10-16-2018, 09:53 PM
İçişleri Bakanlığı, 635 korucudan sonra 259 muhtarı da ‘terörle iltisaklı’ gerekçesiyle görevden aldı. Kürt illerinde iktidar hariç seçilmişler yerine kayyum atanırken, seçme ve seçilme hakkı fiilen askıda
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “PKK’nın tehditlerine boyun eğen muhtarlar var, bunları affetmeyiz” açıklamasının ardından görevden almalar başladı.İçişleri Bakanlığı 259 muhtarı, “terör örgütleriyle irtibatları olduğu” iddiasıyla görevden uzaklaştırdı. Geçen hafta da aynı gerekçeyle 635 korucu görevden uzaklaştırılmıştı. DBP’nin 96 belediyesine kayyum atanması da eklenince Kürt illerinde tutuklu HDP’li vekiller ve muhtarlarla beraber iktidar yanlıları hariç neredeyse görevi başında bulunan seçilmiş kalmadı. Uygulama fiiilen seçme ve seçilme hakkının rafa kaldırıldığı şeklinde yorumlanırken, sık sık milli iradeden bahseden iktidarın bölgede neredeyse seçilmiş bırakmaması dikkat çekti.
Sırada azalar var!
İçişleri Bakanlığı, 103 köy, 156 mahalle toplam 259 muhtarın “terör iltisakı” iddiasıyla uzaklaştırıldığını açıkladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulu’nca revletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, iltisakı veya irtibatı bulunduğu değerlendirilen, görevin niteliğiyle bağdaşmayan eylemleri olduğu görülen 103 köy muhtarı ile 156 mahalle muhtarı olmak üzere toplam 259 muhtar adli ve/veya idari işlemlerin tekemmülü ve halihazırda yürütmekte oldukları görevin hassasiyeti nedenleriyle haklarında nihai karar verilene kadar görevlerinde kalmalarının doğurabileceği telafisi imkansız sonuçlar dikkate alınarak geçici bir tedbir olarak 442 sayılı Köy Kanunu ve 4541 sayılı Şehir ve Kasabalarda Mahalle Muhtar ve İhtiyar Heyetleri Teşkiline Dair Kanuna istinaden İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu tarafından görevden uzaklaştırılmıştır” denildi.
Yargı kararı yok
Geçen hafta aynı gerekçeyle 635 korucu da görevden uzaklaştırılmıştı.İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasında dikkat çeken bir diğer konu ise “terörle iltisaklı” denilen 259 muhtar ile 635 korucu hakkında bir soruşturma ve yargı kararı olmaması. “Terörle iltisaklı” gösterilen 259 muhtar ile 635 korucu hakkında gözaltı dahil hukuki bir işlem olmaması da dikkat çeken bir diğer konu. OHAL döneminde de 100 binin üzerinde kamu çalışanı ihraç edilmişti. Muhalefet, ihraçlarda da benzer bir gerekçe kullanan iktidarın “terörle iltisak” iddiasını kadrolaşmak ve tüm toplumsal muhalefeti baskı altında tutmak için kullandığı eleştirisinde bulunuyor.
İşte iktidarın şifresi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 1997 yılında Siirt’te Ziya Gökalp’e ait “Minareler süngü, kubbeler miğfer; camiler kışlamız, müminler asker” diye başlayan şiiri okuduğu için 10 ay ceza almış, 1999 yılında ise cezaevine girmişti. O dönem Hürriyet gazetesi “Siyasi hayati bitti, Muhtar bile olamaz” manşetleri ve başlıkları atmıştı. Sık sık bu manşete atıf yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şimdi Kürt illerinde seçilmiş muhtarları bile görevden alması “iktidar hastalığı”nın tezahürü şeklinde eleştirileri beraberinde getirirken, Kürtlerin muhtar bile olamayacağı mesajı verildiği belirtiliyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “PKK’nın tehditlerine boyun eğen muhtarlar var, bunları affetmeyiz” açıklamasının ardından görevden almalar başladı.İçişleri Bakanlığı 259 muhtarı, “terör örgütleriyle irtibatları olduğu” iddiasıyla görevden uzaklaştırdı. Geçen hafta da aynı gerekçeyle 635 korucu görevden uzaklaştırılmıştı. DBP’nin 96 belediyesine kayyum atanması da eklenince Kürt illerinde tutuklu HDP’li vekiller ve muhtarlarla beraber iktidar yanlıları hariç neredeyse görevi başında bulunan seçilmiş kalmadı. Uygulama fiiilen seçme ve seçilme hakkının rafa kaldırıldığı şeklinde yorumlanırken, sık sık milli iradeden bahseden iktidarın bölgede neredeyse seçilmiş bırakmaması dikkat çekti.
Sırada azalar var!
İçişleri Bakanlığı, 103 köy, 156 mahalle toplam 259 muhtarın “terör iltisakı” iddiasıyla uzaklaştırıldığını açıkladı. Bakanlıktan yapılan açıklamada, “Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulu’nca revletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, iltisakı veya irtibatı bulunduğu değerlendirilen, görevin niteliğiyle bağdaşmayan eylemleri olduğu görülen 103 köy muhtarı ile 156 mahalle muhtarı olmak üzere toplam 259 muhtar adli ve/veya idari işlemlerin tekemmülü ve halihazırda yürütmekte oldukları görevin hassasiyeti nedenleriyle haklarında nihai karar verilene kadar görevlerinde kalmalarının doğurabileceği telafisi imkansız sonuçlar dikkate alınarak geçici bir tedbir olarak 442 sayılı Köy Kanunu ve 4541 sayılı Şehir ve Kasabalarda Mahalle Muhtar ve İhtiyar Heyetleri Teşkiline Dair Kanuna istinaden İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu tarafından görevden uzaklaştırılmıştır” denildi.
Yargı kararı yok
Geçen hafta aynı gerekçeyle 635 korucu da görevden uzaklaştırılmıştı.İçişleri Bakanlığı’nın açıklamasında dikkat çeken bir diğer konu ise “terörle iltisaklı” denilen 259 muhtar ile 635 korucu hakkında bir soruşturma ve yargı kararı olmaması. “Terörle iltisaklı” gösterilen 259 muhtar ile 635 korucu hakkında gözaltı dahil hukuki bir işlem olmaması da dikkat çeken bir diğer konu. OHAL döneminde de 100 binin üzerinde kamu çalışanı ihraç edilmişti. Muhalefet, ihraçlarda da benzer bir gerekçe kullanan iktidarın “terörle iltisak” iddiasını kadrolaşmak ve tüm toplumsal muhalefeti baskı altında tutmak için kullandığı eleştirisinde bulunuyor.
İşte iktidarın şifresi
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 1997 yılında Siirt’te Ziya Gökalp’e ait “Minareler süngü, kubbeler miğfer; camiler kışlamız, müminler asker” diye başlayan şiiri okuduğu için 10 ay ceza almış, 1999 yılında ise cezaevine girmişti. O dönem Hürriyet gazetesi “Siyasi hayati bitti, Muhtar bile olamaz” manşetleri ve başlıkları atmıştı. Sık sık bu manşete atıf yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şimdi Kürt illerinde seçilmiş muhtarları bile görevden alması “iktidar hastalığı”nın tezahürü şeklinde eleştirileri beraberinde getirirken, Kürtlerin muhtar bile olamayacağı mesajı verildiği belirtiliyor.
______
Aşığın hikâyesini durmaksızın feryat eden bülbüle değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor..
Aşığın hikâyesini durmaksızın feryat eden bülbüle değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor..