Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Hakikate Ulaşmak Gerek
#1
“Söyleyin mazluma, kurumuş dudakları gülsün: Bir gün gelecek, zalimin dişleri sökülecektir.”

Sadii ŞİRAZİ.

 

Big bang öncesievren milyon derece sıcak bir toz bulutu içinde idi,evren boşluğunda ömrünü tamamlayan bir yıldız sistemi, kızıl dev bir kütle haline geldikten sonra patladı. Bu patlama ile açığa çıkan gaz ve toz bulutları zamanla farklı ama yeni bir yıldızın da doğuşuna öncülük (rehberlik) etti.İnsan ömrünün kısalığı nedeniyle, bu sürece şahitlik etmekte güçlük çekse de, evrenin hakikati böyledir.Hakikate ulaşmak çalışmayı ve mücadeleyi gerektirir. Çalışıp, emek harcayan insana dahakikat ömür boyurehberlik eder.

Birinci doğanın(evrenin)işleyiş kuralıda bu durumabenzerdir, evrendeki tüm canlı varlıklar bir döngü etrafındabirbirlerine rehberlik ederler. Bir canlı oluşur, var olur yani doğar, büyür ve (Hakk’a ulaşır)ölür. Ölümü ve kalıntıları diğer canlıların gelişiminezemin olur. Bir ağaç, topraktan fışkırır büyür devrilir, çürür yine toprak(devr-i daim)olur. Bu toprak, başka bitkilerin büyümesi ve filizlenmesi için bir hayat kaynağı olur.Kısacası evren’in varoluşsal yapısı ve yaşamsal düzeni böyledir.

İnsan toplumsallaşmasının bir sistem kazanmasında Neolitik devrimin belirleyici bir rolü olmuştur.Bu dönemde, anlam ve zihniyet dünyasında büyük bir devrim yaşanmış. Sonuçta Ana Kadın öncülüğünde gerçekleşen tarım-köy toplumu ve neolitik devrim, manevi-maddi kültür yaratımları ve değerleri ile yaklaşık M.Ö. 12 bin ile 4 bin yılları arasında ahlaki-politik toplum hakikatini ortaya koymuştur. Bu hakikat döneminin mirası ve yarattığı değerler daha sonraki dönem de zaman ve mekâna göre farklı biçimde kendini sürdürmüştür.

Ahlaki-politik toplum zihniyetini kabul etmediğinden dolayı, dışlanan unsurlar M.Ö. 4000’li yıllardan itibaren belirginleşmeye başlar. Bilinen şaman, rahip, tecrübeli yaşlı adam ve askeri şef ittifakı, toplum dışında kendilerini örgütleyip güç ittifakı oluşturur. Bu dönem devletin temellerinin de atıldığı dönemdir. Devlet, toplum dışı ve karşıt güçlerin, toplum ve doğa karşısında iktidar gücü olarak kurulur. Bu iktidar, insanlığın yüz binlerce yıla dayalı ve neolitik devrimle zirve yapan tüm değerlerini tekeline almayı kendi temel amacı haline getirir ve toplumun tüm maddi-manevi değerlerine saldırır!

Yüz yıllar boyu asimilasyoncu zihniyet, ahlaki-politik yaşam biçimi etrafında birleşip birbirine bağlananlara (Ocak sistemi=her Ocak kendi Mürşid’i, Pir’i ve kendi Talibiyle birbirine bağlıdır.)çeşitli iftiralarla(fetvalarla) saldırmıştır.Son 90 yıldır da devletin tüm kurumları kullanılarak asimilasyon politikaları yürütülüyor. Bütün bunlar da yetmiyor; 36 yıldır zorunlu, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi adıyla çocuklarımız asimile ediliyor. Asimilasyon zulümdür ve bir toplumun hakikatini yok etmektir!

Pardon ama bir başka inanca müdahale etmek, zorunlu din dersleri de dâhil yapılan bu ayrımcı uygulamalar insan haklarına aykırı değil mi?İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi başlangıç bölümünde;“insanlık ailesinin bütün üyelerinin doğal yapısındaki onuru ile eşit ve devredilemez haklarını tanımanın dünyada özgürlük, adalet ve barışın temeli olduğunu,insan haklarını göz ardı etmenin ve hor görmenin, insanlığın vicdanında infial uyandıracağınıve “insanın zorbalık ve baskıya karşı son çare olarak başkaldırmak zorunda kalmaması için, İNSAN HAKLARININ, hukukun egemenliğiyle korunmasının önemli olduğunu”beyan ediyor!

Yine İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi; Madde 01: “Bütün insanlar özgür, onur ve haklar bakımından eşit doğarlar”, Madde 18: “Herkesin düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne hakkı vardır”diyor!Her türlü fikrin serbestçe dillendirildiği, her inancın eşit ve özürce yer bulduğu sistemler demokratik ve laik sistemlerdir. Demokratik laik devletlerde hiçbir kurum ya da kamu görevlisi hiçbir inanç grubuna dayatmada bulunamaz! Evrensel kurallar dâhilinde,demokratik laik devletler, inançlar karşısında tarafsız kalırlar.Açık kaynaklar; dayatmada bulunan, baskıcı, asimilasyoncu rejimleri, laik demokratik rejimler olarak değil de faşizm (zorba) rejimler olarak adlandırıyor ve tanımlıyorlar!

Ahlaki-politikyaşam biçiminedir sorusuna verilecek kısa ve öz cevap: Tüm insanlığa, ahlaki-politik toplum adına,şaman, rahip ve askeri şef’e karşı yürütülen bir mücadeledir.Bu sevgi, barış, ikrar, rıza ve yol kardeşliğianlayışıdır! Aynı zamanda paylaşımcı ve dayanışmacı bir felsefedir. Bireyciliğin panzehridir! İnsanıyeniden insanlığa(insan-ı kâmil)kazandırma aşkıdır.Kendini özgürce ifade edip eşit bir şekilde yaşamak, evrensel bir kaidedir, doğaldır, toplumsaldır ve insanlığın ilk aşkıdır!



Mehmet Kabadayı
______
 Aşığın hikâyesini durmaksızın feryat eden bülbüle değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor..
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping