11-04-2018, 05:49 PM
Mersin Cemevi’nin kadın kollarında çalışma yürüten Şilan Sürmeli, Alevi kadınlarının kurumlarda yeterince görünür olmadığına değindi. Bunun için kadınların mücadeleyi yükseltmesi gerektiğine ifade eden Sürmeli, “Kota mı eşit temsiliyet mi tartışmalarına girmeden ama böyle bir sürecin zaten tüm kurumlarımızda var olması gerektiğini düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Mersin Üniversitesi Psikoloji Bölümü Mezunu Şilan Sürmeli, Mersin Cemevi’nin kadın kollarında çalışma yürütüyor aynı zamanda da Pir Sultan Abdal Kültür Derneği üyesi.
Sürmeli, Alevi kadınlarla ilgili çalışmalarındaki en büyük ana hedeflerinin Aleviliğin asimilasyonunu engellemek olduğunu söyleyerek, “Hem inancımızı gelecek nesile taşıyabilmek aynı zamanda da kendi kültürümüzü bir şekilde devam ettirebilmek” dedi. Sürmeli, tüm bunları yaparken kadın kimliği ile yaşadıkları problemleri aktardı.
“ERKEKLEŞMİŞ BU DÜNYADAN ALEVİ KURUMLARI DA ETKİLENİYOR”
Kendisi de Kürt ve Alevi bir kadın olan Sürmeli, ‘Alevi inancında kadın erkek eşittir’ söyleminin pratikte pek de karşılık bulduğunu düşünmüyor.
“Toplumun içinde maruz kaldığımız şeyleri hepimiz görüyoruz analiz ediyoruz. Ama kendi kurumlarımızda yaşadığımız şeyler daha farklı. Sonuçta toplumsal cinsiyet rollerinin getirdiği belli sıkıntıları biz de yaşıyoruz kendi kurumlarımız. Alevi inancında ceme girdiğinizden itibaren kadın ya da erkek değilsiniz cansınızdır. Herhangi bir cinsiyet ayrımı yapmaz. Ama tabii ki bu toplumsal cinsiyet rollerinden çok arınmış yerler değil. Sonuçta beş bin yıllık bir kültürden bahsediyoruz. Ve beş bin yıllık bir Alevi kültürünü de etkiliyor. Elbette ki Alevi kültürünün özünde eşitlik, özgürlük mücadelesi yer alsa da sonuçta içinde yaşadığımız toplum yapısı da iktidar ilişkileri de Alevileri etkiliyor. Ve bu tabii ki Alevi kurumlarını da etkiliyor. Sonuçta erkekleşmiş bir dünyada Alevi kurumlarındaki erkek canlarımız biraz daha bu durumu maalesef önümüze serebiliyor.”
Tüm bunlara karşı Türkiye’de uzun soluklu bir tarihi olan kadın mücadelesinin getirdiği tartışmaları kendi kurumlarında masaya yatırılıyor. Bu çalışmalarda “Kadınların hakları neler olmalı. Alevi kadınların talepleri ve sorunları neler” gibi sorulara cevap arıyorlar.
ALEVİ KADINLARIN TARİHİ VE DİL
Sürmeli, bu çalışmalarda başlangıç olarak görülmeyen Alevi kadınların tarihini ele alıp bundan yola çıkarak Alevi kadınların mücadelesini yükseltmeye çalıştıklarını söyledi.
Diğer bir çalışmalarının ise dil kavramı üzerinde olduğunu belirten Sürmeli, “Bu cinsiyetçi toplumdan etkilenmiştir. Ve Alevi diline de bu cinsiyetçilik işliyor. O yüzden aslında Alevi dilindeki cinsiyetçiliği ortadan kaldırmak da bir talebimizdir. Bunun için de elimizden geldiğince çalışmalar yürütüyoruz.” ifadelerini kullandı.
Bu çalışmalar kapsamında bir ilk de olan Alevi kadın bülteni çıkartıyorlar. Sürmeli, Mersin Cemevi’nde çıkarttıkları bu kadın bülteni ile kaygılarının eşitliği ve özgürlüğü her yerde var edebilmek olduğunu söyledi.
“ALEVİ KADINLARI BU KURUMLARA NEDEN GELMİYOR?”
Tartışmalarında kadınların neden kurumlardaki yönetimlerde değil de mutfakta var olduklarına da değindiklerini belirten Sürmeli sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ekonomik bağımsızlığını kazanamayan kadınların elbette ki bu kurumlarda görünürlüğü de azalıyor. Yani bugün kadının sırtına bütün yükü yüklediğinizde tersinde bu soruyu soramıyorsun. Neden Alevi kadınlar bu kurumlara gelmiyor? Neden kurumlara gelse bile işin yöneticilik kısmında yer almıyor. Çünkü zaten mutfak kısmında varız. Bu noktada da o kadının ekonomik bağımsızlığını sağlayacak ya da en azından onu rahatlatacak belli şeylerin yapılması lazım. Bugün Alevi erkek canlarımızın şunları yapması gerekiyor: Ben nasıl cemevine gidebilmek için koşullarımı uydurabiliyorsam, benim eşimin de kızımın da koşullarını uydurabilmesini sağlayabilmeliyim. En azından budur. Bu noktada da tabii ki belli başlı tartışmalar var. Sadece ekonomik özgürlük üzerinden değil, algının değişmesi meselesi aslında. O yüzden de yönetim meselesine geldiğimizde tabii ki salt kadınların rahat cemevlerine gelmesinden bahsetmiyoruz. Talepkar olmasından da bahsediyoruz. Sonuçta biz de o rollerden beslenen kadınlarız. Özgüven problemi yaşıyoruz. Bu noktada kendimizle de ilgili çalışmalar yapıyoruz. Neden söz almıyoruz. Kadınlarla yaptığımız böyle çalışmalar da var.”
EŞİT TEMSİLİYET VEYA KOTA
Sürmeli, Alevi mücadelesinde bir mücadele verilecekse burada kadınların da eşit temsiliyet hakkının olduğuna değindi. “Kadınlar aslında bu mücadeleyi yürütürken hakların verilmeyeceğini bile bile bu mücadeleyi yürütmeli. Talep etmeli, istemeli. Ve almalı. O yüzden de tabii ben kota mı eşit temsiliyet mi tartışmalarına girmeden ama böyle bir sürecin zaten tüm kurumlarımızda var olması gerektiğini düşünüyorum.” diyen Sürmeli kadınlar olarak bu mücadeleyi sonsuza kadar da devam ettireceklerinin altını çizdi.
______
Aşığın hikâyesini durmaksızın feryat eden bülbüle değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor..
Aşığın hikâyesini durmaksızın feryat eden bülbüle değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor..