09-26-2018, 11:40 PM
![tumblr_pa3ti9B5pX1wnw3iwo1_1280.jpg](https://66.media.tumblr.com/731051385bcd4ee305d3f9d5807a4ee5/tumblr_pa3ti9B5pX1wnw3iwo1_1280.jpg)
Ben Hüseyin..
Ali’nin oğlu Hüseyin!
Evet ben; Şah-ı Merdan,
Haydar-ı Kerrar, Şir-i Yezdan,
Hz. İmam Ali’nin oğlu Hüseyin…
Babam ki, hem kılıcıdır islamın
hem de kapısıdır ilim şehrinin…
Babam ki Hayber kalesinin kapısını
parmağıyla göğe savuran şanlı
cengâverdir. Babam ki kendisinden
daha güçlü bir yiğit, ve kılıcından
daha keskin bir başkası bulunmayan
eşsiz kahramandır.
Babam ki Allah’ın dini uğrunda
hançerlenip, Kabe’nin Rabb’ine
hamd ederek Hakk’a yürüyen
Emir’ül mü’minin’dir…
Hüseyin’im ben!
Harb adını vermek istemiş bana
Nur-u Rahman olan babam.
Ancak alemlere Rahmet olarak
gönderilen, Hakk’ın Habib’i, iki
Cihan serveri, Allah’ın yüce elçisi
sevgili dedem, “Hüseyin’ sözünü
İsim seçmiş de olmuşum öylece
ismimle müsemma..
Dedem ki, Abdullah oğlu Muhammed
Mustafa’dır. Dedem ki dini için
bütün neslimiz yoluna fedadır.
Dedem, ah dedem… Adı güzel
kendi güzel dedem! Davası uğruna
başımı verdiğim, ahlak ve edep
elçisi dedem! Davası uğruna kanımı
sebil ettiğim dedem! Davası uğruna
canımı feda ettiğim dedem! Davası
Uğruna bedenimi zalimlerin atlarının
ayakları altında çiğnettiğim dedem!
Ben işte o dedenin torunuyum!
Ve annem… Annem peygamber
kızıdır benim! Annem, cennet
kadınlarının efendisi olan
Fatımat-ül -Zehra’dır! O ki edep
ve iffetinden ötürü “Betül” diye
nitelendi inananlarca… o ki
babasına olan sevgi ve şevkatinden
dolayı tarihte hiç kimseye nasip
olamayacak şekilde babasının
“Annesi…” diye övgülendi Allah
elçisi tarafından… ağabeyim
Hasan’da benim gibi susuzluktan
kıvranarak can verdi. Zira onu da
Zehirlediler, Cude’nin eliyle zalimler…
Kerbela çölünün kavurucu sıcağında
susuzluktan, kıvrana kıvrana verdim
canımı ben… vasiyet eyledim ki,
kim içerse bir yudum soğuk su,
beni hatırlasın da şefaat istesin benden…
Zira ben bütün susuzların susamışlığının
benzersiz bir nişanesi olsun diye
dilim, damağım ve yüreğimle
kavrula kavrula ve ateşler içinde
yana yana verdim son nefesimi…
Ben Hüseyin’im..!
Ben ki, kundaktaki yavrusu
kucağındayken boğazından oklanarak
evladı katledilen babayım…
Ben ki, evlat acısı denilen acıya
düçar kılınan “ Ali Asker’i “ şehit
edilen peygamber torunuyum…
Ve Sakine, ve Zeynep, ve Müslim,
ve Celal Abbas, ve Hür… Ne hazin ki
beni de, evladımı da, arkadaşlarımı da
neslimi de, dedem Muhammed
Mustafa’ya iman ettiğini söyleyen
münkirler ve münafıklar katleyledi… işte bundandır ki, şair
Muhammed İkbal benim için;
“ Hüseyin hak ile batılı kanıyla
ayırdı…” demiştir. Evet, benim
kanımla ayrıldı mümin ile münafık.
Kim ki yolumdaysa benim, yolundadır
Hakk’ın.! Kim ki zalimin zulmüne
karşı başkaldırıyorsa Allah’a teslim
olmuştur kuşkusuz… benim davam
siyaset davası değildi. Benim davam
canını koruma davası değildi.
Benim davam dedemin davasıydı:
La İlahe İllallah!
Allah’tan ve adaletten başkasına
boyun eğmemek, zalime ve zulmüne
biat etmemek, hürriyet ve hakkaniyet
yolunda can korkusuna düşmemek…
İşte budur benim yolum…selam
olsun yolumun yolcularına…
Selam olsun Hakk’a teslim olup,
Ona gönülden inananlara…
Ne mutlu benim için matem tutanlara…
Ne mutlu peygamber nesli için
gözyaşı dökenlere… Ne mutlu,
fikrimi çerağ gibi rehber edip
gerçeğe yürüyenlere… Şefaatim,
“Medet ya Hüseyin” diye ağlaşanların
üzerine olacaktır… şefaatim, “Gel
dinim, imanım, imam Hüseyin”
diyenlerin üzerine olacaktır…
Şefaatim, Hakk için Cem olup
tevhid okuyan canların üzerine
olacaktır! Yolumu süren ve
neslimden seyyitlere merbut ve
talip olana medet kılacağım!
Bir gerçekten etek tutup, Ehlibeyte,
bende olan müminlere himmet
edeceğim… Zira ben, kırklar ceminin
Mürşidi Muhammed Mustafa’nın
Kurret’ül Ayn’ı, yani gözbebeği
olan İmam Hüseyin’im! Zira ben
Kerbelâ meydanında Hak için
Kendini kurban eyleyen Şah-ı
Merdan oğlu İmam Hüseyin’im!
Zira ben, Erenler serdarı
İmam Hüseyin’im…!
Allahume salli ala
seyyidina Muhammed
ve ala Ali
seyyidina Muhammed.