12-18-2018, 09:24 PM
Prof. Dr. İzzettin Doğan'dan önemli gündem açıklamaları
Cem Vakfı Onursal Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan Cem Tv Gündem programında gündemi değerlendirdi. Prof. Doğan konuşmasında, 'Bütçe görüşmelerinin yapıldığı Meclis'te Alevi vatandaşlar için bir kuruş bile pay ayrılmadı, Alevilerin hiç mi hakkı yok' diye sordu.
Cem Vakfı Onursal Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan Cem Tv Gündem programında gündemi değerlendirdi. Prof. Doğan konuşmasında, 'Bütçe görüşmelerinin yapıldığı Meclis'te Alevi vatandaşlar için bir kuruş bile pay ayrılmadı, Alevilerin hiç mi hakkı yok' diye sordu.
Cem Vakfı Onursal Başkanı Prof. Dr. İzzettin Doğan Cem Tv'de İzzettin Doğan ile Gündem programında gündemi değerlendirdi. Konuşmasına Fransa'da hükümetin kemer sıkma politikalarına karşı sokağa çıkan ve kendine "Sarı Yelekliler" diyen eylemcilerle başladı.
İzzettin Doğan, Avrupa kıtasında meydana gelen ve birçok ülkede "Sarı Yelek" giyerek kendi hükümetlerini protesto eden Fransa gibi, İngiltere gibi, Avusturya, Sırbistan gibi, Romanya ve Macaristan gibi Kıta Avrupasının hemen hemen her ülkesine yayılmış olan yeni bir hareket, yeni bir halk hareketi bütün iktidarları bunaltmaya ve giderek arttığına şahit oluyoruz. dedi. İzzettin Doğan konuşmasının devamında TSK'nın Suriye'ye operasyon hazırlığında olmasına dem vurarak "Türkiye’miz de kendi Güney sınırımızı meşru bir şekilde, meşru hedeflerle Suriye'nin toprak bütünlüğünde herhangi bir şekilde bir santimetre kare toprağında bile yetkililerin ifade ettiği üzere Türkiye'nin gözünün olmadığı ama kendi vatandaşlarının güvenliğini sağlamak gibi kutsal bir görevle esasen önemli olan ve olması gereken devleti yönetenlerin Türk Silahlı Kuvvetleriyle birlikte yavaş yavaş daha da ileriye giderek Suriye'nin derinliklerine doğru hareket haline geçmeye başladıkları bir dönemi yaşıyoruz." dedi
MEVLANA BİR ALEVİ BÜYÜĞÜDÜR
Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin 745. yıl anma etkinlikleri dolayısıyla Hz. Mevlana'nın büyük bir Alevi büyüğü olduğunu ve Şemseddin Tebrizi ile görüşmesinden sonra geliştirmiş olduğu bir Kuran anlayışı olduğunu söyleyen İzettin Doğan şunları ekledi.
"Tanrı'yla buluşmayı "ölüm" olarak nitelendiren yani ölüm gibi hepimizi düşündüren hepimizi zaman zaman karşılaştığımız zaman, yakınlarımızın ya da dostlarımızın Hakka yürüdüklerine tanık olduğumuz günlerde üzüldüğümüz zamanlarda yüreğimize su serpen, "Merak etmeyin, korkmayın ölümden. Ölüm tükenmek değildir, yani toprağa karışmak değildir tam tersine geldiğiniz yere dönmektir" yani Kuran-ı Kerim'de ifade edildiği gibi "Tanrı'dan geldik, tanrıya döneceğiz." ayetine uygun olarak, biz şimdi geldik tekrar Tanrıya döneceğiz demektir. Bu ölmek değildir, bizi yaratan sevgiliyle buluşmaktır yani Şeb-i Aruz'dur bu, bu Vuslat günüdür Tanrıya ulaşmak Tanrı ile tekrar buluşma günüdür, bir olma günüdür"
ALEVİLER MEVLANAYI HZ. ALİ GİBİ SEVER
İzzettin Doğan bütün Alevi Ocaklarının kendi büyüklerinden birisi olarak Hz. Ali'yi sevdikleri gibi Mevlana’yı sevdiklerini ve bugün hakka yürüyüşünün 745. yılını Alevi yurttaşlarında, Sunni kardeşlerimiz gibi onu sevenlerle birlikte yad edeceklerini dile getirdi.
İzzettin Doğan konuşmasının devamında “Alevi, Sunni, Şafi gibi yapay ayrımlarla İslamın özünü teşkil eden barış ve sevgi diyarı olması düşüncesini Hz. Mevlana'nın 745. Hakka yürüme günü olarak kendisini rahmetle yad ediyorum, kendisini sevgiyle, saygıyla, tekrardan gönlümüzde yaşatıyoruz. “ dedi.
“HÜKÜMETLERİN TEDBİR ALMASI GEREKİYOR”
Sınırdışına operasyon hazırlığında olan Türkiye Cumhuriyeti’ne iç barışı sağlamaları konusunda tedbir almaları gerektiğini ve daha esaslı adımlar atılması gerektiğini vurgulayan İzzettin Doğan sözlerine şunları ekledi:
“Neden dışarıya doğru bir yönelme TSK tarafından kesinleşmiş gibi görünürken Avrupa'da bu hareketler bu kadar sokağa dökülmeler yaşanırken ve buralarda bütün bunlara rağmen demokratik hayat yaşamaya devam ederken Türkiye'de neden hala büyük kitleler arasında bir kaynaşmanın sağlanamadığı bir kaynaşmanın adaleti tesis etmek suretiyle etkisiz hale getirilemediğini anlamak kolay olmuyor. Uzun yıllardan beri bunun muhakemesini yapıyoruz çünkü bendenizin şahsen ihtisas alanım Devlet Hukuku ve Uluslararası Politika ve Uluslararası Siyasi Olaylar'dı. Şimdi bunun Türkiye'de ki yankılarının yani Türkiye'de yurttaşlar arasında anayasanın açık hükümlerine rağmen farklı muameleler yapılması farklı işlemlere yönelmesini, herkesten vergileri toplarken adil diyebileceğimiz, herkesin ölçüsü değişebilir ama gene de öyle kabul edelim, adil kabul edebileceğimiz anayasa ve vergi hukukuna uygun olarak herkesten, gücü olandan vergi alınabilmesi imkanı var iken ve bunu uygularken neden bu vergiler harcarken yani insanların maddi ve manevi gelişmesini sağlamak için bu paranın harcanması gerekirken ve bu para harcanırken neden kendi yurtdaşları arasında bu ülkeyi yönetenler ille de ayrım yapmak konusunda ısrarcıdırlar bu doğrusunu isterseniz kamil bir düşünce ile baktığınız zaman anlamak hiçte kolay olmuyor, niye kolay olmuyor çübkü ülkede ki barış Türkiye'nin asıl hazinesidir” dedi
“SİYASİ PARTİLER ALEVİLERİ GÖRMEZDEN GELDİLER”
Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren Alevilere devlet bütçesinden bir kuruş bile verilmediğini söylen Prof. Dr. İzzettin Doğan “25 30 milyona varan bu sayıda ki yurttaşların kendi inanç ve özgürlüklerini, ibadetlerini Sunni kardeşlerinin ibadetleri ve özgürlükleri düzeyinde aynı haklara, aynı özgürlüklere sahip olmaları gerekirken ve böylece birbirlerini hem tanımak ve tanıdıkça da daha fazla sevmek imkanına kavuşturulmasını sağlamak ana görevleri olması gerekirken tam tersine siyasi parti liderleri genellikle bu olayı kaşımaya çalışmışlardır ve zaman zaman da ihtilallerin nedenini oluşturacak şekilde yani belirli bir Alevi kesimin eğer hırpalanmasına müsaade edersek o zaman yapacağımız müdahaleler halkın nazarında meşruyet kazanır dedirtecek noktalarda adeta Türkiye'yi kanunlara uygun bir ülkeymiş imajını vermek için alevilerin adeta görünmez olması gerektiği gibi fevkalade yanlış çürük, aptalca bir düşünce üzerine hareket etmeği yeğ tutmuşlardır” dedi. Konuşmasının devamında Prof. Dr. Doğan verdikleri bütün çabalara rağmen AİHM kararı uygulanmadı, bu karara bugünkü hükümetin uymaktan direndiğini belirtti.
“AİHM KARARI NEDEN UYGULANMIYOR”
Temel hak ve özgürlükleri kapsayan Avrupa İnsan Hakları Antlaşmasının 9. Ve 14. Maddesinin hükümet tarafından ihlal edildiğini belirten Prof. Dr. Doğan şunları ekledi
“Belki de devlet olarak işin biraz uzamasını sağlamak amacıyla Sayın Cumhurbaşkanımız bir süre önce Alevi yurttaşların Cemevlerine hukuki statünün tanınacağını ifade etmiştir ama bu yeterli değildir. Zaten Mahkeme Alevilerin Cemevlerinin, Alevilerin İslam anlayışlarına uygun olarak Cemevleri Alevilerin ibadethaneleridir demek suretiyle onu İnsan Hakları Mahkemesinin himayesi altına almıştır. Buna da hükümetlerin saygı göstermesi gerekiyor. Hangi ülke için verilmiş olursa olsun bu karar koymuş olduğu kıstaslar Avrupa Konseyi üyelerinin tümünü kapsar.”
BÜTÇE GÖRÜŞMELERİNDE ALEVİLER NEDEN YOK?
Prof. Dr. İzzettin Doğan TBMM’de bütçe görüşmelerinin başladığını fakat bu bütçe görüşmelerinde Aleviler adına yine tek bir kuruş bile ayrılmadığını, bunun ayrımcılık olduğunu, mağduriyet yarattığını ve bu hatanın düzeltilmesi gerektiğini söyledi. Alevilerin de bu ülkede vergi verdiğini, askere gittiğini, şehit olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İzzettin Doğan “Cumhuriyet’in kurulduğu günden bugüne Alevi yurttaşlara devlet bütçesinden bir kuruş para bile ayrılmamıştır. Güzel ama herkesten vergi alıyorsunuz, Alevilerde şehit oluyor, askere gidiyor. Onlarda kendi inanç duygularını aktarmak için yani Mevlana gibi zatları yetiştiren böylesine bir islam inanç kesiminin bu şekilde devletten ayrı bırakılmaları mümkün olduğunca başka ülkelerin üzerinde oyun oynamalarına zemin oluşturacak şekilde ayrımcılık devlet eliyle yapılması anlaşılacak ya da affedilecek gibi bir hata değildir bu büyük bir hatadır devleti yönetenler bu hatayı tekrar etmekten artık kaçınılmalıdırlar. Dikkatle izledim bütçe görüşmelerini Alevi yurttaşların devlet bütçesinden bir pay almaları hakkında hiçbir söz edilmedi ve tek bir kuruş bile ayrılmadı. Aleviler bu ülkenin üçte birini oluşturuyor ve bir hakları yok mu? Devlet bütçesinin üçte birini Alevilerin vergileriyle oluşturuyorlar onların hiçbir hakkı yok mudur? Bu nasıl bir adalet anlayışıdır nasıl bir demokratik devlet anlayışıdır bu nasıl bir özgürlük anlayışıdır. Türkiye Cumhuriyeti ve TBMM bilin ki kötü bir imtihandan geçiyor. Koca devlet bütçesi geçiyor ve ülkenin 3te birini temsil eden Alevilere hiçbir bütçe ayrılmıyor. Temel hak ve özgürlükler söz konusu olduğunda herkes adalete teslim olmalıdır” dedi.
İzzettin Doğan, Avrupa kıtasında meydana gelen ve birçok ülkede "Sarı Yelek" giyerek kendi hükümetlerini protesto eden Fransa gibi, İngiltere gibi, Avusturya, Sırbistan gibi, Romanya ve Macaristan gibi Kıta Avrupasının hemen hemen her ülkesine yayılmış olan yeni bir hareket, yeni bir halk hareketi bütün iktidarları bunaltmaya ve giderek arttığına şahit oluyoruz. dedi. İzzettin Doğan konuşmasının devamında TSK'nın Suriye'ye operasyon hazırlığında olmasına dem vurarak "Türkiye’miz de kendi Güney sınırımızı meşru bir şekilde, meşru hedeflerle Suriye'nin toprak bütünlüğünde herhangi bir şekilde bir santimetre kare toprağında bile yetkililerin ifade ettiği üzere Türkiye'nin gözünün olmadığı ama kendi vatandaşlarının güvenliğini sağlamak gibi kutsal bir görevle esasen önemli olan ve olması gereken devleti yönetenlerin Türk Silahlı Kuvvetleriyle birlikte yavaş yavaş daha da ileriye giderek Suriye'nin derinliklerine doğru hareket haline geçmeye başladıkları bir dönemi yaşıyoruz." dedi
MEVLANA BİR ALEVİ BÜYÜĞÜDÜR
Mevlana Celaleddin-i Rumi'nin 745. yıl anma etkinlikleri dolayısıyla Hz. Mevlana'nın büyük bir Alevi büyüğü olduğunu ve Şemseddin Tebrizi ile görüşmesinden sonra geliştirmiş olduğu bir Kuran anlayışı olduğunu söyleyen İzettin Doğan şunları ekledi.
"Tanrı'yla buluşmayı "ölüm" olarak nitelendiren yani ölüm gibi hepimizi düşündüren hepimizi zaman zaman karşılaştığımız zaman, yakınlarımızın ya da dostlarımızın Hakka yürüdüklerine tanık olduğumuz günlerde üzüldüğümüz zamanlarda yüreğimize su serpen, "Merak etmeyin, korkmayın ölümden. Ölüm tükenmek değildir, yani toprağa karışmak değildir tam tersine geldiğiniz yere dönmektir" yani Kuran-ı Kerim'de ifade edildiği gibi "Tanrı'dan geldik, tanrıya döneceğiz." ayetine uygun olarak, biz şimdi geldik tekrar Tanrıya döneceğiz demektir. Bu ölmek değildir, bizi yaratan sevgiliyle buluşmaktır yani Şeb-i Aruz'dur bu, bu Vuslat günüdür Tanrıya ulaşmak Tanrı ile tekrar buluşma günüdür, bir olma günüdür"
ALEVİLER MEVLANAYI HZ. ALİ GİBİ SEVER
İzzettin Doğan bütün Alevi Ocaklarının kendi büyüklerinden birisi olarak Hz. Ali'yi sevdikleri gibi Mevlana’yı sevdiklerini ve bugün hakka yürüyüşünün 745. yılını Alevi yurttaşlarında, Sunni kardeşlerimiz gibi onu sevenlerle birlikte yad edeceklerini dile getirdi.
İzzettin Doğan konuşmasının devamında “Alevi, Sunni, Şafi gibi yapay ayrımlarla İslamın özünü teşkil eden barış ve sevgi diyarı olması düşüncesini Hz. Mevlana'nın 745. Hakka yürüme günü olarak kendisini rahmetle yad ediyorum, kendisini sevgiyle, saygıyla, tekrardan gönlümüzde yaşatıyoruz. “ dedi.
“HÜKÜMETLERİN TEDBİR ALMASI GEREKİYOR”
Sınırdışına operasyon hazırlığında olan Türkiye Cumhuriyeti’ne iç barışı sağlamaları konusunda tedbir almaları gerektiğini ve daha esaslı adımlar atılması gerektiğini vurgulayan İzzettin Doğan sözlerine şunları ekledi:
“Neden dışarıya doğru bir yönelme TSK tarafından kesinleşmiş gibi görünürken Avrupa'da bu hareketler bu kadar sokağa dökülmeler yaşanırken ve buralarda bütün bunlara rağmen demokratik hayat yaşamaya devam ederken Türkiye'de neden hala büyük kitleler arasında bir kaynaşmanın sağlanamadığı bir kaynaşmanın adaleti tesis etmek suretiyle etkisiz hale getirilemediğini anlamak kolay olmuyor. Uzun yıllardan beri bunun muhakemesini yapıyoruz çünkü bendenizin şahsen ihtisas alanım Devlet Hukuku ve Uluslararası Politika ve Uluslararası Siyasi Olaylar'dı. Şimdi bunun Türkiye'de ki yankılarının yani Türkiye'de yurttaşlar arasında anayasanın açık hükümlerine rağmen farklı muameleler yapılması farklı işlemlere yönelmesini, herkesten vergileri toplarken adil diyebileceğimiz, herkesin ölçüsü değişebilir ama gene de öyle kabul edelim, adil kabul edebileceğimiz anayasa ve vergi hukukuna uygun olarak herkesten, gücü olandan vergi alınabilmesi imkanı var iken ve bunu uygularken neden bu vergiler harcarken yani insanların maddi ve manevi gelişmesini sağlamak için bu paranın harcanması gerekirken ve bu para harcanırken neden kendi yurtdaşları arasında bu ülkeyi yönetenler ille de ayrım yapmak konusunda ısrarcıdırlar bu doğrusunu isterseniz kamil bir düşünce ile baktığınız zaman anlamak hiçte kolay olmuyor, niye kolay olmuyor çübkü ülkede ki barış Türkiye'nin asıl hazinesidir” dedi
“SİYASİ PARTİLER ALEVİLERİ GÖRMEZDEN GELDİLER”
Cumhuriyet’in kuruluşundan itibaren Alevilere devlet bütçesinden bir kuruş bile verilmediğini söylen Prof. Dr. İzzettin Doğan “25 30 milyona varan bu sayıda ki yurttaşların kendi inanç ve özgürlüklerini, ibadetlerini Sunni kardeşlerinin ibadetleri ve özgürlükleri düzeyinde aynı haklara, aynı özgürlüklere sahip olmaları gerekirken ve böylece birbirlerini hem tanımak ve tanıdıkça da daha fazla sevmek imkanına kavuşturulmasını sağlamak ana görevleri olması gerekirken tam tersine siyasi parti liderleri genellikle bu olayı kaşımaya çalışmışlardır ve zaman zaman da ihtilallerin nedenini oluşturacak şekilde yani belirli bir Alevi kesimin eğer hırpalanmasına müsaade edersek o zaman yapacağımız müdahaleler halkın nazarında meşruyet kazanır dedirtecek noktalarda adeta Türkiye'yi kanunlara uygun bir ülkeymiş imajını vermek için alevilerin adeta görünmez olması gerektiği gibi fevkalade yanlış çürük, aptalca bir düşünce üzerine hareket etmeği yeğ tutmuşlardır” dedi. Konuşmasının devamında Prof. Dr. Doğan verdikleri bütün çabalara rağmen AİHM kararı uygulanmadı, bu karara bugünkü hükümetin uymaktan direndiğini belirtti.
“AİHM KARARI NEDEN UYGULANMIYOR”
Temel hak ve özgürlükleri kapsayan Avrupa İnsan Hakları Antlaşmasının 9. Ve 14. Maddesinin hükümet tarafından ihlal edildiğini belirten Prof. Dr. Doğan şunları ekledi
“Belki de devlet olarak işin biraz uzamasını sağlamak amacıyla Sayın Cumhurbaşkanımız bir süre önce Alevi yurttaşların Cemevlerine hukuki statünün tanınacağını ifade etmiştir ama bu yeterli değildir. Zaten Mahkeme Alevilerin Cemevlerinin, Alevilerin İslam anlayışlarına uygun olarak Cemevleri Alevilerin ibadethaneleridir demek suretiyle onu İnsan Hakları Mahkemesinin himayesi altına almıştır. Buna da hükümetlerin saygı göstermesi gerekiyor. Hangi ülke için verilmiş olursa olsun bu karar koymuş olduğu kıstaslar Avrupa Konseyi üyelerinin tümünü kapsar.”
BÜTÇE GÖRÜŞMELERİNDE ALEVİLER NEDEN YOK?
Prof. Dr. İzzettin Doğan TBMM’de bütçe görüşmelerinin başladığını fakat bu bütçe görüşmelerinde Aleviler adına yine tek bir kuruş bile ayrılmadığını, bunun ayrımcılık olduğunu, mağduriyet yarattığını ve bu hatanın düzeltilmesi gerektiğini söyledi. Alevilerin de bu ülkede vergi verdiğini, askere gittiğini, şehit olduğunu vurgulayan Prof. Dr. İzzettin Doğan “Cumhuriyet’in kurulduğu günden bugüne Alevi yurttaşlara devlet bütçesinden bir kuruş para bile ayrılmamıştır. Güzel ama herkesten vergi alıyorsunuz, Alevilerde şehit oluyor, askere gidiyor. Onlarda kendi inanç duygularını aktarmak için yani Mevlana gibi zatları yetiştiren böylesine bir islam inanç kesiminin bu şekilde devletten ayrı bırakılmaları mümkün olduğunca başka ülkelerin üzerinde oyun oynamalarına zemin oluşturacak şekilde ayrımcılık devlet eliyle yapılması anlaşılacak ya da affedilecek gibi bir hata değildir bu büyük bir hatadır devleti yönetenler bu hatayı tekrar etmekten artık kaçınılmalıdırlar. Dikkatle izledim bütçe görüşmelerini Alevi yurttaşların devlet bütçesinden bir pay almaları hakkında hiçbir söz edilmedi ve tek bir kuruş bile ayrılmadı. Aleviler bu ülkenin üçte birini oluşturuyor ve bir hakları yok mu? Devlet bütçesinin üçte birini Alevilerin vergileriyle oluşturuyorlar onların hiçbir hakkı yok mudur? Bu nasıl bir adalet anlayışıdır nasıl bir demokratik devlet anlayışıdır bu nasıl bir özgürlük anlayışıdır. Türkiye Cumhuriyeti ve TBMM bilin ki kötü bir imtihandan geçiyor. Koca devlet bütçesi geçiyor ve ülkenin 3te birini temsil eden Alevilere hiçbir bütçe ayrılmıyor. Temel hak ve özgürlükler söz konusu olduğunda herkes adalete teslim olmalıdır” dedi.
______
Aşığın hikâyesini durmaksızın feryat eden bülbüle değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor..
Aşığın hikâyesini durmaksızın feryat eden bülbüle değil, sessiz sedasız can veren pervanelere sor..