Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Atatürk döneminde hangi devlet nasıl yönetiliyordu
#1
ataturk-doneminde-hangi-devlet-nasil-yon...1541845906


Tarihsel süreç içinde savaş kazanan, devlet kuran komutanlar, hep tek adam hâkimiyetine dayanan devletler kurmuşlardır. Kurdukları devletleri tek başlarına aldıkları kararlarla yönetmişlerdir. Diktatör olmuşlardır. Halklarına, baskı ve zulüm uygulamışlardır. Atatürk, tarihte bu anlayışı değiştiren tek komutan ve liderdir.

Atatürk’ten önce savaş kazanan Türk komutanlar da kendilerini ve ailelerinin adlarıyla devletler kurmuşlardır. Göktürk Devleti, Karahanlılar Devleti, Büyük Selçuklu Devleti, Hârizmşahlar Devleti, Babür Devleti, Osmanlı İmparatorluğu gibi. Atatürk de kurduğu devlete Atatürk Devleti deseydi, hiç de geleneklere aykırı olmazdı.

Kurtuluş Savaşı bittiğinde Mustafa Kemal, tek egemen güçtü. Her istediğini yapacak ve yaptıracak güce sahipti. İsteseydi kendi adıyla bir Türk devlet kurabilirdi. Kendisini padişah, kral, şah ilan edebilirdi.

Türkiye Cumhuriyeti’nin enkazı üzerine kurulduğu Osmanlı Devleti, 622 yıl Osmanoğlularının saltanatına dayalı olarak yönetilmişti. 

Halk saltanat ve hilafete dayanan yönetim anlayışını benimsemiş ve içselleştirmişti. Saltanat ve hilafete dayanan yönetim anlayışını, bir yönetim kültürüne dönüşmüştü.

Mustafa Kemal kendisini padişah, kral olarak ilan etseydi halk hem bunu yadırgamazdı ve hem de buna hazırdı. 

Ayrıca da 1923 yılında Avrupa ve Asya’nın, önde gelen ülkelerinden İngiltere Krallıkla, Almanya'da Hitler faşizmi ile,

İspanya'da Franko faşizmi ile,

İtalya'da Mussolini faşizmi ile,  

Portekiz’de Salazar diktatörlüğü ile yönetiliyordu.

Fransa ve Yunanistan, askerler tarafından yönetiliyordu.

Doğu’da Afganistan krallıkla,

İran Şahlıkla yönetiliyordu.

Kuzeyde Sovyetler birliği proleter diktatörlükle yönetiliyordu.

Dünyada halk egemenliğine dayanan yönetim, neredeyse yok gibiydi.

Dünyanın önde gelen ülkelerinin yönetim şekilleri dikkate alındığında; Atatürk’ün kendisini padişah ya da kral ilan etmesi, diktatör olması dünyada da yadırganmazdı.

Fakat Mustafa Kemal, tarihte o güne kadar örneğine rastlanmayan bir liderlik örneği sergiledi. Kendi adıyla bir devlet kurmadı.

Padişah, kral ya da şah olmak istemedi.

Diktatör olmanın peşinde koşmadı.

Kendisini değil halkını yüceltmek istedi.  

Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir dedi.

Yurttaşlık esasına ve halk egemenliğine dayanan Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu.

Siyasal sistem, toplumun tüm kesimlerinin temsil edildiği tek parti anlayışına dayalı oluşturuldu.

Fakat Mustafa Kemal, tarihte o güne kadar örneğine rastlanmayan bir liderlik örneği sergiledi. Kendi adıyla bir devlet kurmadı.

Diktatör olma, padişah, kral ya da şah olmak istemedi.  

Kendisini yüceltmenin değil halkını yüceltmenin peşinde koştu.

Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir dedi.

Yurttaşlık esasına ve halk egemenliğine dayanan Türkiye Cumhuriyeti’ni kurdu.

Siyasal sistem, toplumun tüm kesimlerinin temsil edildiği tek parti anlayışına dayalı oluşturuldu.

Atatürk’ün başkanlığında toplumun tüm kesimlerinin temsil edildiği tek parti anlayışına dayanan siyasal sistemle, Türkiye Büyük Millet Meclisinde çıkarılan kanunlarla devrimler yapıldı. Devrimlerle hedeflenen toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel yenilik değişim ve dönüşümler yaşama geçirildi.

Batı Avrupa’nın büyük bir aydınlanma, sanayileşme ve kentleşme süreci yaşayarak, çok kan dökülerek ve çok bedeller ödenerek 300 yıla yakın bir zamanda yaşama geçirdiği toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel yenilik, değişim ve dönüşümler, Atatürk’ün yönetiminde 1923-1930 arasında kan dökülmeden, bedeller ödenmeden 7 yıl gibi kısa bir sürede yaşama geçirildi.

Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi.

Türkiye Cumhuriyeti, çağdaş kurumlarla donatıldı.

1938 yılına gelindiğinde Türkiye Cumhuriyeti Dünyanın medeni ve çağdaş ülkeleri arasında, saygın ve onurlu yerini aldı.  

Fransız sosyal ve siyaset bilimcisi Maurice Duverger,

İngiliz tarihçisi, Arnold Joseph Toynbee,

Türk tarihçileri Prof. Dr. Halil İnalcık, Prof. Dr. Suna Kili, Prof. Dr. İlber Ortaylı,

Rusya’nın önde gelen tarihçisi, Moskova Devlet Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mihail Meyer, 

Rus Araştırmacı Prof. Dr. Aleksandır Uşakov,

ABD’nin önde gelen üniversitelerinden Kentucky Üniversitesi Psikiyatri Profesörü ve dünyanın önde gelen araştırmacısı Dr. Arnold Ludwig, başta olmak üzere dünyanın önde gelen tarihçileri, sosyal ve siyasal bilimcileri,

Birleşmiş Milletler Bilim Eğitim ve Kültür Kurumu (UNESCO),

Atatürk’ün, insanlar arasında renk, dil, din, ırk ayırımı yapmayan liderliğinin ve düşünce sisteminin, bu yönleriyle evrensel olduğunu,

Atatürk’ün yönetiminde yapılan devrimlerin ve devrimlerle yaşam geçirilen çağdaşlaşma modelinin akla ve bilgiye dayandığını, insan odaklı olduğu, insanı merkez aldığı, insanı önemsediği, insanı “yüceltmeyi” hedeflediği,

Örnek alınacak ve örnek gösterilecek bir sistem ve model olduğunu, söylüyorlar. 

Celal Topkan
______
 Aşığın hikâyesini durmaksızın feryat eden bülbüle değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor..
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping