Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Tekke nedir?
#1
Farsça bir kelime olan tekyeden dilimize tekke olarak geçmiştir. Sözlükteki
anlamı dayanılacak yerdir. Çoğulu tekayadır. Yalnız Alevilikte değil, bütün
İslam kültür tarihinde önemli yeri bulunan tekke, tasavvuf düşüncesinin ve terbiyesinin
derinleştirildiği ve halka takdim edildiği yerdir. Tekkede edep-erkân, ahlak ve
tasavvuf ilmi öğretilir.
Tekke zaviyeden büyük, dergâhtan küçük mekândır. Tarikattan olanlar
tekkede barınırlar, ibadet ve dinî törenlerini burada yaparlar. Buraya gelip gidenlerle
sohbet ederler. Tekke içerisinde bir erenin kabri ya da makamı bulunur. Bu yerdeki
ulu kişinin kabrinin olduğu kısım genellikle kapalı bir mekân hâline getirilmiştir.
Türbe denen bu mekân ziyaret edilir, dualar okunur, dilekler dilenir, adaklar adanır.
Kesilen kurbanların pişirilmesi için tekke içinde bir ocak vardır. Ama bu ocak, dede
ocağı değildir. Bazıları ocak kavramı konusunda dede ocağı ile ateş yanan ocağı
birbirine karıştırmakta hatta tekkeleri bile dede ocağı sanmaktadır. Örneğin; Safevi
tekkesi vardır, ancak Safevi ocağı yoktur. Abdal Musa tekkesi vardır, ancak Abdal
Musa ocağı yoktur. Abdal Musa, Hacı Bektaş ocağından bir dededir, erendir.
Tekkeler, Müslümanlar tarafından tevhit inancını, Allah’ın birliğine inanmayı
bütün insanlığa yaymak ve gönüllere yerleştirmek için vakıf esaslarına uyularak
kurulmuş sosyal vasıflı dinî eğitim ve öğretim kurumlarıdır. Medreseler gençleri
sistemli bir eğitimle donatıp hizmet vermelerini sağlarken tekkeler yaşlı, genç,
eğitimli, eğitimsiz bütün kitleleri gönüllü ordusu şeklinde yetiştirir. Buradan
yetişenlerin birçoğu eserleriyle tarihimizde hâlâ bilinmektedir. Örneğin: Mevlana
Celaleddin-i Rumi, Yunus Emre vs.
Tekkeler, eğitim kurumu olmasının yanında aynı zamanda birer hastanedir.
Buralarda psikolojik ve pedagojik tedaviler yapılır. İnanarak gelen insanlar buralarda
şifa bulurlar. Şifaların kaynağı ise inanan kişinin kendisidir: Bu durumu da “Keramet
verende değil, alandadır” şeklinde açıklarlar.
Tekkeler, genellikle şehir, kasaba ve köylere kurulmakla beraber bazen sosyal
hizmetleri görmek için, büyük kervanların geçtiği ıssız yollarda, kırlık alanlarda, bazen
de yolculuk ve ulaşım için tehlikeli olan yerlerde tesis ediliyordu. Özellikle Osmanlılarda,
tekke ve zaviyelerin bir kısmı devlet tarafından, cihat etmek ve düşmanı
gözetlemek için hudut boylarında kurulurdu. Bu bakımdan dağlarda, korkunç boğaz
ve geçitlerde tesis edilen tekkeler, askerî sevk ve idareyi kolaylaştırmak, ticarete engel
olabilecek eşkıya vs. gibi kimselere mani olmak için birer jandarma karakolu vazifesi
de görüyorlardı. Böylece tekkeler, karlı ve yağmurlu günlerde yolcular için de bir sığınak
oluyordu. Issız yol boylarındaki kırlık alanlara kurulan tekkelerde, kış veya yaz
yorgun kervancılar misafir edilirdi. Bunlara yeme, içme, yatma, hayvanlarının bakımı 
dâhil, sosyal hizmetler verilirdi. 30.11.1925 tarihinde çıkarılan bir yasayla tekkeler
kapatıldı, tarikat etkinlikleri de yasaklandı. Sonradan bazı tekke yapıları müze olarak
ziyarete açıldı.
______
 Aşığın hikâyesini durmaksızın feryat eden bülbüle değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor..
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping