+17 Alevi Kadınlar: Erkeklerin ve Devletin Şiddetine Karşı Yaşasın Kadıncıl Mücadele

[Pervane]

Bir tek kadın yok ki erkek şiddetini yaşamamış olsun.

Dünya nüfusunun yarısını oluşturan milyarlarca kadın arasında bir tek kadın yoktur ki darp edilmemiş olsun, cinsel tacize uğramamış olsun, duygusal, ekonomik, dijital ya da psikolojik şiddete uğramamış olsun.

Erkek ve devlet şiddetine uğramamış bir tek kadın yok.

Kadınlara erkeklerin şiddet uygulaması tesadüf ya da sinirli birkaç adamın uyguladığı şiddet değil. Erkek şiddeti, arkasında devletin de olduğu, kadınları erkeklerin istediği “makbul kadın” haline sokmak ve erkeklerin erkek egemen sistemi koruyarak sürdürmek için uyguladığı sistematik şiddettir. Tıpkı devletin şiddeti gibi, sistematik ve itaat ettirmeyi amaçlar erkek şiddeti de.

“Her erkek aynı zamanda devlettir” sloganını feminist ve kadın hareketi bu duruma dikkat çekmek için üretmedi mi?

25 Kasım Uluslar Arası Şiddete Karşı Mücadele Günü’nünde dünyanın her yerinden kadınlar kendilerini kontrol altında tutmaya çalışan bu erkek ve devlet şiddetine karşı sokaklarda olacak.

Erkek ve devlet şiddetini olağanlaştıran erkek egemen sisteme (patriarkaya) karşı tüm kadınları mücadeleye çağıracaklar.

Dünyadaki bütün kadınları denetim altına sokmak için onların hayatlarını karartan bu devasa şiddete karşı Alevi kadınlar da suskun kalmayacak.

Çünkü Alevi erkekler de Alevi kadınları öldürüyor, sakatlıyor, yaralıyor, tehdit ve baskı ile kadınları kölesi haline dönüştürüyor.

Çünkü çalınan, elinden alınan Alevi kadınların da hayatı. Alevi kadınlar da tüm kadınlar gibi erkek şiddetine uğruyor.

Alevi kurumlarının özellikle suskun kaldığı, nedense bir türlü gündemlerine almadığı erkek şiddeti kuşku yok ki Alevi kadınların da temel sorunu. Çünkü Alevi kadınlar, Alevi kurumlarında, cemevlerinde ve yaşadıkları ailelerde erkeklerin her türlü şiddetini yaşıyorlar.

“Eşitlikçi” Alevi kurumları ve “eşitlikçi-demokrat-ilerici” Alevi erkekleri de böylelikle kadınlara her türlü şiddeti hiç çekinmeden sürdürüyor! Çünkü onları durduracak, caydıracak bir güç yok.

Biz kadınlar erkek şiddetine susan Alevi kurumlarını uyarıyoruz. Bu böyle gitmez. Kadınlar Alevi kurumlarının bu suskunluğuna ve erkeklerin şiddetine karşı susmayacak. Makbul kadın olmayacak.

Erkek şiddetine susan Alevi kurumlarına diyoruz ki böyle yaparak kadıncıl, eşitlikçi Alevilik inancına karşı duruyorsunuz. Yol cümleden uludur diyor, ama Yol’u tanımıyorsunuz. Çünkü Yol kadındır. Kandildeki nur, Fatma Ana’dır.

Kadınlara şiddet uygulayan erkeklere karşı susan Alevi kurumları, Kırklar Meclisi’ndeki eşitliği, Rıza Şehri’ndeki eşitliği ve ütopik Alevi toplumunda erkek şiddetinin defedildiğini ya bilmiyor ya da bilmezden geliyorlar.

Alevi süreği kurucuları olan Kadıncık Ana, Elif Ana, o sürekleri erkeklerden alıp kadıncıllaştıran Anşa Bacıları, Didar Ana’ları duymamış gibi yapıyorlar.

Alevi kurumları devlet şiddetine, Aleviliğin yok sayılmasına karşı direnen Anadolu’daki Bacı teşkilatlarını, Zarife Hanımları bilmezden geliyorlar.

Ama kadıncıl Yol’u var eden kadınları Alevi kadınlar biliyor. Hiç unutmadığımız, Yol’unu Yol’umuz bildiğimiz bu direngen büyükannelerimiz gibi ne erkeklere, ne de devlete baş eğmeyeceğiz.

Kimse kadınlardan şiddete karşı susmasını beklemesin.

25 Kasım erkek ve devlet şiddetine karşı mücadeleyi Alevi kadınlar da Dominik Cumhuriyeti’nin diktatörüne karşı direnen Mirabal kızkardeşlerden, erkek egemenliğine karşı mücadele eden süfrajet büyükannelerimizden, Yol’u kuran, var eden ve sürdüren Pir Ana’larımızdan, Anadaolu’da yüzyıllarca örgütlü olan teşkilatlı Bacılarımızdan, mürşit, talip kızkardeşlerimizden devraldık ve sürdürüyoruz.

Bizler Alevi toplumunun ve kurumlarının her türlü erkek şiddetine karşı üç maymunu oynamaktan vazgeçip “Şiddete sıfır tolerans” şiarı ile mücadele etmeye çağırıyoruz.

Alevi kadınlar vardır, her yerde.

Yaşasın kadıncıl Alevilik ve Alevi kadınların mücadelesi.

Yaşasın kadın dayanışması

 

17+ Alevi Kadınlar