Konuyu Oyla:
  • Toplam: 0 Oy - Ortalama: 0
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
Asimilasyon bir insanlık suçudur!
#1
Geçtiğimiz Pazartesi yeni eğitim yılının başlamasıyla birlikte,  Türkiye’de yaşanan halkların asimilasyona karşı mücadelesi gündeme taşındı.  Asimilasyon bir topluluğun içinde yaşayan başka toplulukların dil, din ve kültürlerini değiştirmek suretiyle benliklerini yok etme ve yerine kendi benliklerini zorla kabul ettirme hareketidir. Yani Türkiye’de yaşayan halkların yabancı olmadığı bir kavram…

Ülkemizde de okular da eğitim ve öğretimin yılına başlamasıyla birlikte yüz binlerce çocuğun okul hayatına başladılar. Fakat ülkemizde halen başta Kürtlerin, Alevilerin ve diğer halkların çocukları  kendi ana dilinde ve inancında eğitim almaları evrensel bir hak olmasına rağmen bu hakkı kullanmalarına devlet tarafından ısrarla engellemektedir.

Dolaysıyla devletin yüz yıllardan beri Kürtlerin ve Alevilerin çocuklarına asimilasyon politikalarına maruz kalmışsa da, bu günümüz dünyasından utanç verici bir tablo haline gelmiştir.  Fakat diğer tarafta ise ülkemizde sadece insanların dilini, inancına ve kültürüne yönelip  basit bir asimilasyon politikası uygulanmıyor.

Özelikle 1980 darbesinde sonra Kürtlerin ve Alevilerin yaşamış oldukları coğrafyaların ve bir çok şehrin, kasabanın, köyün dağların, taşların, nehirlerin kısacası yasama dair ne varsa isimleri değiştirilerek, asimilasyon politikası derinleştirilmiş.

Diğer tarafta ise ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı Recep tayyip Erdoğan’ın Almanya’nın Köln kentinde yaşayan Türklere yaptığı konuşmada,  asimilasyona dair saptamalarına yürekten katılıyorum. Sayın Erdoğan orada bulunan topluluğa şöyle sesleniyordu: Kardeşlerim asimilasyon bir insanlık suçudur. Ama sayın Erdoğan’a hatırlatmak geriliyor. Yönetiği ülke de asimilasyon suçu en üst seviyelerde işlenmekte…

Bugün Alevi çocuklarına zorunlu din dersi verilmesi de bu amacın, yöntemin bir devamıdır. Tabi ki 4+4+4 eğitim sistemini de bunun dışında tutamayız.  Zorunlu din dersleri iddia edildiği gibi din, inanç, kültür ve mezheplerin tanıtıldığı, öğretildiği bir ders olarak uygulanmadığı toplumun tüm kesimleri tarafından bilinmekte.

Aksine bu derse giren her çocuğa inancı ne olursa olsun, zorunlu olarak Sünni-Hanefi inancın eğitimi verildiğini  ve “Bu inancın yolun tek doğru, mutlak doğru olduğu” öğretilmektedir.

Türkiye’de örgün eğitim kurumlarında Alevilik yok sayılmakta; Alevilerin bu konuda yargıda hak arama mücadelesi sonuçsuz kalmaktadır. AİHM’in aldığı kararlar ise; uygulanmamakla birlikte, yapıyormuş gibi göstererek; Alevilik sanki bir kültür ve folklorik bir dinsel unsur gibi müfredatta yer bulmaktadır.

Bunun yanı sıra çocuklarımıza, Sünni inancın ibadetleri uygulamalı olarak öğretilmekte; bunları öğrenmesi zorunlu tutulmakta; çocuklarımız inançları nedeniyle bu derslerde aşağılanmaktadır.

Aleviler Din dersinin zorunlu değil isteğe bağlı olarak uygulanmalıdır. Mevcut müfredatlarda yer alan dinsel telkin, yönlendirme, dini aşağılama ya da tek din ve mezhebin uygulamalarından vazgeçilmelidir.

Zorunlu olmadan öğretilen din dersi ise; ‘Din öğretimi’ anlayışıyla ve her dini/inanç grubunun kendisiyle ilgili bölümü hazırlayacağı; Milli Eğitim Bakanlığı’nın ise; insan hakları, çocuk hakları, ayrımcılık, eşitlik gibi değerleri gö zönüne alan bir yaklaşımla denetleyeceği hali ile müfredatta yer almalıdır.

Devlet; laik, bilimsel, demokratik, kamusal ve anadilinde bir eğitim sistemini ve müfredatını uygulamalıdır.

Devlet, ayrımcı, ötekileştirici uygulamalarına son vermelidir. Devlet Alevileri Kürtleri görmeme, duymama tavrından vazgeçmek zorundadır. Çünkü günümüz dünyasında Demokrasinin ve insan haklarının geliştiği her ülkede asimilasyon söz konusu değildir.

Fakat ülkemizde her türlü asimilasyon söz konusuyken, Ömer Çelik Belçikalı Bakan’ın Türkçe dersi açıklamasına yönelik değerlendirmelerde bulunurken sanki burada bunlar yaşanmıyormuş gibi davranıyor. Dönemin Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakerecisi Ömer Çelik, Belçika Eşit Haklar ve Yoksullukla Mücadeleden Sorumlu Devlet Bakanı Zuhal Demir’in, Türk asıllı öğrencilere okul sonrası Türkçe dersi verilmesine karşı çıkmasına tepki gösteriyor ve Türkçe öğrenmeleri gerektiğini bu durumun asimilasyona sebep olacağını söylüyor.

Twitter hesabından açıklama yapan Bakan Ömer Çelik, “Eşit haklardan sorumlu bakanın böyle bir açıklama yapması utanç verici. Bu sözler söylenirken ‘entegrasyon’dan bahsedilmesi de çok yanlış. Resmen en kaba haliyle asimilasyon çağrısı bu.” ifadelerini kullanırken, ülkesinde olup bitenleri görmüyor.

AB Bakanı Ömer Çelik, “İnsanların ana dillerini yasaklama çağrısı yaparak entegrasyondan bahsetmek sadece asimilasyoncu politikalara daha renkli kılıf bulmaktan ibarettir” diyerek, demokrasiden kardeşlikten ve asimilasyonun bir suç olduğuna da söyleyerek, Aynı cumhurbaşkanı gibi düşündüğünü ortaya koyuyor.

Yazının başlığını da aslında onların söylemlerinden yola çıkarak oluşturdum.

Ancak bugün ülkemizde Kürt ve Alevi çocuklarına karşı uygulanan asimilasyon politikası da bir insanlık suçudur. Sayın yetkililere bu durumu da söz önünde bulundurma çağrısı yapıyorum. En önemlisi demokrasiden, kardeşlikten, eşitlikten özgürlükten yana olan bütün insanları bu zulme karşı durmaları gerektiğini ve mücadele etmeleri için gerekli yolları açmaya davet ediyorum.

Her çocuk kendi ana dilinde ve kendi inancı doğrultusunda eğitim alarak yaşamını sürdürürken, kendi dilini ve kültürünü de geliştirerek gelecekteki nesillere aktarma hakkına sahip olmalıdır.

Dolaysıyla yüzyıllardan bu yana bu topraklar üzerinde yaşayan farklı inanç, farklı kültürlere uygulanan bu asimilasyon politikası reddediyoruz. Çünkü asimilasyon politikası bir insanlık suçudur.

Devleti yönetenler eninde sonunda Alevileri, Kürtleri görmek; Kürtlerin kendi ana dilinde eğitim almalarını, Alevilerin de kendi inancına uygun eğitimi tanımak zorundadır.

Eşit yurttaşlık mücadelesini, kendi inanç ve değerlerimizi koruyarak vermeye devam etmekten vazgeçmeyeceğiz bir kez daha dile getiriyoruz:

Çocuklarımızın zorunlu din dersleriyle ve ana dillerini yok ederek asimilasyona tabi tutulmasına,  bu yolla Aleviliğin ve ana dilimizin yok edilmesine hizmet etmeyeceğiz.

Biz Kürtler ve Aleviler olarak her türlü asimilasyona karşı olan mücadelemiz ısrarlı bir şekilde sürdüreceğiz… Bütün halklarıda bu mücadeleye omuz vermeye davet ediyoruz.

Saygılarımla…



Ahmet Güden
______
 Aşığın hikâyesini durmaksızın feryat eden bülbüle değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor..
Ara
Cevapla


Hızlı Menü:


Şu anda bu konuyu okuyanlar: 1 Ziyaretçi

Online Shopping App
Online Shopping - E-Commerce Platform
Online Shopping - E-Commerce Platform
Feinunze Schmuck Jewelery Online Shopping