Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Alevilikte ölmeden önce ölmek ne demektir?
#1
Tanrı ey kullarım,ölmeden önce ölün mahşer olmadan hesabınızı görün buyurdu.Peki nasıl olur bu?

Bu ,insanın tutkularını bencilliğini yok etmesiye ve bir pirin eteğinden tutmasıyla olur.Müsahip tutmuş,onunla doğru yola girmiş ,malı mala,canı cana katmış,birbirine karşılılklı teslim olmuşkişiler yılda bir kez Tanrı ,Cebrail,Muhammed Ali’nin vekili pirin yamacına geçerler.Pir atında halk önünde bir yıllık işledikleri suçalrın cezasını çekerler.

İşte halk önünde ,Tanrı ,Cebaril ve Muhammed vAli vekili pir darında yapılan bu yargı Ölmeden önce ölmek mahşer olmadan hesap görmektir.

Zamanı gelip de talip pirin karşısına çıktığında pir ona Aşk ola! Der.Bunun üzerine talip Fazlı darına durur.fazlı darında duran talibe pir:
Ey talip,Tanrı cesedine can verdi.Söylemeye dil verdi.Kalbine iman verdi.Tutmaya el verdi.Tanrı seni ben-i Adem biçiminde yarattı.Ne gördün ne işittin diye sorar.
Talip:Hak gördüm er meydanına geldim.Allah,eyvallah! Der.
O gün mahşewr günü gibidir.Pir Tanrı’nın vekili sayılır.Kabir sorgusu sorar: Aldığın varsa ver!Verdiğin varsa al !Ağlattığın varsa güldür.Döktüğün varsa doldur.Yıktığın varsa kaldır.Ve de o divan ulu divandır.Orda suç gizlenmez.Talip o yıl içinde ne yaptıysa anlatır.

Talip sakınmaksızın suçunu8 günahını ele verecektir.Talip:Bana bu divan da soru sorulsun,öbür dünyada soru sorulmasın.Kuran ne buyurursa ona göre davranayım.Pirinde Tanrının da divanında yüzün ak olsun. Dört kapı kırk makamda ona göre davranıp kendimi düzelteyim. Diye düşünmelidir. Yok tanıklı yada tanıksız olsun ettiklerini saklayıp söylemezse Ulu tarikaktta yalancı olur. O Ali’nin yoluna hile yapmış olur. Yol hayini inanç uğrusudur. Tarikat ona haramdır. Yediği lokma haramdır. Ceme gelen bacılar ona namahremdir. Ettiği semah yalnızca oyundur. Şeriatta tarikatta eli boştur. O , yol döneğidir. Mahşerde arasatta kalacaktır. Kimse ona sahip çıkmayacaktır.

Kardeşler, o meydanda kesinlikle suçunuzu saklamayın! Ne yaptıysanız söyleyin. Sorgunuzu karanlık günlere bırakmayın. Talibin anlattıklarına göre pir talibe cezasını doğru verebilmedir.

Talip de kul hakkı yoksa pir ona Tanrı nın buyruğu, Muhammed’in sünneti Ali’nin tarikatından soru sorar. Talip sakınmaksızın günahını ele verir. Pir de talibin günahı ne ile temizlenirse ona göre doğru karar vermelidir.
Talibin günahının az mı çok mu olduğu orda görülür. Ve orda hesap sorulur. O talibin gerekirse başı, gerekirse canı alınır. Ve ona yalnız “İman” verilir. Gerekirse talip evinden kovulur, boynuna testi asılır, el değirmeni taşı asılır, ayağına iğne batırılır. Alnına şiş dayanır. Yolumuzun töresi böyledir. Gelen gelir…

İnsan insanı günahtan arıtamaz, düzeltemez. Pir ve rehber insanın kendini düzeltemesi için arada araçtır.
Talibin suçu pirin bağışlayacağı türden küçük ise pir gerekli cezayı verir ve : “Bizim gözümüzde iyisin. Biz seni bağışladık. Umarız Tarı da ulu divanında bağışlamış olsun!” diye dilekte bulunur. Hayır dua eder.

Ama talibin günahı büyükse ve pir onun malına ya da güzelliğine kapılıp : “İyisin senin malından geçtim” derse
Biz seni bağışladık. Umarız Tanrı da ulu divanında seni bağışlamış olsun! Diye dilekte bulunur. Hayır dua eder.
Ama talibin günahı büyükse ve pir onun malına ya da güzelliğine kapılıp: “İyisin senin günahından geçtim” derse hakkı batıl eder. Mahşer günü o talibin hesabını Tanrı o pire soracaktır ve diyecektir ki:
“Dünyada benim vekilim olan pirler gelsin bugün hesap günüdür.”

O, pir , Muhammed’e inen Kur’an da buyurulara göre hükmedip hakkı hak ettiyse ne mutlu ona . O zaman Tanrı : “Gel sevabını al. Sen hesabını önce dünyada vermişsin” deyip o piri cennetine alacaktır.

Pir kendi aklına estiği gibi ayetsiz, hadissiz, kendi uydurduğu söze göre karar verdiyse: “ Hadi seni günahlarından geçtim seni yargıladım” derse o pir kesinlikle kafir olur.

Ve de talip : “ İşte pirim günahımdan geçti” diye düşünürse boşuna avunmuş olur. Çünkü asıl yargıç Tanrı’dır. Öbür dünyada kendini bağışlayan pir önde kendi arkada cehenneme gidecektir. Yanlış hüküm veren piri Tanrı sorguya çekecek ve ona : “Ey asi sen dünyada Tanrı’mıydın? Ben seni Muhammed-Ali’nin soyundan boşuna mı getirdim? Oysa sen inanmadan kendi çıkarın için kendi bildiğin yol gibi sürdün. Büyük günah işleyen talibe dünya malı için “İyisin” dedin. Kur’ an ı hadisi, bir yana bıraktın. “Ben babadan böyle gördüm” dedin. Oysa baba yaptıklarının hesabını kendi verir. Şimdi başını kurtar!” diye hesap soracaktır.
Pir Tanrı nın vekili sayılır. Ona bir emanet verilmiştir. Emanete hıyanet edilir mi? Kuşkusuz edilmez. Sözgelimi evini malını birine emanet etsen o kimsen sana ihanet etse ne dersin? Bu karşılaştırma yeter. Arif olan anlar. Akılsız kimse hayvan gibidir, kim binerse onun malı olur.

Talip büyük günah işlemişse pir onu divanına alıp yargılamaz. Böyle bir talibin sorgusunu mahşerde Tanrı yapabilir. Yalnız büyük günah işlemiş talibi topluma kazanma, ve onun başka günah işlemesine engel olmak gerekir. Bu nedenle büyük günah işlemiş talibi ancak keramete ermiş pir ve de dünya malı almaksızın görebilir. Ayrıca şurasını iyi bilmek gerek. Pir onu yalnız dünya malı için bağışlamıştır. Hakk’ın gerçek sahibi Tanrı’dır.

Bir talibin piri uzak olduğunda , pirin eli ona ermediğinde talip vekil olarak başka bir pirin elini tutar. O pire görülür. Aradan kaç yıl geçerse geçsin eski piri geldiğinde yine pirine ikrar getirip iman eder. Çünkü atasının pirini inkar ederse münkir olur. Düzeni töreyi bozmuş olur. Ancak asıl pir dönüşünde o talibe sitem edip: “sen başkasına neden görüldün?” diye sorarsa bu kez pir günahkar olur. Çünkü kıskançlık göstermiş olur. Ama ikinci talibi azdırmış yanlış fetva vermişse asıl pir o talibe kırk akça para , bir kurban, kırk zer ceza vererek düşkünlükten kaldırır. Nedeni talip kitapsız pire uymuş yanlış iş yapmıştır. Talip pirin durumunun kitaba uygun ama söylediklerinin kitapsız olduğunu görürse bir, amil mürşid bulup o piri kitaba uymaya çağırmalıdır. Ama pir kamil mürşidin sözüne uymayıp ayetsiz hadissiz hükmünü yürütmeyi sürdürürse artık talip o pirin darına durmamalıdır.

Gidip Ali soyundan başka bir pir bulup onun eteğine tutunmalıdır. Kitaba uymayan pir şeytandır. Böyle pirin darında duran talip şeytanın , darında durmuş sayılır.

Bir talip bir talibin malını asla ya da zarar verse malı elinden alınan malı elinden alınan talip isterse pir, öbür talibe bu ziyanı ödetmek zorundadır. Kimi cahiller “Mümin ehline ödemek olmaz” gibi düşünce ileri sürmüşlerdir. Oysa Tanrı bu konuyu kullarının rızasına bırakmıştır. Hak sahibine dilerse hakkını bağışlar. Dilemezse ödetir. Gerçek kural budur. Ama hak sahibi hakkından vazgeçerse helal hoş olur. Kimsenin bir diyeceği kalmaz. Pir Tanrı’nın vekilidir. Mümin davasını mahşerde bırakmadan divanda görmelidir. İki talip birbirine küs ise biri gidip öbürüne “Gel bugün ceme gidelim barışalım. Birbirimize hakkımızı helal edelim. Derse ve o talip buna yanaşmazsa yeniden söylemesi ve şunları demesi gerekir: “Gel, bugün ölmeden önce ölelim hesabımızı burda görelim. Gel, burda pir divanına varalım ne hakkın varsa vereyim” öbür talip: “Ben ne varır, ne de barışırım var işine git” derse bile birinci talibin üç kez dışarı çıkıp içeri girmesi ve yukarıda ki sözleri yinelemesi gerekir. Üç kez söylemesine karşın o adam barışmazsa piri, yolu inkar etmiş olur. O zaman birinci talip bin ceme gelip tarik altından geçmesi gerekir. Bunda herhangi bir sakınca görülmez. Evliyanın yüreği küfürden kötülükten arınmıştır. İçinden kötülük geçse evliyalıktan düşer. Düşündüğü kötülük küçük bir günah olsa cezasını çektikten sonra yeniden eski yerine dönebilir.

İMAM CAFER BUYRUĞU
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping