Alevilere dönük işkence, vahşet dolu bir katliam olan Maraş’ta insanlık suçu yaşandı. 19-24 Aralık 1978 yılında ‘Maraş olayları’ olarak tarihe geçen Maraş Katliamı’nda yaşamını yitiren 111 kişiden 17’si kadındı. Bu kadınlardan geriye yıllar geçse de kanamaya devam eden acıları ve yarım bırakılmış hayalleri kaldı.
111 kişi yaşamını yitirdi ve onlardan 17’si kadındı. Güllü Ergönül, Fatma Baz, Zeynep Aydoğan, Döndü Ünver, Zühre Ünver, Kezban Usta, Hatice Yılmaz, Gülsen Un, Hatice Görür, Gülsüm Akırmak, Zeynep Nergiz, Sebahat İşbilir, Elif Balta, Esma Suna, Fidan Suna, Fatma Bilmez ve Cennet Çimen… Savaşın, nefretin kurbanı, adları asla unutulmaması gereken kadınlar…
Ölen kadınlar arasında iki isim Esma Suna ile Cennet Çimen, katliamın adeta sembolü oldu. Esma Suna 8 aylık hamile genç bir kadın. Cennet Çimen ise 80 yaşında gözleri görmeyen bir nine.
“HAMİLEYİM, BARİ BENİ ÖLDÜRMEYİN”
Esma Suna’nın doğumuna az kalmıştır. Saldırganlar Suna ailesinin evini silahlarla ateş altına alırlar, evin içine patlayıcı madde ve benzinli paçavralar atarlar. Sonra evin kapılarını kazma ve baltalarla kırarak içeriye giren faşistler, evde bulanan Fidan, Ali, Fikri ve Mehmet Suna ile Musa Funda’yı kurşuna dizerler. Fazlı ile Elif Suna da sopa ve satırlarla ağır yaralanır ve öldü diye bırakılır. Esma Suna, “Kocamı, kardeşlerimi öldürdünüz bari beni öldürmeyin hamileyim” diye yalvarır. Sopa ve satır ve şiş darbelerinden o da nasibini alır. Karnındaki bebeği kurtarmak için can havliyle sokağa fırlar. Ancak arkasından bu kez ateş ederek Esma’yı yere düşürürler. Öldü sanılarak bırakılır. Bir komşusu Esma gelini sırtlayarak devlet hastanesine götürmeyi başarır. Doktorlar Esma’nın yaralarının ağır olduğunu görür ve “Bari bebeği kurtaralım” diye sezaryenle bebeği çıkartırlar. Operasyon sırasında doktorlar gözyaşlarını tutamaz. Zira annesinin karnına aldığı darbeler nedeniyle bebek de annesi gibi ölmüştür.
111 kişi yaşamını yitirdi ve onlardan 17’si kadındı. Güllü Ergönül, Fatma Baz, Zeynep Aydoğan, Döndü Ünver, Zühre Ünver, Kezban Usta, Hatice Yılmaz, Gülsen Un, Hatice Görür, Gülsüm Akırmak, Zeynep Nergiz, Sebahat İşbilir, Elif Balta, Esma Suna, Fidan Suna, Fatma Bilmez ve Cennet Çimen… Savaşın, nefretin kurbanı, adları asla unutulmaması gereken kadınlar…
Ölen kadınlar arasında iki isim Esma Suna ile Cennet Çimen, katliamın adeta sembolü oldu. Esma Suna 8 aylık hamile genç bir kadın. Cennet Çimen ise 80 yaşında gözleri görmeyen bir nine.
“HAMİLEYİM, BARİ BENİ ÖLDÜRMEYİN”
Esma Suna’nın doğumuna az kalmıştır. Saldırganlar Suna ailesinin evini silahlarla ateş altına alırlar, evin içine patlayıcı madde ve benzinli paçavralar atarlar. Sonra evin kapılarını kazma ve baltalarla kırarak içeriye giren faşistler, evde bulanan Fidan, Ali, Fikri ve Mehmet Suna ile Musa Funda’yı kurşuna dizerler. Fazlı ile Elif Suna da sopa ve satırlarla ağır yaralanır ve öldü diye bırakılır. Esma Suna, “Kocamı, kardeşlerimi öldürdünüz bari beni öldürmeyin hamileyim” diye yalvarır. Sopa ve satır ve şiş darbelerinden o da nasibini alır. Karnındaki bebeği kurtarmak için can havliyle sokağa fırlar. Ancak arkasından bu kez ateş ederek Esma’yı yere düşürürler. Öldü sanılarak bırakılır. Bir komşusu Esma gelini sırtlayarak devlet hastanesine götürmeyi başarır. Doktorlar Esma’nın yaralarının ağır olduğunu görür ve “Bari bebeği kurtaralım” diye sezaryenle bebeği çıkartırlar. Operasyon sırasında doktorlar gözyaşlarını tutamaz. Zira annesinin karnına aldığı darbeler nedeniyle bebek de annesi gibi ölmüştür.
YAŞLI BİR KADININ FERYATLARI…
Cennet Çimen, Maraş Katliamı’nın en yaşlı mağduru. Saldırganlar mahalledeki diğer evleri yakıp yıkarken tek gözü hiç görmeyen diğer gözü ise çok az görebilen Cennet Nine, “Ne oluyor?” diye dışarı fırlar. Feryat seslerini duyunca da çevreden imdat ister. Katiller, “Gel nene gel biz seni kurtaracağız” diyerek kolundan tutup bahçeden sokağa çıkarırlar. Sokakta yere yıktıkları 80’lik kadının ayaklarından sürerek boş bir evin bahçesindeki helaya götürürler. Cennet Nine’nin feryatlarını duyan mahalleli korkudan imdadına gidemez. Cesedini bulduklarında iki gözü tornavida ile oyulmuş, başı hela çukuruna sokulmuş, üzerine de yanmış bir at arabasının kasası yığılmıştır.
ÖNCE ÇOCUĞU SONRA KENDİSİ…Kendisi bir Sünni olan Ümmühan Duman’ın evlendiği eşi Alevi’ydi. Evlendikten bir süre sonra ise köylülerin birçok baskısı ile karşı karşıya kaldı “Kürtler ve Aleviler bu köyde” yaşayamaz diye. Bütün baskılara direndi. Ancak katliam esnasında kapıları çalındığında çocuklarının acısını görmemek için eşine “beni öldür dayanamam bu acıya” dese de, oğlu gözlerinin önünde öldürüldü. Saldırıdan yaralı kurtulan Duman, oğlunun acısına daha fazla dayanamayarak yaşamını yitirdi kısa bir süre sonra.
6 AYLIK BEBEĞİ İLE CAN VERDİ
Fadime Boz’un da diğerleri gibi çocukları vardı. En küçüğü henüz altı aylıktı. Yaşanan olaylardan kaynaklı çocuklarını korumak amacıyla daha güvenli bir mahalleye gitmek isterken sıkılan kurşunların hedefi oldu. Boz, 6 aylık bebeği ile vuruldu. Hastaneye götürülürken bebeği ile yaşamını yitirdi. O da hayalleri elinden alınanlar kervanına katılmıştı.
CENAZESİ HALA KAYIP
Hatice Yılmaz, evli ve çocukları vardı. Önce dışarıdan ateş açan saldırganlar, daha sonra evine girmişlerdi. Yaralı halde dışarı sürüklenen Yılmaz, briketlerle katledildi. Öldürmekle yetinmeyen saldırganlar altın bileziklerine göz diktikleri Yılmaz’ın kolunu da kesmişlerdi. Cenazesi kayıtlara her ne kadar muhtar tarafından ilgililere teslim edildiği şeklinde geçirilse de, yakınlarına teslim edilmeyen cenazesi hala kayıp.
ÖNCE ÇOCUĞU SONRA KENDİSİ…Kendisi bir Sünni olan Ümmühan Duman’ın evlendiği eşi Alevi’ydi. Evlendikten bir süre sonra ise köylülerin birçok baskısı ile karşı karşıya kaldı “Kürtler ve Aleviler bu köyde” yaşayamaz diye. Bütün baskılara direndi. Ancak katliam esnasında kapıları çalındığında çocuklarının acısını görmemek için eşine “beni öldür dayanamam bu acıya” dese de, oğlu gözlerinin önünde öldürüldü. Saldırıdan yaralı kurtulan Duman, oğlunun acısına daha fazla dayanamayarak yaşamını yitirdi kısa bir süre sonra.
6 AYLIK BEBEĞİ İLE CAN VERDİ
Fadime Boz’un da diğerleri gibi çocukları vardı. En küçüğü henüz altı aylıktı. Yaşanan olaylardan kaynaklı çocuklarını korumak amacıyla daha güvenli bir mahalleye gitmek isterken sıkılan kurşunların hedefi oldu. Boz, 6 aylık bebeği ile vuruldu. Hastaneye götürülürken bebeği ile yaşamını yitirdi. O da hayalleri elinden alınanlar kervanına katılmıştı.
CENAZESİ HALA KAYIP
Hatice Yılmaz, evli ve çocukları vardı. Önce dışarıdan ateş açan saldırganlar, daha sonra evine girmişlerdi. Yaralı halde dışarı sürüklenen Yılmaz, briketlerle katledildi. Öldürmekle yetinmeyen saldırganlar altın bileziklerine göz diktikleri Yılmaz’ın kolunu da kesmişlerdi. Cenazesi kayıtlara her ne kadar muhtar tarafından ilgililere teslim edildiği şeklinde geçirilse de, yakınlarına teslim edilmeyen cenazesi hala kayıp.
______
Aşığın hikâyesini durmaksızın feryat eden bülbüle değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor..
Aşığın hikâyesini durmaksızın feryat eden bülbüle değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor..