Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Alevilikte içki sorunu
#1
Alevilerin içki içtikleri, bu nedenle İslam ’ın kurallarını çiğnedikleri, en eski dönemlerden beri Sünni din adamları ve cahil halk tarafından söylenegelmiştir. Bu konunun irdelenmesine geçmeden önce bir saptama yapma zorunludur: Bugün artık Alevi olsun, Sünni olsun her kesimden insan alkollü içki almaktadır. İçki içip içmemeyi tartışmak bile anlamsız hale gelmiştir. Alevi-Sünni her kanattan insanlardan içki içenlerin inancı hakkında hiç kimsenin kuşku duymaya hakkı yoktur. Zaten içki içenleri İslamiyet’in dışına atmaya kalktığımızda, ortada fazla insan kalacağını sanmıyoruz. Bugün için, içkinin insanın inancını lekelediğini ya da yok ettiğini iddia etmek, pratik olarak olanaksızlaşmıştır.
Biz geçmişin değerlendirmesini yapIp söylenenlerin doğruluk-yanlışlIk durumunu sergileyeceğiz. Hemen belirtelim ki, eski dönemlerde de Sünni halk arasIndan önemli bir kesim içki içmiştir.
Padişahlar ve onlarIn çevresindekiler; sürekli olarak şarap içmişlerdir.
Bir­çok Os­man­lI pa­di­şahI şa­rap­çı ta­nınır.
Da­ha bi­rin­ci Ha­li­fe Ebu­be­kir dö­ne­min­de ve Ömer za­ma­nın­da, Arap­ların ile­ri ge­len­le­ri şa­rap içi­yor­du. Bun­la­rın en bi­li­nen ör­ne­ği de, meş­hur ku­man­dan­lar­dan Ha­lit bin Ve­lit’tir. Ha­lit, şa­rap iç­tik­ten son­ra göz koy­duğu bir Arap’ı öl­dür­müş, ada­mın ba­şını tan­dıra atıp kızart­mış; son­ra ay ha­li olan ka­dına zor­la sa­hip ol­muştur. Di­ni ya­saya gö­re Ebu­be­kir’in buna kısas uy­gu­la­ma­sı ge­rekir­ken; bu zor­ba ka­bi­le re­isi­ne uy­gu­lan­ma­mış­tır..
Bu an­la­yışı sür­düren Eme­vi­ler za­ma­nın­da sa­ray­da bü­yük iç­ki meclis­le­ri ku­rul­muş­tur. Hatta, Eme­vi pa­di­şah­la­rı sar­hoş sar­hoş ca­mi­ye gidip hal­ka imam­lık yapmış, na­maz kıl­dır­mış­lardır.
Ab­ba­si­ler dö­ne­min­de şa­rap sa­ra­yın vaz geç­me­di­ği ve gör­kem­li tö­ren­ler­de iç­ti­ği, sıra­dan bir iç­ki­dir. Ana­do­lu’da­ki Sel­çuk­lu dev­le­ti ve ondan son­ra ku­ru­lan Osman­lı dev­le­ti şa­ra­bı saray­da bol bol tü­ket­miş­tir. Yal­nız; sıra­dan in­san­la­ra ya­sak­la­nan bu iç­ki, giz­li giz­li yi­ne içil­miş­tir. Alevi­ler ise bu­nu giz­li giz­li iç­mek ye­ri­ne açık açık iç­miş­ler­dir.
Fa­kat Ale­vi­le­rin açık açık iç­me­le­ri, iç­ki­yi bir zevk ve soh­bet öğe­si ha­li­ne ge­tir­me­le­riy­le sonuç­lan­mış­tır. Ale­vi­likte, iç­ki kül­tü­rü oluşmuş, bu kül­tü­rün dışına çıkanlar; iç­ki mec­lis­le­rin­den dış­lan­mış­tır. Böy­le­ce toplum, iç­ki­ye ken­di ken­dine il­ginç bir ya­sak ge­tir­miş­tir.
Ale­vi­ler; iç­ki iç­tik­ten son­ra sa­pıtan, kav­ga çıka­ran, sal­dır­gan­la­şan in­san­lar­la iç­ki iç­mez­ler. Ka­deh­le­ri­ni, “Can ca­na!” di­ye­rek kal­dırır­lar ve avuç­la­rı bar­dak­la­rı tu­tan el­le­ri­nin dışını bir­bir­le­ri­nin el­le­ri­ne değ­di­rerek ca­nın sıcak­lığını duyar­lar.
İçin­de bu sen­li­ ben­li­ği duy­ma­yan in­san, toplum­sal bir yap­tı­rım­la dışla­nır.
Bu dış­la­nış­ta­ki zo­run­lu­luk din­sel de­ğil, top­lum­sal­dır; in­sa­ni­dir
iç­ki; sar­hoş ol­mak için de­ğil; soh­be­te lez­zet kat­mak; ye­ni ufuk­lar açmak için say­gıy­la içi­lir. Bu içiş­te; es­ki Türkler­de­ki din­sel ha­va­yı bul­mak ola­na­ğı var­dır.
Ale­vi­ler; ev­len­miş, ol­gun­lu­ğu bi­li­nen ka­dınla­ra (ba­cıla­ra) da bir kadeh iç­ki sun­mak­ta sa­kınca gör­mez­ler. Fa­kat, iç­ki mec­li­sin­de sof­ra ba­şın­da ka­dın­la er­kek yan ya­na otur­maz. Ka­dın, yal­nız­ca bu aşa­ma­da, er­kek­ten bir adım ge­ri­de­dir, ama hemen de onun ya­nıba­şında­dır. Soh­be­te ka­tılır…
Şa­rap Ni­çin Ya­sak­lan­dı?
Müs­lü­man­lar, İs­la­mi­yet’in ilk dö­nem­le­rin­de şa­rap içi­yor­lar­dı. şa­ra­bın ya­sak­lan­ma­sı, Uhut sa­va­şı son­ra­s›­na denk dü­şer. Bu ye­ni­li­ğin ge­tir­di­ği ger­gin­lik or­tamın­da Müs­lü­man­lar de­ğişik yer­ler­den sal­dı­rı­la­ra uğ­ra­dılar. Müs­lü­man­ların ba­zıla­rı­nın da bu sa­vaş­ta­ki ye­nil­gi­nin moral bo­zuk­lu­ğu ile dav­ranış­la­rın­da anor­mal­lik görül­dü. Sar­hoş olup tatsızlık çıka­ran­lar, kav­ga eden­ler art­tı. Hat­ta İs­lami­yet’e kar­şı bir ta­vır bi­le be­lir­di. Bir avuç ka­lan Müs­lü­man­la­rı bu teh­li­ke­li gi­diş­ten kur­tar­mak için, 625 yı­lı son­la­rına doğ­ru da iç­ki­ye sı­nır ge­ti­ril­di.
Ma­ide Su­re­si’nin 90. ve 91 ayet­le­ri bu olay­la il­gi­li olup şöy­ledir.: “Ey ina­nan­lar! İç­ki, put­lar ve fal ok­la­rı; şüp­he­siz şey­tan işi pis­lik­ler­dir. Bun­lardan ka­çının ki, sa­ade­te ere­si­niz. şey­tan; şüp­he­siz iç­ki ve ku­mar yü­zünden ara­nıza düşman­lık ve kin sok­mak ve si­zi Al­lah’ı an­mak­tan alı koy­mak is­ter. Ar­tık bundan vaz­ge­çer­si­niz de­ğil mi?”
Bu ayet­te içi­nin ke­sin olarak yasak­lan­dığı gibi bir an­lam yok­tur. iç­ki; düş­man­lık kin ve Al­lah’ı an­mak­tan uzak­laş­tırıcı bir un­sur olur­sa yasak kesin­leşiyor.Nitekim,Bakara Suresi’nin 219. ayeti şöyle der: ”Sana, şarab› ve kumarı sorar­lar. De ki: İkisin­de de, hem büyük günah hem insanlara bazı faydalar vardır. Günahları, faydasından daha büyüktür.”
Ayet­te, söz ko­nu­su olan al­kol­lü şa­rap­tır. Ge­rek hamr (şa­rap) söz­cü­ğü­nün kul­la­nıl­ma­sı, ge­rek aye­tin ver­di­ği me­saj; doğ­ru­dan doğ­ru­ya al­kol­lü iç­ki­den söz edil­di­ği­ni or­ta­ya koy­mak­ta­dır. Bu ayet açık­ça iç­kiyi za­rar ve­re­cek bi­çim­de içen­le­re, onu ya­sak­la­mak­ta­dır. İç­ki­nin ya­ra­rı ise, de­ği­şik bi­çim­ler­de yo­rum­la­na­bi­lir. Her şey­den ön­ce iç­ki; in­sa­nın de­nek­ta­şıdır. İyi in­san, kö­tü in­san iç­ki sof­ra­sın­da açı­ğa çı­kar.
İç­ki­nin; her ha­liy­le red­de­dil­di­ği­ni söy­le­yen­ler; Ku­ran-ı Ke­rim’i cid­di bi­çim­de in­ce­le­me­miş olan­lar­dır.
Yu­ka­rı­da ver­di­ği­miz ayet­le­rin dışın­da, baş­ka ayet­ler­de de şa­rap; in­san­la­ra bir he­di­ye ola­rak va­at edil­mek­te­dir. Bu da şa­rabın red­de­dil­me­di­ği­ni; fa­kat, iyi dav­ra­nış­lı in­san­la­ra he­lal ol­du­ğu­nu gös­te­rir.
Mu­ham­met Su­re­si 15. aye­ti oku­ya­lım: “Al­lah’a kar­şı gel­mek­ten sa­kınanla­ra söz ve­ri­len Cen­net şöy­le­dir: Ora­da, te­miz su ır­mak­la­rı, ta­dı bo­zul­ma­yan süt ır­mak­la­rı, içen­le­re zevk ve­ren şa­rap ır­mak­la­rı, süzme bal ır­mak­la­rı var­dır.”Bu ayet­te de sö­zü edi­len; doğ­ru­dan doğ­ru­ya şa­rap­tır ve Müs­lü­manla­ra, öbür dün­ya­da­ki gü­zel ödül­ler­den bi­ri ola­rak öne­ril­mek­te­dir.Ay­rıca; Nahl Su­resi’nin 67. aye­ti de, bu şa­ra­bın öy­le ma­ne­vi bir iç­ki ol­ma­dığını, in­sa­na ke­yif ve­rip sar­hoş et­ti­ği­ni di­le ge­ti­ri­yor. şöy­le di­yor ayet: “Hur­ma­la­rın mey­ve­le­rin­den ve üzüm­ler­den ke­yif verici, mes­tedici ( sar­hoş edici) şıralar ve güzel rızk el­de eder­siniz. Düşünen kavim­ler için bun­da ib­ret var­dır.”Bu ayet­te açık açık sekeren söz­cüğü kul­lanılmış­tır. bu da sar­hoş­luğu ifade eder…
Bu söz­cük, sekr kökün­den türemiş­tir.; sekr ise sar­hoş demek­tir. Yine in­san Su­re­si’nde 21. ayet, açık açık şa­rap­tan söz eder. Ayet şöy­le­dir: “Üzer­le­rin­de, in­ce ye­şil ipek­li, par­lak at­las­tan el­bi­se­ler var­dır; gü­müş bi­le­zik­ler­le süs­len­miş­ler­dir. Rab­le­ri on­la­ra, ter­te­miz şa­rap­lar içi­rir.”Yi­ne Tur Su­re­si’n de 23. aye­ti do­lay­lı ola­rak şa­rap iç­mek­ten söz eder: “Ora­da; bir­bir­le­riy­le, saç­ma söy­let­me­yen ve gü­na­ha sok­ma­yan ka­deh­ler to­kuş­tu­rur­lar,”
To­kuş­tu­ru­lan ka­deh­ler, her­hal­de su ve­ya süt bar­da­ğ› de­ğil­dir. Çün­kü; saç­ma söz söy­let­me­me ve gü­na­ha sok­ma­ma özel­li­ği vur­gu­lan­d›­ğına gö­re bu to­kuştu­ru­lan­lar, şa­rap ka­de­hi­dir. Gü­nah iş­le­me­yen saç­ma söz söy­le­me­yen­le­rin şa­rap içe­bi­le­cek­le­ri­ne do­lay­lı bir izin­dir bu…
Gö­rül­dü­ğü gi­bi, Kur’an’da bi­le iç­ki iç­mek ke­sin ola­rak ya­sak­lan­mış de­ğil­dir. İçki­nin ke­sin­lik­le ya­sak ol­du­ğu gö­rü­şü, sof­ta­la­rın uy­dur­ma­sıdır. Ke­sin ola­rak ya­sak­la­nan şey iç­ki de­ğil; iç­ki iç­tik­ten son­ra kö­tü­lük yap­mak kö­tü söz söy­le­mek­tir.
İş­te; Ale­vi­ler, iç­ki iç­tik­ten son­ra sa­pı­tan in­san­la­ra ya­sak ol­du­ğu­nu söy­ler­ler ve bu­nun da Ku­ran hü­küm­le­ri­ne uy­gun ol­du­ğu­nu be­lir­tir­ler.
Ale­vi­ler; iç­ki­yi, bir edep­siz­lik un­su­ru ya­pan­la­ra bu­nun ha­ram ol­du­ğu­nu ka­bul eder­ler.
Ale­vi­ler­de şa­rap, salt bir ke­yif ara­c› de­ğil­dir.
Ale­vi­ler, iç­ki­ye do­lu der­ler. Do­lu ya­rı ya­rı­ya kut­sal özel­lik­le­re sa­hip iç­ki­dir…. Bu ne­den­le, do­lu­ya, “Hak Do­lu­su, Ali Do­lu­su, Hün­kar Ha­c› Bek­taş Ve­li Do­lu­su, Şah İb­ra­him Ve­li Do­lu­su, Ger­çek Eren­ler Do­lu­su” gi­bi ad­lar ve­ril­miş­tir.
Ale­vi cem tö­ren­le­rin­den son­ra; özel­li­kle Bektaşilerde do­lu içi­lir. Bu­nu, bü­tün Ale­vi­ler­de bir zo­run­lu­luk ola­rak al­gı­la­mak da yan­lıştır. Cem tö­ren­le­rin­den son­ra iç­ki al­ma­yan­lar da, alınan do­lu­yu hak dolusu kabul eder­ler.
Ale­vi cem­le­rin­de şa­ra­bın 15.Yüz­y›l son­ların­da Ru­me­li’nde Akya­zılı Sul­tan za­manın­da gir­di­ği bi­çi­min­de bir bil­gi de var­dır. Da­ha ön­ce şa­ra­bın ye­ri­ne şer­bet içil­di­ği bi­lin­mek­te­dir.
Ale­vi­ler, demin kay­na­ğını Kırk­lar Mec­li­si’ne bağ­lar­lar. O mec­lis­te, Sel­man bir üzüm ta­ne­si ge­tir­miş; pey­gam­ber de onu bir nur­dan ta­bak için­de ezip Kırk­lar’a sun­muş­tur. Kırk­lar; bu­nu iç­miş, coşmuş, se­ma­ha kalk­mış­lar­dır.
Ale­vi­ler iç­tik­le­ri şa­ra­bın Cen­net’te içi­le­cek şa­rap ol­du­ğu­na ina­nır­lar ve onun adına da Ku­ran’da geç­ti­ği gi­bi (İn­san Su­re­si, 21.ayet) “se­ka­hum ham­ri” der­ler. Bu kut­sal­lığı di­le ge­ti­rir.
İç­me­yi bil­me­yen ya da bu tür içil­di­ği­ni bil­me­yen in­san­lar; ira­de­le­ri­ne hâ­kim ola­ma­yan­lar; iç­ki­yi kö­tü, şer kay­na­ğı ola­rak al­gıla­yıp tüm­den ya­sak­la­ma yo­lu­na git­miş­ler­dir. Çıkar­cı ba­zı din adam­la­rı da bun­la­ra öna­yak ol­muş, pey­gam­ber dö­ne­min­de bi­le ya­pıl­ma­yan iş­ler or­ta­ya çık­mış; şa­rap yapılıyor bahanesiy­le üzüm bağ­ları sökül­müş­tür…
Fakat, bu yasak hem es­ki dönem­ler­de, hem de günümüz­de yürümemiş­tir. Bun­dan son­ra yürümesi ise tamamen olanak­sız­dır.

Rıza ZELYUT
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 2 Ziyaretçi

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping