsa o dost değildir.

Kim ki Alevilik salt bir kültürdür, bilmem yaşam biçimidir, bilmem Yunan ve başka felsefelerden etkilenmiş bir felsefedir diyorsa bilin ki dost değildir.

Kim ki inanç önderlerimizi bütün olarak aşağılıyor, bin bir gerekçe ile hakaret ediyorsa bilin ki dost değildir.

Bu ve benzer söylemlerin, eylemlerin sahipleri dostlarımız değildir. Adı, sanı, unvanı, konumu, titri ne olursa olsun bu kişilere itibar etmeyelim. Bunlar dost değil. Bunlar bizlerin inancımızın temelini sarsmakla görevli kişi ve kurumlardır. Bunların bazılarının bizden görünmesi, köken olarak Alevi olması bu açık gerçeği değiştirmiyor.

“Alevilik bir inançtır. İbadet yeri cemevi, toplu ibadetlerinin adı cemdir. Cümle peygamberlere ve son peygamber olan Hz. Muhammed’e, velayet makamının sahibi Hz. Ali ve 12 imamlara, Serçeşme olan Hacı Bektaş’a bağlılık esastır. Oruçları Muharrem ve Hızır orucudur. Kerbela şehidi İmam Hüseyin’e ve onun şahsında cümle mazlumlara bağlıdırlar” diyorsa ve benzer değerleri, doğruları kabul edip dile getiriyorsa o kişi dosttur.

Demek ki az çok dostumuzu ve dostumuz olmayanın ayırdın da ve bilincinde olacağız. İşimizin zor olmasını bir noktada doğal kabul edeceğiz. O halde aşılmayacak hiç bir zorluk, yenemeyeceğimiz hiç bir sıkıntı yok demektir.

Bu duygularla, bu ruh hali ve bilinçle yol alan cümle yol erlerine aşk ile.

Remzi Kaptan
______
 Aşığın hikâyesini durmaksızın feryat eden bülbüle değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor..
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping