Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
DAD Ana Fatma Cemevi’nde şiir dinletisi ve söyleşi
#1
dad-siirfotolari-3.jpg

Demokratik Alevi Derneği Ana Fatma Cemevi’nde Ali Şeker, Kevser Akın, Kadri Önal ve Huriye Şahin, Sanatçı Gülseren Kılıç ve Yoldaşça Türküler grubundan Mustafa Ceylan’ın katıldığı şiir dinletisi  ve söyleşi gerçekleştirildi. 

DAD Ana Fatma Cemevi’nde şiir dinletisi ve söyleşi gerçekleştirildi. Etkinliğe DAD Ankara Şube üyeleri, AKA-DER Anadolu Kültür ve Araştırma Derneği Mamak Şube, HDP Mamak ilçe yöneticileri ve yurttaşlar katıldı.

“KENDİMİZİ DARA ÇEKMEZSEK KALICI ÇÖZÜM ÜRETEMEYİZ”

Şiir etkinliğinde DAD Mamak Şube Ana Fatma Cemevi Başkanı Hasan Altun yaptığı konuşmada, “Alevilerin nehak anlayışına, gerici ilkel ve gerici inkarcı politikalara karşı hak ve hakikat aşkıyla tutum sergileyen tüm canları saygıyla selamlıyoruz” diyerek konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Yolun sahibi sır olan, nur olan Ana Fatma’nın eli her daim üzerimizde olsun. İnançlarımıza, değerlerimize ve kimliklerimize çok yoğun saldırının olduğu bir dönemdeyiz, inancımız üzerinde süregelen tüm tahribatlara karşı bireysel ve kurumsal olarak kendimizi dara çekmezsek var olan sorunların çözümüne ileriye taşıyan kalıcı çözüm üretemeyiz. Ancak doğru bir tarz, doğru bir üslup ve doğru bir temelde yaratacağımız örgütlülükle ve koordinasyon içerisinde kolektif bir çalışmayla ifade ettiğimiz sorunları aşabiliriz. Bu duygu ve düşüncelerle demokrasi özgürlük ve eşitlik mücadelesinde Ana Fatma emeklerimizi boşa çıkarmasın, Hızır yar ve yardımcınız olsun.”

Sonrasında Gazeteci Hatice Çevik, şiirlere ilişkin şunları söyledi:

“Şiir direniştir, şiir kavgadır, şiir sevdadır, şiirsiz bir yaşam düşünülemez. Hayatı şiirle, şiir gibi yaşamak gerekir derler. Şiirde o nedenle içinizde ne kadar isyan varsa, ne kadar sevda varsa, ne kadar güzel duygular varsa, şairle dile getirilir, ölümsüzleştirirler bunları. Onun için çok özel, özel bir yetenektir. Şairler özel insanlardır, ne kadar çok şairimiz varsa, kavgamızın büyüklüğündendir. Hepsini o nedenle hepsinin yüreğine sağlık, selam olsun, diyoruz. Refik Durbaş Türkiye’nin en büyük şehirlerinden birisidir. Bugün Hakk’a yürüdü, yıldızlar yoldaşı olsun, devri daim olsun.”

“CANIM YANDIĞINDA YAZIYORUM”

“ARDINDAN AŞKIN RENGİ” şiir kitabıyla bilinen ve yazarı Huriye Şahin, “Yaşasın halkların kardeşliği diyerek başladığı şiirinde ben şiirlerimi canım yandığında yazıyorum. Kürt halkının yaşadığı katliamlarla, özellikle çocukların yaşadıkları benim canımı çok yakıyor. Kürt çocuklar için yazdığı şiiri okumak istiyorum” dedi.

“DİVANA DURAN GÜLLER” kitabının yazarı Kadri Önal, “Dersimliyim, çıkardığım bir kitap çocukluğumun ve gençliğimin yol hikâyeleri. Öyküsel bir biçimde tamamen şiire dökülmüş duygulardır. Zaman bizi biçti, ama asla zamana sözlerimizi biçtirmedik. Duygu ve düşüncelerimi çocukluk ve gençlik yıllarının bir dereden akıtıp kaleme döktüm. Uzun yıllarım gençlik yıllarım Metris cezaevinde geçti. Fakat biz dur demedik. Bu yaşlara geldik yine de alanlarda hep halkımızın yanında olduk. Gerek Cumartesi Anneleri etkinliğinde gerekse de diğer alanlarda. Hep sisteme, hep düzene. Bize muhalif dediler ama biz muhalif değiliz, biz tamamen olması gereken yerde olan insanlarız. Şiirim biraz bağlantılı olacak. Bu şiirimi mücadele arkadaşlarım can yoldaşlarım hitaben yazdım. Şiirimin sonunu Erdal Eren’e bağlayacağım. Hücre arkadaşımdı ve son yanımızdan alındı, darağacına götürülürken. Şu an hala öylesine derin duygular içerisindeyim” diyerek dizelerini paylaştı:

“SON BAKIŞ”

Son bakış hep ölümler biçildi sırtımıza

Dili olmayan kör karanlıklara, sessizlik çöktü. Üstümüze, geldi kirli yüzü, kör olası karanlık sayfalar. Ve o zamanlar bir çiçeği ezmeden, eğmeden. Son bakış insana, en yakın yalnızlıkta. Daralır dı bazen gözler, zaman kendi içinde yol alır.

Hep böyle bilinirdik, kol kola yoldaşlık umutlara. Acılar, komşu değil, içimizdeydi,

Bırak aksın kendi Akar’ında an,  kendi denizinde aksın. Memleketin tozlarına vermişiz,  nasırlı sırtımızı. Yüzümüze süzülen terden, her bir yol alırdı, yatağında damla damla.

Şair Ali Eker, “Ben bir şiirlerimi bira diziden esinlenerek yazdım. Bu tabii ki doğal bir şeydir.  Düşünürken bunu yazdım. Tabii ki siyasal boyutu çok farklı” dedi ve şiirini şöyle aktardı:

“Her dağın rüzgarı, kendi sesinden ışlık çalar,

Munzur, Karaca dağ, Bingöl.

Sana aşık olmayı, aklıma düşürdüysem bencilliğime say,  Mezopotamya,

kendi yasak, dili yasak ülke.

Çürük bir elmanın, içindeki kurdun, karın tokluğuna ver beni, içimdeki bu aşkı, ihanetime say, Fırat, Dicle Nehri.

Yaprak gibi ölüp, ölüp, yeniden dirilmelere, alışık değilim. Meyve ki, yetiştiği e ağacının dibine düşer. Geriye dönüp eşiğine yüzümü süremiyorsam ihanetime say! Diyarbekir, ihanetime say Amed.

Özgür dağlar, özgür çocuk, beni katarından doğduğum yere değil, çürümüşlüğüne ver beni.

Sana sevdalanmayı beceremiyorsam, akan dere, söğüdün yaprağı, rüzgârın ıslık sesi, akıbeti belli olsa da güneşle olan son randevusu, özgürlük uğrunadır. Kardelen çiçeklerin sevdası ve çırpınışı ve çırpınışı.”

Ali Şeker’den sonra Gülseren Kılıç ve Yoldaşça Türküler Gurubundan Mustafa Ceylan’ın söylediği deyişle şiir dinletisi etkinliği sonlandı.

______
 Aşığın hikâyesini durmaksızın feryat eden bülbüle değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor..
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping