09-15-2018, 05:49 PM
Bektaşi'nin cebinde meteliği yoktu. Bir lokantanın önünde durdu. Gözü vitrindeki bir levhaya takıldı: "Giriniz ve istediğinizi yiyiniz. Hesabınızı torununuz ödesin."
Bektaşi "Tam bana göre", diye mırıldanarak içeri daldı. Kebab, kuzu pirzolası... Canı yemek istediği ne varsa söyledi.
Yemeğini bitirince, çıkmak üzere hazırlandı.
Fakat garson yetişip, hesap pusulasını burnuna dayamasın mı? Hem de tuzlu bir hesaptı bu.
— Ama, diye derhal itiraz etti Bektaşi. Kapıda hesabınızı torununuz ödesin diye yazmıyor mu?
Garson sinsi bir gülümsemeyle, nazikçe cevap verdi: "Yazıyor tabii efendim... Ama bu size takdim ettiğim hesap, sizin değil, büyük babanızın..."
Tamah varken, dolandırıcı aç kalmaz. (Atasözü)
Bektaşi "Tam bana göre", diye mırıldanarak içeri daldı. Kebab, kuzu pirzolası... Canı yemek istediği ne varsa söyledi.
Yemeğini bitirince, çıkmak üzere hazırlandı.
Fakat garson yetişip, hesap pusulasını burnuna dayamasın mı? Hem de tuzlu bir hesaptı bu.
— Ama, diye derhal itiraz etti Bektaşi. Kapıda hesabınızı torununuz ödesin diye yazmıyor mu?
Garson sinsi bir gülümsemeyle, nazikçe cevap verdi: "Yazıyor tabii efendim... Ama bu size takdim ettiğim hesap, sizin değil, büyük babanızın..."
Tamah varken, dolandırıcı aç kalmaz. (Atasözü)
______
Aşığın hikâyesini durmaksızın feryat eden bülbüle değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor..
Aşığın hikâyesini durmaksızın feryat eden bülbüle değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor..