Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
'Osmanlı’da 2. Beyazıt’a kadar olan dönemdeki bütün padişahlar Alevi’dir'
#1
Osmanl%C4%B1-Padi%C5%9Fahlar%C4%B1.jpg

Alevi vatandaşlar inançlarını kendi imkânlarıyla, büyük zorluklar vererek bu güne kadar taşımayı başarabildi. Osmanlı İmparatorluğu’ndan günümüze yaşanan baskı ve asimilasyon politikalarına rağmen, Alevililerin yaşadığı zorlukları Cem Vakfı Onursal Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan Cem Tv ekranlarında anlattı.

İşte Prof. Dr. Doğan’ın açıklamalarından bazı önemli satırbaşları:

Türkiye’de sürekli üzeri örtülen bir konudur Alevilik. Özellikle Yavuz Sultan Selim’in hilafeti getirmesiyle birlikte o günkü Osmanlı İmparatorluğunun sosyolojik yapısı ve fikri yapısı önemli ölçüde değişime uğradı.  Bunun sebebi Doğu’da Şah İsmail yeni bir devlet kurmuştu. Askeri ise Anadolu’da Türkmen aşiretlerinden topladığı gençlerden oluşuyordu.  Ve büyük bir güç kazanarak hızla yayılmaya başlamıştı. Şah İsmail 13 yaşında Safevi devletini kuran bir kişiydi. Ve Şah İsmail’in o gün söylediği şiirler, nefesler bugün dahi aynı Türkçe ile ifade edilir, Türk Halk ozanlarının en büyük isimlerinden biri olarak kabul edilir.  Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu’nun başında bulunan 2. Beyazıt ya da Sofu Beyazıt Şah İsmail’e çok büyük sevgi ve saygı göstermiştir. Beyazıt’ın oğlu Yavuz Sultan Selim hızla büyüyen Safevi Devleti’nin, Osmanlı İmparatorluğu’nu dağıtma düşüncesi ile babasının bu yakınlaşmadan rahatsızlık duyup İstanbul’a gelerek babasını tahttan indirmiştir. Bu olay ayrıca ilk önemli hükümet darbesi olarak ta bilinir.

Yavuz Sultan Selim hemen sonrasında ise savaş hazırlıklarına başlayıp Çaldıran’da Şah İsmail ile çatışmaya girmiştir. Savaşı kendisi kazanmıştır sonrasında ise yine büyük güç olan Mısır üzerine yönelmiştir ve burayı da kazanmayı başarmıştır. Tüm bunlardan sonra Safeviler Anadolu’yu etkilemesinler diye Sünni İslam’ı egemen kılmaya çalışmıştır. Ve ilk olarak ta getirdiği 2 bine yakın Sünni ulemayı buradaki üniversitelerde Alevi-Bektaşi, Mevlevi hocalarının yerine getirmiştir. Yani üniversiteler tamamen Sünni bir eğitime geçmiştir...

Hatta o dönemin Şeyhülislamı olan ve emirlerine itaat etmek istemeyen Zembilli Ali Efendi’yi azledip yerine Ebussuud’u getirmiştir. Yavuz, Mısır seferi dönüşü Zembilli Ali Efendi’den bir fetva çıkarmasını istiyor. O fetva da Anadolu’daki tüm Alevilerin Sünnileştirilmesi, Hıristiyanların da Müslümanlaştırılması fetvası idi. Zembilli Ali Efendi ise Yavuz’a ‘siz padişah olabilirsiniz ama ben emirlerimi sizden almam Kuran ı kerimden alırım diyor.’ Bunun üzerine onu görevden alıp yerine Ebussuud Efendi’yi getirip Şeyhülislam yapıyor. Yani Yavuz Sultan döneminde Ebussuud Efendi’nin görevi Alevileri Sünnileştirmektir...

Baktığınızda Sünni İslam Emevi anlayışını temsil ederken,  Alevi İslam Anadolu Türk İslam Anlayışını ifade eder. Anadolu Türk İslam anlayışına göre insanlar arasında ayrım yapılmaz,  insanları en büyük değer olarak kabul eden bir varlık olarak kabul eder. Ama bunun karşısında yer alan Emevi İslam Anlayışı siyasi iktidarı elde etmek için her şey mubahtır diyor...

Tüm bunlara rağmen Anadolu’da Alevi olsun, Sünni ya da Şafi olsun, tüm yanlış yönetimlere idarelere rağmen bu yapılardaki halk birbirilerini bilir tanır ve yıllardır bir arada yaşamayı da bilirler. Bu yüz yıllardır bu şekilde devam etmiştir belirli olayların dışında. Bu gerçeklerin birçoğu tarihçiler tarafından araştırılmış, bir kısmı da yok sayılmıştır.

Şimdi Osmanlı’da Yeniçeri olarak bilinen ocak Alevi-Bektaşi’lerden oluşuyordu.  Bu çelişki olarak görünüyor ancak Osmanlı’da 2. Beyazıt’a kadar olan dönemde bütün padişahlar Alevi’dir.  Bunu açıkça söylemek gerekiyor.  Bütün o padişahlar Alevi-İslam anlayışı ile Osmanlı’yı yönetmişlerdir. Fatih İstanbul’u aldıktan sonra İstanbul’un anahtarı kendisine teslim edilirken Bizanslara ‘sizin yapacağınız ibadetler benim güvencem altındadır diye seslenmiştir.’ Bu kanunnameler inanç özgürlüklerinin gelişmesinde tarihin önemli taşlarıdır.

Yani Yavuz dönemine kadar Aleviler Sünniler ile bir arada kardeşçe yaşarlarken, daha sonra Aleviler yönetim ve liderlerin zorlamalarıyla köşelerine çekilip, ıssız dağ başlarına, orman içlerine gidip köyler kurarak yaşamaya devam etmişler. Buralarda kendi gelenek ve görenekleriyle bir adalet düzeni ortaya koyup, bir arada yaşamaya devam etmişlerdir.

Türk siyaset yaşamında Osmanlı’dan bu yana görüyoruz ki, siyasette namus kavramı ve kadın erkek ilişkisi en büyük silah olarak kullanılır. Mesela Alevilere de, iftira atmak için ‘anne baba tanımazlar’ gibi çirkin ifadeler ortaya atmışlardır, halkı Alevilik düşüncesinden uzaklaştırmak amacıyla. Bu tür temel ahlak kurallarını kullanarak, bir düşünceyi yenmek yerine bu tür yollara başvurmuşlardır. Tarihte ki Alevilere yapılan karalamalar bunun en tipik örneğidir...

Biz,  1990’larda bu hareketi başlattığımız zaman ‘halkın birbirini tanıması lazım’ düşüncesiyle, bu türlü hurafelere savaş açtık. Bunun için Yunus’a müracaat ettik. Ne diyor Yunus ‘gelin tanış olalım işi kolay kılalım, sevelim sevilelim bu dünya kimseye kalmaz’ diyor. Bugün bizim yaptığımız iş bu beyitin yürürlüğe konulmasıdır. Biz bu bilinçle Yunus’u bayrak olarak taşıdık. Bu yolda da yine Radyo ve televizyon kurarak halka daha kolay ulaşabilmeyi amaçladık. Alevilerin ibadeti olan cemleri halka doğrudan doğruya canlı olarak verdik yayınlarımızda.  Herkes açık açık görsün Aleviler ibadetlerinde ne yapıyorlar, nasıl yapıyorlar diye...

Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemleri halkı böyle iftiralarla bölerek yönetmeye çalışmak yönünde olduğu için çöküş dönemini de beraberinde getirmiştir bu durum.  Bu kargaşa Kurtuluş savaşına kadar devam etmiştir. Orada hem Aleviler hem Sünniler ayrım olmaksızın herkes bu ülke için yine mücadeleye girmişlerdir. Öyleyse bir arada aynı devletin çatısı altında yaşayan halklar eşit muameleye tabi tutulmalılar ki, devlet herkesin devleti olsun. Yani herkesin parlamentoda kendisinin temsil edildiğini görmesi gerekiyor. Yasların eşit uygulandığını görmeleri lazım. Tabi tüm bunlar için de gerekli bir mekanizmanın kurulması lazım. Bunları yaşayan birisi olarak ta böyle olduğunu görüyorum...
______
 Aşığın hikâyesini durmaksızın feryat eden bülbüle değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor..
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 2 Ziyaretçi

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping