Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Vah Alevilik kimlerin eline kaldı
#1
Aklım Alevilerin dernekler kurarak bir araya gelmeye başladığı günlere gitti.

Yıl 1993…

Sivas yangını ve bu yangının peşinden tepkiyle bir araya gelen Aleviler. Kurulan dernekler. Ardından federasyonlar, konfederasyonlar…

Ve o zamanlar daha yeni yeşermekte olan Alevi beraberleğine çamur atanlar. Aleviliğe burun kıvıranlar… Aleviler için; “İşbirlikçiler”, “Alevileri devlet örgütlüyor”, “Devletin uşakları”, “Kürt mücadelesini baltayanlar” vs. vs….

Kimdi bunları söyleyenler?

Gün geldi bunları söyleyen, herkesten çok Alevilere saldıran bazı “proleter devrimciler” işsiz kaldı. Barınaksız kaldı… Çareyi Aleviliğe iltica etmekte gördüler.

Ben ilk tehditi bu gruhtan almıştım o zamanlar.

“Kuracağın derneği başına yıkarız” demişlerdi….

Gün geldi devran döndü…

Aleviliğe küfredenler, Alevilik yobazlıktır diyenler, Alevi kurumlarının başına geçip oturdular.

Şimdi ‘80 öncesi Aleviliği bittirme çabalarına kaldıkları yerden bu sefer “Alevi” kisvesi altında bittirme işine devam ediyorlar.

Aleviliği ve Alevileri “kimliksizleştirmeye” ant içmiş gibi çalışıyorlar. Siyaseti Alevilik ve Aleviler üzerinden yapıyorlar. Aleviliği kendi siyasi ve dünya görüşlerine göre yeniden dizayın ediyorlar.

Kullandıkları malzeme; Ebussudların, Şehulislamların Alevileri katlederken cıkarmış oldukları fetvalara dayalı;

“Alevilik İslam dışıdır”

Arkasından;

“Ali’siz Alevilik”, “Bizim Ali başka Ali’dir”…

Sonra daha da çirkefleşerek,

“Arap Ali”, “Kılıcı kanlı Ali” demeye başladılar…

Amaçları ne bunların?

Amaçları; ‘80 öncesi tam olarak dinsizleştiremedikleri Alevileri “afyon” olarak gördükleri inançlarından koparmak ve siyasi emellerine alet etmek. Amaçları; Alevileri İslam dışı göstererek bu yoldan “azınlık” statüsüne sokmak ve bundan rant sağlamak.

Bunun için, ilk önce “Aleviler azınlıktır” dediler. Tutmadı.

Şimdi bunu başka yollardan tekrar gündeme getirme çabası içersindeler. Ve planlarını daha ince bir şekilde gerçekleştiriyorlar. Güya Alevilerin hakkını savunmak için gittikleri Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde, “Alevilik ayrı bir dindir” dediler. Şimdi de “Azınlıkların televizyonu”nu kurarak bu oyunlarını devam ettiriyorlar.

“Harici başı” en son konuşmasında;

“Ben ilk önce devrimci sonra Aleviyim” diyor.

Daha öncede “Ateistlerde Alevi derneklerine yönetici olabilmelidir” demişti. Ardından “sekreteri”, ” yönetim kurulumuzda ateist olanlarda var” dedi.

Şimdi bu “Devrimci” lafını açmakta yarar var.

Devrimci nedir?

Devrimcinin dini inancı olurmu?

Devrimci dine nasıl bakar?

Sanırım “Harici başı” burada “Atatürk devrimciliği”n den afalan bahsetmiyor.

Arkadaşın bahsettiği “Marksist devrimcilik” olsa gerek. Biliyorum kendisi bu gelenekten gelmekte. Eğer “Ben bundan vaz geçtim” diyorsa, o zaman nasıl bir devrimci olduğunu açıklaması gerek.

Marksist bir devrimci’nin dini olmaz.

O diyalektik materyalizme inanır.

Tanrı’nın varlığını inkar eder.

Maksist devrimci dini bir “afyon” olarak görür.

Yalanım varsa eyyy Marksist devrimciler itiraz edin!

Ama “Harici başı” bir inanç kurumunun başına geçip, “Devrimci konuşmalar” yapmakta.

Buna Marksist literatürde “oportünist”lik denir.

Türkçe’de de “Olduğun gibi görünmeme”.

“Ben ilk önce devrimci sonra Aleviyim”

Bu “oportünistlik” daha güzel başka nasıl açıklanabilinir?

Haa, bu arkadaş, “Ben Marksist değil inançlı bir devrimciyim” desin, bu yazdıklarımdan dolayı kendisinden özür dileyeceğim.

Şimdi bu arkadaşa “marksist devrimci” dediğim için beni “jornalcilik” le suçlayacaklar çıkacaktır. Benim söylememe gerek yok, kimin ne olduğunu herkes çok iyi bilmekte. Hem Marksist olmak eskisi gibi suç teşkil etmiyor. Onun için ortada bir “jornal”leme diye bir olay söz konusu değildir.

Bir ateist veya bir marksist Aleviler içersinde yer alamaz mı?

Alabilir elbette.

Ama Alevi gibi görünerekten değil, sadece onlarla dayanışma için yer alır, yerini bilir.

İşin gerçeği nedir biliyormusunuz;

Bunların sadece anne ve babaları Alevi, hepsi o kadar!

Haa, unutmadan, başka anlaşılmalara yer vermemek için; benim, düşünceleri doğrultusunda ama kılıktan kılığa girmeden mücadele eden devrimcilere sonsuz saygım var. Lafım onlara değil.

Turap Tercan
______
 Aşığın hikâyesini durmaksızın feryat eden bülbüle değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor..
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 2 Ziyaretçi

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping