09-09-2018, 10:25 PM
Meşrutiyetten evvel, İstanbul'da tutuculuğu ile şöhret bulmuş bir molla Gıyaseddin Efendi vardı ki, horoza yem verdiği için birinci karısını boşamış, kazaen oruç yediği için ikinci karısını evden kovmuştu.
Bunlar gibi daha bir sürü yersiz takıntıları olan Molla Gıyaseddin Efendi, bir gün devrin ileri gelenlerinden birinin konağına davet edildi. Ev sahibi, efendi hazretlerine kristal bir bardak içinde buz gibi bir şerbet getirerek ikram etti:
— Bir şerbet buyurmaz mısınız? dedi. Gıyaseddin Efendi kaşlarını çattı:
— Yoo, hayır... Ben şerbet içmem, dedi.
—Aman efendi!
— İçmem... Görmez misiniz? Şerbetin evveli (ön hecesi) şer, âhiri (son hecesi) de bet dir. Her ikisi de kötü anlamındadır. Ondan ötürü içmem! !.
Cahilin ibadetinden âlimin uykusu hayırlıdır. (Atasözü)
Bunlar gibi daha bir sürü yersiz takıntıları olan Molla Gıyaseddin Efendi, bir gün devrin ileri gelenlerinden birinin konağına davet edildi. Ev sahibi, efendi hazretlerine kristal bir bardak içinde buz gibi bir şerbet getirerek ikram etti:
— Bir şerbet buyurmaz mısınız? dedi. Gıyaseddin Efendi kaşlarını çattı:
— Yoo, hayır... Ben şerbet içmem, dedi.
—Aman efendi!
— İçmem... Görmez misiniz? Şerbetin evveli (ön hecesi) şer, âhiri (son hecesi) de bet dir. Her ikisi de kötü anlamındadır. Ondan ötürü içmem! !.
Cahilin ibadetinden âlimin uykusu hayırlıdır. (Atasözü)
______
Aşığın hikâyesini durmaksızın feryat eden bülbüle değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor..
Aşığın hikâyesini durmaksızın feryat eden bülbüle değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor..